EMILY'NIN AĞZINDAN
Sabah Justin'in yanında uyandım. Hala yatıyordu, masumdu. Ona hissettirmeden yataktan kalkıp ayakkabılarımı giydim.Eğer ona iyi bakarsam iyileşecekti, biliyordum..Her hastalığın bir tedavisi veya bir kurtulanı vardır değil mi? Odadan yavaşça çıktım, telefonumu çıkardım. Numarayı tuşladım ve telefonu kulağıma götürdüm.
"Emily? " Telefonu açtığına şükrederek cevapladım.
"Dean, Ben ne diyeceğimi bilmiyorum sadece...sadece burada olmana ihtiyacım var lütfen." Konuşurken sesim titriyordu. Dean bir şeyler olduğunu anlamıştı.
"Neler oluyor Emily, orada her şey yolunda mı?"
"Kahretsin Hayır Dean!" Sesimin yükseldiğini yeni anlamıştım.Herkes bana bakarken bahçeye çıktım. Derin bir nefes alıp tekrar konuşmaya başladım.
"Justin'in beyninde tümör var ve nasıl başedeceğimi bilmiyorum. Hiç hasta birine bakmadım ve onu kaybedeceğim korkusu beni yiyip bitiriyor." Telefondan ses gelmedi. Birkaç saniye sonra Dean'in "Hava şartları nedeniyle birkaç günlüğüne uçak seferleri iptal edildi Em, ama söz veriyorum hallolur hallolmaz geleceğim. Sen güçlü bir kızsın Emily..Bye." sesini duyduktan sonra bir şey demeden Telefonu kapattım.Hastanenin içine girip doktoru buldum.
"Doktor Hydiker! Justin'in biraz rahatlaması ve hastane psikolojisinden çıkması için bir şeyler planlamak istiyorum. Sizin için de sakıncası yoksa bugün taburcu olabilir mi?" Doktor ilk başta tereddüt etse de sonra kabul etti ve ben de bu müjdeli haberi Justin'e vermek için odasına gittim. Kapıyı açtığımda yatağında değildi, tuvalete gittiğini umarak oraya girdim.
"Çık Emily! Beni böyle görmeni istemiyorum." Aman Tanrım! Justin klozete kusuyordu.Koşarak yanında diz çöktüm ve alnını tuttum.
"Hiçbir yere gitmiyorum.Anlamıyor musun Justin? Bunu birlikte yeneceğiz."
Hiçbir şey demeden kusmaya devam etti.Ağzını çalkaladıktan sonra yatağa yatmasına yardım ettim.Yanında oturdum ve elini tuttum.
"Sana iyi bir haberim var."
"Bu hastalıktan kurtulmadıysam hangi haber iyi olabilir ki?" Ne olmuştu bu çocuğa böyle..
"Sen herkese kafa tutan birisin Justin, bir hastalıkla böyle yıkılmamalısın.Bazılarımız bu hayatta şanslıdır ve her istediklerini elde ederler, ama bazılarımız Tanrı tarafından sınanırız; Bu bazen bir kaza, bir hastalık veya pişmanlık olur." Kafamdan geçenlerin bir kısmını ona söylemiştim ama tüm olay hastanede olmasıydı.Şükürler olsun ki bütün çıkış işlemlerini halletmiştim.
"Bugün hastaneden çıkıyoruz ve seni bir yere götürüyorum, sadece sen ve ben olacağız."
Gözlerinin biraz olsun parladığını görmüştüm.Kalkmasına yardım ettim.
***
Hastane çıkışında Fredo Ryan ile, Pattie de Jeremy ile eve gitmişlerdi. Onlara Justin ile biraz yalnız kalmamız gerektiğini söylediğimde anlayışla karşıladılar.Önceden telefonla toplattığım valizleri evden aldık ve yola koyulduk. İlk defa arabayı ben kullanacaktım.
"Nereye gidiyoruz Emily? " Sadece gülümseyip uzaktan öpücük yolladım. Radyoyu açmak için elimi uzattığımda Justin'in eli buna engel olmuştu. "Şu an müzik dinlemek istemiyorum Em, sadece gideceğimiz lanet olası yere gitmek istiyorum."
"Kızma Justin, bir dağ evine gidiyoruz. Seninle birkaç gün yalnız olmak istedim o kadar." Nereye gideceğimizi öğrendiğinde rahatlamış görünüyordu. Bir an duraksayarak sormasını beklediğim soruyu sordu. "Senin bir dağ evin mi var?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MIXER LOVE
RomanceALDATILAN BİR KIZ..KENDİNE YEMİN ETTİ;ARTIK HİÇBİR ERKEK İÇİN AĞLAMAYACAKTI.TA Kİ HAYALLERİNİN ERKEĞİ GELENE KADAR:)) İYİ OKUMALAR!! JUSTIN BIEBER FanFiction