KARANLIĞIN İÇİNDEN

65 22 10
                                    

Belki hayatım çok lüks olabilir fakat her dileğim neden gerçekleşmiyor.
Mesela annem,annemin geri gelmesini istiyorum, ben daha altı yaşındayken beni bu ürkütücü,riyakar,adaletsiz, acımasız,pis dünyada neden bıraktı.
Her dakikam boşa geçiyor sanki, annem olmadan sanki hiç yaşama mışım gibi,annem olmadan yere düşüyorum diz kapaklarım kanıyor temizleyecek kimsem yokmuş gibi.
Bir kış gecesi annemin her zaman bana masal anlattığı odadaydık,annemin masalın sonunda bana söylediği kelime sanki altın bir tepside sunulan taç gibi o kelimeyi baş tacım yaptım.
"Hiç kimseye yaranı gösterme  çünkü; kimin yarana tuz basacağını bilemezsin."
Ben hep bu kelimeyle yaşadım kimseye yaramı gösterme dim.
O gün babam evde değildi yine her zamanki gibi işleri vardı bizi her daim çok sevdi ve hala seviyor bundan şüphem yok fakat bizden çok işleriyle uğraşır olmuştu annem küçük kardeşime hamileydi daha 2 aylıktı, bir anda kapının duvara çarpma sesi duyuldu annemle daha ne olduğunu anlayamamıştık ki o anda içeriye siyah takımlı adamlar girdiler.
Annem beni arkasına saklamaya çalışırken annemin elbisesinin eteğinden tutup kenardan olup bitene bakıyordum.
Adamın biri anneme yürümeye başladı annem geri geri gelirken bende geri adımlar atmaya başlamıştım,çok korkuyordum bana bir şey olmasından çok anneme ve küçük kardeşime daha doğmamış kardeşime birşey olmasından çok korkuyordum ve bu hayatta en çok sevdiğim ve en çok korktuğum şeyler başıma gelmişti evet annem en sevdiğim kişi en korktuğum şey ise annemi kaybetmek.
Adam pis sırıtışıyla bize yaklaşırken annemin kelimelerini bile duymuyordu sanki, annemin çığlık seslerini,yalvarmalarını oysaki daha dün gibi aklımda hepsi.
Adam yüzündeki sırıtışı silip annemin kolunu tuttu bir anda ve kendine çekti bende eteğini tuttuğum için arkasından çekiştirilince yere düştüm,o anda o adam anneme tokat attı annemin çığlığı bütün evi sarsarken küçük ela gözlerimden yaşlar akıyordu ayağa kalkıp minik ellerimle adamın dizine yapıştım bir anda küçük kırmızı ayakkabım ile vurmaya başladım ama benim gücüm değil ona dizine bile yetmiyordu verdiğim zarar aslında ben değil o bana, ruhuma zarar verdi.
Bir anda annemi yere attı,beni elbisemin yakasından tutup duvarın bir köşesine fırlattı diğer adamlar sadece izliyorlardı hüngür hüngür ağlıyordum ama sesim hiç çıkmıyormuş gibi hissediyordum annem yerden kalkmaya çalışırken adam annemin elinin üstüne ayakkabısı ile bastı,benim öpmeye doyamadığım ellerine,annem acı ile kıvranırken adam pis ellerini annemin saçlarına dolayıp kafasını geriye doğru kaldırdı o anda gördüm ilk defa annemin o inci tanesini, ağladığını...
Adam kahkaha attı,annem ağladı,ben çaresizdim.
Adam diğer ayağı ile annemin karnına vurunca annemin ağlaması durdu,nefesi kesildi, anne seninde mi böyle olmuştu seninde mi kalbin kanamıştı,senindemi kalbine paslı bir bıçak saplandı sanki o tekmeyi ben yemişim gibi hissettim sanki ben annemi kaybediyorum gibi hissettim...
Ardı arkası kesilmedi attığı tekmelerin annem artık sessiz bir şekilde inliyordu o öpülesi ellerini narin karnına sarmıştı kardeşimi koruyordu,bizi koruyordu.
O ara yerde kanlar gördüm bu ne anne, bu senin en sevdiğin renk anne, bak şimdi burada kötü durmuş, yerde çok kötü olmuş hem bu kırmızının koyu rengi anne sen saf kırmızıyı seversin.
Anneme vurmayı bıraktı adam,
adam son kez bana baktı bu yüzü ölene kadar unutmayacağıma yemin etmiştim ve hala öyle o adamın suratını hala hatırlıyorum.
Hızlıca evi terk ettiler beni fırlattığı yerden koşarak kalkıp annemin yanına geldim,ay yüzlü yüzünü minik avuçlarım içine aldım annem acıyla kıvranırken sağ elini kaldırıp yanağıma dokundu,kelimeler sanki paslı bir hançer gibi boğazıma saplanmıştı ama yinede konuşmaya çalıştım.
"Çok acıyoymu anne"
"Acıyordu ama seni görünce geçti kar tanem"annem bana hep böyle seslenirdi...
"O adam niye vuydu sana anne"
"Hani sana demiştim ya yaranı kimseye gösterme kimin tuz basacağını bilemezsin diye ben yaramı gösterdim o yüzden vurdu kar tanem"
Annem zar zor konuşuyordu kelimeler zor çıkıyordu ağızın dan
Hala annemle konuşmaya çalışıyordum.
"Anne kaydeşime bişi oyucakmı"
"Biz çok iyi olacağız kar tanem,çok güzel bir yere gideceğiz,babanı sana emanet ediyorum o yüzden siz bizim yanımıza gelene kadar babanla sen önce Allah'a sonra birbirinize emanetsiniz tamammı kar tanem"
"Anne bende geyşem oymasmı"
"Şimdi değil kızım daha çok küçüksün"
"Ama karydeşimde çok küçüyk"
"Ama o benim karnımda o yüzden benimle gelmek zorunda kar tanem"
Annem derin derin nefesler almaya,gözleri kısılmaya başlamıştı annem o gün son sözlerini o gece vakti söylemişti.
"Dediklerimi unutma kar tanem tamammı"
"Anne seni çok seviyoyum noluy gityme"
Artık deli gibi ağlıyordum çünkü anlamıştım annemin gideceğini.
Son kez o melek gülümsemesi yüzüne yayıldı.
"Seni çok seviyorum kar tanem..."
Ve artık annem ela nın  en güzel tonu olan gözlerini kapattı,eli yanağımdan düştü ipek bir kumaşı andıran saçları ve başı dizlerim de öylece kaldı anne sen bu saatte uyumazsın,anne sen uyumayı sevmezsin unuttun mu?
İşte o günden sonra ne yaramı kimseye gösterdim nede kimseye gitme evet en sevdiğim kişi kollarım arasında can verdi korktuğum başıma geldi ben ruhumu o gün,o evde,o kış gecesi annemin dizlerimde yatan ölüsünün yanında öldürdüm.
Evet yarın on dokuz yaşıma gireceğim ama bir şey eksik ANNEM herşey tam olsa bile mumlarını üflediğim pasta da
dileğim gerçekleşmeyecek ben ne kadar doğum günü istemesem de babam ve derya ısrar etmişlerdi onlar kırılmasın diye kabul etmiştim.
Dün olan biten herşeyi babama anlatmıştım ve sonuç;Deliye dönmek.
Annemin emanetine zarar gelmesinin en çok beni ve babamı üzmüştü hal böyle olunca da bir süre tamir amaçlı restorant kapalı olacaktı,o vakitte kadar bende üniversitesi işlerimi halledeceğim ve tabiki derya ile hem üniversitesi ve doğum günüm için alışverişe çıkacaktık ve şuanda alış veriş merkezinde fink atıyorduk bu mağaza benim şu mağaza senin gezip tozuyor duk, bana dertlerimi unutturan tek arkadaşım ben ağlasam oda ağlar öyle bir yüreği vardır.
Ama gel gör ki alışveriş delisi kendisi şikayetçi değilim ama evlerinde bir oda sırf onun kıyafetleri için ayrıldı ona diyiyorum ama benimde öyle doğrusu ama ben hepsini giyiyorum derya ise giymediklerini bile orada tutuyor.
En sonunda benim sessizliğime dayanamayıp.
"Babaannem ile gelsey dim en azından onunla iki kelam ederdik.mübarek yanımda sanki dilsiz biri ile dolaşıyorum sanacağım"
"Yok be fıstık bu aralar böyle dalıp gidiyorum"
"Ayyy kızım yarın doğum günün insan biraz heyecanlanır, şahsen ben olsam bir ay önceden elbise seçmeye başlardım ama nerdeee bizim belfü hanım değil elbise seçmek doğum gününü bile kutlamak istemiyor"
"Nedenini biliyorsun derya"
"Biliyorum,özür dilerim öyle demek istememiştim"
Derya suratını asınca benimde suratım düştü bir anda onun her zaman mutlu ve hareketli olması benide mutlu ediyordu onu bu şekilde görmek istemiyordum.
Koluna girdiğim kolumu hızla çekip omuzuna sardım sıkıca kendime çekip kafasını koltuk altımda sıkıştır dım,kafasını sağa sola sallamaya başladım bu bizim birbirimize takılma şeklimiz di.
"Tamam fıstık hadi bana elbise seçelim, bende böyle dolaşmaktan sıkıldım artık,birşeyler alalım bir an önce ve buradan çıkalım çünkü karnım kurt gibi aç"
En sonunda bir mağazaya girdik,derya hemen elbise reyonuna koşarak elbise seçmeye başlamıştı bile ama ben hala etrafa bakıyordum.
Aslında aklımda bir elbise var ama buralarda veya burada bulabilir miyim bilmiyorum.
Etrafa biraz daha göz gezdir dim,
Ama ama bu benim aklımdaki elbiseden daha güzel, bu elbise kesinlikle benim olmalı çünkü gerçekten istiyorum,elbiseye doğru yürüdüm bir mankenin üstüne giydirilmiş ti ,etrafında bir tur attım elbisenin illa doğum günümde giymem gerekmiyor,başka davetlerde de giyebilirim aslında.
Derya da elbisesini seçmişti,ben kabinde denemiştim elbisemi derya ne aldığımı merak etsede gösterme dim.
Akşama doğru eve geldiğimde babam içeride televizyonun karşısında bacaklarını sehpaya uzatmış,bir elinde kumanda, bir eli de mısır kasesinin içindeki mısırların arasındaydı,keyfi on numara beş yıldız valla diyecek yok aslında babam hep bunu hak ediyor, çünkü haftalardır doğru düzgün vakit geçirememiştik.
"Ooo kimleri görüyorum rauf bey siz bu saatte evde olmazdınız?"
Yanına yürüyüp kollarımı omuzlarına sardım, babam yakışıklı gülümsemesini yüzüne  yayarken yanağıma öpücük bırakmıştı,
Biraz oturduk film izledik,sohbet ettik,birbirimizle şakalaştık,
babam pek eve gelemiyordu,işleri onu fazlasıyla bunaltıyordu zaten.
Babama iyi geceler deyip,öpücüğümü de verdikten sonra odama çıktım,
derya yarın giyeceği elbisenin fotoğraf larını atmıştı, gerçekten manken gibi vücudu var bu kızın demeden edemedim,yarın benim için güzel bir gün olmasa da yinede heyecanlanıyorum nedense sanki, içimde bir yerler karıncalanıyor.

             ************************
Sabah güneşi tepem den aşşağı sıcak su dökülüyor muş gibi sıcaktı,
Bugün doğum günüm ve benim için normal bir gün ama içim çok tuhaf sanki bir şey olacakmış gibi hissediyorum.
Derya öğleden sonra bize gelmişti ve bütün organizasyon ile ilgilenmişti sırf ben mutlu olayım diye işte en yakın arkadaş diye ben buna derim,
ben ise odamda birkaç işlerimi halledip derya'nın yanına indim inmesemey dim diye içimden geçirdim doğrusu derya organizasyon işçilerine bağırıp çağırıyordu.
"Ya kardeşim elimde illa megafon ile dolaşmamı istiyorsun herhalde duymuyor musun beni,hey sen o çiçekler oraya koyulmayacak illa adamı delirteceksiniz yani değilmi,bak hele bak ben ne diyiyorum bunlar ne yapıyorlar bunlar adamı yaşlandırır yeminlen of anam of sen beni bunlarla uğraşayım diyemi doğurdun anlamadım ki."
Kafasını bana çevirip ters ters baktı yapmacık bir şekilde bağırmaya başladı.
"Ay Allah'ım sana geliyorum,kızım sen hala hazırlanmadınmı?hadi ben bu işbilmez lerle uğraşıyorum peki sen,bak benim şartellerimi attırmadan
odana tıpış tıpış yürü ve üstünü giyin akşama fazla zamanımız kalmadı,ayy bende daha giyinme dim çabuk ol çabuk."
Derya ya kahkaha atıp, dediğini yaptım odama geldiğimde dolaptan elbisemi çıkattım gerçekten mükemmeldi sanki bana özel dikilmiş gibi.
Derya da işlerini halledip diğer odada üstünü değiştirdi,odama bir anda girdiğinde yerim den sıçra dım bu kız bir gün aklımı alacak ama ne zaman bilmiyorum artık.
Beni hayranlıkla süzüp ıslık çalarak içeriye adım attı,derya da çok güzel olmuştu

Beni hayranlıkla süzüp ıslık çalarak içeriye adım attı,derya da çok güzel olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                  (Deryanın elbisesi)

              

                 (Belfü nün elbisesi)Bende derya ya ıslık çalıp,yanına yürüdüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                 (Belfü nün elbisesi)
Bende derya ya ıslık çalıp,yanına yürüdüm.
"Derya hanım bu ne güzellik böyle,bu gece benim kavalyem olur musunuz?"
Hafifçe kıkırdayarak,
"Tabi belfü hanım size eşlik etmek bir şereftir."
Herkes gelmişti doğum günüme eski sınıf arkadaşlarım,babamın ortakları ,şirketteki çalışanlar ve dahası.
Derya ile aşşağıya inerken kalbim sıkıştı bir ara derya telaşlansada bir şey yok deyip geçiştir dim gerçekten bu akşam bir şey olacaktı artık tamamen hissediyorum.
Aşşağıya indiğimiz de herkes doğum günümü kutladı ve hediyelerini vererek yerlerine geri geçmişlerdi ,sanki biri bana bakiyormuş gibi hissederek etrafa bakmaya başladım tam kafamı önüme çevirirken o nu gördüm onun burada ne işi vardı...?


ARKADAŞLAR MERHABA DÖRDÜNCÜ BÖLÜM İLE KARŞINIZDAYIM VE İNANIN BANA NE YAZACAĞIMI BİLE BİLMİYORDUM FAKAT BİR ARKADAŞIM İLHAM PERİSİ GÖNDERDİ ONU ÇOK SEVİYORUM CANİM ARKADAŞIM BENİM ÖNCEKİ BÖLÜMLERDE PEK BELİRTEMEDİM AMA BU BÖLÜMDE BELİRTMEK İSTEDİM NASIL BİR HAYATI OLDUĞUNU NASIL ANNESİNİ KAYBETTİGİNİ İLERLEYEN BÖLÜMLERDE DAHA DETAYLI OLACAK TABİKİ BU KONULAR VOTE VE YORUM YAPMAYİ UNUTMAYIN LÜTFEN SİZİN OKUMANIZ BİLE BANA YETİYOR BU BÖLÜMDE 1700 KELİME YAZDIM İLERLEYEN BÖLÜMLERDE ARTTIRACAĞIM KELİME SAYISINI SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM VE KOCAMAN ÖPÜYORUM DOLUNAYLI GECELER 🤗🤗

KAR TANESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin