12.BÖLÜM FİNAL

103 8 3
                                    

(Okuyabilirseniz eğer The Afters- Ocean Wide ile okuyun lütfen )

EMILY'NIN AĞZINDAN

Duyduğum o beş kelimeden sonra Dünya'm durdu. Herkesin koşarak Justin'in odasına gittiğini biliyordum ama donup kalmıştım sadece dolu gözlerle yere bakıyordum. Kendimi kâbusta sanıyordum. Bu kâbustan başka bir şey olamazdı, birkaç dakika sonra evleneceğim adam ölmüş olamazdı, daha birkaç dakika önce iyi gördüğüm adam ölmüş olamazdı. Birinin beni saratığını hissettim. Bir anda kendime gelince beni sarsanın Dean olduğunu gördüm. Gerçekliğe dönmüştüm, ama herkes aynıydı; koşarak Justin'in odasına gidiyorlardı.

"Hayır! Hayır! Hepiniz bana yalan söylüyorsunuz. Düğün şakası mı bu?" diye bağırdım. Elimdeki çiçeği duvara fırlatmıştım.

"Justin nerede? Bana böyle bir şaka yaptığınızı öğrenince hepinizi gebertecek!" Kendimde değilmiş gibi konuşuyordum. Etrafta bağırıyordum. Gözüm yanımdan geçen sedyedeki Justin'e takıldı. Burnunda ve ağzında kurumuş kan vardı.

Lütfen Cılız Sevgilim, benim için dayan

Sana sabırlı olmanı söyledim

Sana iyi olacağını söyledim

Sen olmadan nefes alamayacağımı bildiğin halde beni bırakamazsın

Kim seni sevecek, kim ikimizin yerine savaşacak

Apar topar ambulansa bindim. Gelinliğime ve yapılan saçlarıma aldırmadan kafamı Justin'in şişip inmeyem göğsüne koyup hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.

"Uyan seni lanet olası! Beni bırakıp gidemezsin. Duydun mu beni Justin, bana yalan söyledin! Endişelenecek bir şey yok dedin ama şimdi gözlerini açmıyorsun!"

Hemşireler beni kenara çekip Justin'e elektroşok veriyorlardı. Ancak lanet olası alette tek bir yukarı aşağı giden çizgi belirmedi. Hastaneye vardığımızda beni ambulanstan indirdiler.

"Hayır! Gitmek istemiyorum, Justin'i yalnız bırakamam." Diye bağırdım. Bana Justin'e bir şey olmayacağını ve gereken her şeyi yapacaklarını söylediler. Koridorda otururken Justin'i de ameliyata aldılar. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Dünya'm başıma yıkılmıştı, Justin yanımda olmadan nefes alamıyordum. Duvarlar üzerime üzerime geliyordu ve kendimi uçurumdan atılmış gibi hissediyordum. Arkamdan bana sarılan birkaç çift el farkettim. Gelenler Dean, Ryan ve Fredo'ydu. Dean'e sıkıca sarılarak ağlamaya başladım.

"Justin gelecek değil mi? Beni bırakıp gidemez, biz evlenecektik. Ona söz verdim. Ona iyileşeceğini söyledim..." Dean belimdeki ellerini daha da sıktı.

"Onsuz nefes alamıyorum Dean. Hiçbir şey hissetmiyorum, ne olur onu bana geri verin. Gerekirse her günümü kilisede Tanrı'ya dua ederek geçirrim." Dean tek kelime etmedi, sadece başını sallamakla yetindi. Ryan araya girdi.

"Onu kaybetmeyeceğiz Emily, böyle konuşma. Senin Kadar en az ben de kötüyüm. On beş yıllık can dostumu kaybedemem, bu kadar kolay değil."

Hastane koridorunda bize doğru koşan annem, babam, Pattie ve Jeremy'di. Hala gelinliğim üzerimdeydi. Ameliyathaneden doktor çıktı. Herkesten önce koşup doktorun yanına vardım. Yarı ağlıyor yarı gülümseyip sordum.

(Bundan sonrasını Birdy- Skinny love veya Backstreet Boys Incomplete ile dinleyin lütfen)

"Justin iyileşti değil mi, nefes alıyor şimdi. Sadece küçük bir baygınlıktı." Doktor sesini çıkarmamıştı. Ellerimi yumruk haline getirip doktorun göğsüne vurmaya başladım.

"Lane olası bir şey söylesene! Justin nerede? Nikaha geç kaldık, neden herkes bu kadar sessiz!!" Herkese dönüp Ellerimi başıma koydum.

"Size yalvarırım bir şeyler söyleyin! Justin burada olsaydı bunları bana yaşatmazdı. Ellerimi tutup bana sıkıca sarılırdı. Bana her şeyin geçeceğini söylerdi. Ama siz siktiğimin tek kelime etmiyorsunuz!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 13, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MIXER LOVEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin