"Kızım o duyamıyor."

476 56 11
                                    

Medya Elis(duyamayan kız) iyi okumalar!

Sabah babamın sert sesi ile uyandım. Yine okul vardı ve iğrençti okul iğrençti. Yorganı itekleyip yataktan kalktım. Saçımı kaşıyarak banyoya geçtim. Aynaya baktığımda gözlerimde çapak, saçım başım yağ içerisindeydi. Sanki rehine alındım ve beni kaçıran adam acımasız ve yıkanmama izin vermiyor gibiydi(adam zaten seni rehine almış, yıkanmana da zaten izin verecekti). Ve saçlarımı sıksam 1 kilo yağ çıkacağından emindim. Üstümdekileri çıkarıp banyoya girdim. Bir gün okula geç kalsam bir şey olmazdı. Saçlarımı şampuanla bol bol köpürttükten sonra güzelce duruladım. Duştan  çıktığımda yüzüme gerekli bakımı yapıtım. Banyodan çıktığım anda annem içeri dalmış,

"Aşağıda seni bekliyoruz." Demişti. Onu geçiştirerek odadan çıkmasını sağladım. Dolabımın önünde durup giyecek bir şeyler bulmaya çalışıyordum. Gözüme kestirdiğim Aras'ın tişörtünü kafamdan geçirdim. Aras kokuyordu ve 'bunu bana sevgilim verdi' havası katıyordu. Tişört bol ve büyüktü ama her türlü bende mükemmel durmuştu. Altıma dar pantolon geçirip yine Aras'tan sömürdüğüm deri ceketimi giyindim. Yüzüme biraz renk verip şeftali renginde dudak parlatıcımı dudaklarımda gezdirdim. Aynada kendime bakınca serseri gibi gözüküyordum, saçım hariç. O daha çok... inek yalamış gibiydi. Tarakla kabarttıktan sonra salaş bir örgü yaptım yani kafamı sallasam bozulacaktı.

Aynı Skins'teki Effy'e benzemiştim ama sadece benzemiştim. Kimse o kız kadar cool olmazdı. Dünden çalışma masamda duran fizik kitaplarımı çantama atıp aşağıya indim. Tek kız olduğum için babam ve annemin yanında sıkılıyordum. Aras'ı çağırdığım zaman ise gelmiyordu anne babamdan çekiniyormuş. Mutfağa girip anne ve babamın karşısında yerimi aldım. Elimle salama uzandığımda annem elime vurmuştu. Ah tabi kural vardı çatalsız yemeklere el sürülmeyecek. Yabancı olsam anlardım ama ailedenim ve bana saçma geliyordu. Aras'ın evinde olsam elimle bile uğraşmazdım tabağıda yerdim.

"Aras seni burada bekleye bekleye ağaç oldu, en sonunda gönderdim çocuğu." Diyen anneme göz devirdim. Annemin döktüğü portakal suyundan bir yudum alıp arkama yaslandım.

"Kızların bakıma ihtiyacı olduğunu biliyorsun, bakım yaptım." Annem inanamayan gözler ile beni süzdü.

"Serseri gibi olmaya çalıştım demiyorsun da bakım yaptım diyorsun." Alt tarafı her şeyim siyahtı ve saçlarım yataktan yeni kalkmış gibiydi.

"Ya benim tarzım böyle." Dedim peynire uzanarak.

"Biraz etek giyin bak Melissa'ya nasıl hanım." Anne Aras izin verse giyinirim. Tamam Aras bu konuda çok sert olabilirdi veya sevgilim falan değildi ama korumacıydı. Çünkü etek giyindiğimde... tacize uğramıştım ve Aras son anda gelmeseydi belki de şuan mutlu olamazdım. Pantolonda güzeldi. Rahattı.

"Anne giyerim bir ara." Babam o sırada başını telefonundan kaldırmış konuşmaya başlamıştı,

"Kadın az konuş çok ye." Babam telefonunu bırakıp her şeyden yemeye başlamıştı. Bende kısa sürede yediğimi yiyip masadan çantamı alıp kalkmıştım. Ayakkabılarımı giyinip dışarı çıktım. Kulaklıklarım kulağıma takıp müziğin ruhuma işlemesine izin verdim. Şarkının ritiminde ilerlerken yanından şuan geçtiğim ağaçtan bir yaprak kopardım. Yaprağı dalından dönderirken Kağan'ın burada olmasını çok isterdim. Hiçbir zaman olmayacaktı işte belki kader bizi birleştirirdi ama yüzüne nasıl bakacağımı bile bilmiyorum. Sadece yazışmıştık. Bundan ötesi olmamıştı. Yanımdan son model araba hızla geçerken su birikintisinden üstüme Çamur, su sıçratmıştı... Ah hadi ama kuş sıçsaydı daha iyi olurdu. Bu kötü şans hep Kağan'dan geliyordu. Çünkü her zaman negatif enerjisi vardı. Üstüm başım sırılsıklam olmuş halde spor arabaya bakıyordum. Araba az ileride durup içinden benim yaşlarımda bir çocuk çıkmıştı. Tamam benden belki 1 yaş büyük. Sarı saçları vardı ve çocuk acayip yakışıklıydı. Bir ona rezil olmadığım kalmıştı zaten. Koşarak yanıma geldiğinde hala aynı pozisyonda olduğumu anlayıp çantamı çimenlere atıp çocuğa ilerlemeye başladım.

Sevmekten UsanmamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin