Bugün de tatildi. Sabah uyandığımda saat 11.00 di. Nasıl bu kadar erken kalkmıştım. Kendime şaşırmıştım. Yataktan kalkıp terliklerimi giydim. İçeri gittiğimde annem de babam da yoktu. Annem i aradım ama cevap vermedi. Sonra babamı aradım. O da cevap vermedi. Benden habersiz nereye gitmişlerdi ki? Tekrar tekrar aradım. Sesli msj bıraktım. Bir sürü mesaj attım ve yaklaşık yarım saat kadar bekledim. Ama ikisi de geri dönmedi. Meraktan ölecektim. Gerçekten de haber vermeden nereye kayboldular böyle?!!! Bekledim bekledim bekledim... Yarım saat daha geçti. Ama yok... İkisinden de haber yok. Telefon çaldı. Arayan Burak' tı.
- Efendim Burak.
- N'aber?
- Kötü... Yani iyi senden
- Bir sorun mu var Biran?
- Yok ya sadece sabah kalktığımda annem ve babam evde yoktu. Haber falan da vermediler. Ve hala gelmediler. Onları biraz merak ettim.
- Ya ben sana şey diyecektim.. Konum atsam olduğum yere gelir misin? Birisiyle konuşmaya ihtiyacım var.Onun yanına gidemezdim. Çünkü onunla vakit geçirdikçe ona karşı daha fazla şeyler hissediyordum ve bunun olmasına izin vermezdim.
- Gelemem, gelemem. Çünkü... Annem ve babamı beklemem gerek.
- Onlar gelince sana haber verirler bence Yani gelebilirsin seni ararlar değil mi?
- Öyle öyle tabii...
- Tamam gel o zaman
- Tamam konum at ben geliyorum.
............................................................................
Attığı konum bizim kafeydi kendi kendime gülümsedim. Bilmiyordu bizim kafe olduğunu. Ama annem ve babam bugün kafeyi açmayacaklardı. Demek ki açmışlardı ve ben onlara bu yüzden ulaşamıyorum. İçim rahatlamıştı. Yani en azından nerede olduklarını biliyordum Kapıyı açtığımda içeride bütün arkadaşlarım ve anne babam vardi. Girer girmez 'iyi ki doğdun Biran' diye bağırmaya başladılar. EVET. bugün doğum gunumdu ama unutmuştum. Doğum gunlerimin kutlanmasını severdim. Ama tarihleri takip edip doğum günüme ne kadar kaldığını hesaplamazdım. Önlerindeki masada doğum günü pastası vardı ve her taraf süslenmişti. Aslında neredeyse her sene böyle kutlanıyordu doğum günüm ama değişik yerlerde. Anlamam gerekirdi. Herkese tek tek sarıldım. Helin de oradaydı ve Burak da. Herkes hediyelerini verdi. Burak bana bir kolye almıştı. Kolyenin ucunda bir taş vardı. Sanırım uğurlu geldiğine inanılan taşlardandı. Çok pahalı bir kolyeye benzemiyordu. Zaten ben de paraya değer veren biri değilim. Bir anda o kolyeyi boynumdan hiç çıkarmayacağımı düşündüm. Neden böyle bir şey düşündüm bilmiyordum ama düşünmüştüm işte. Biraz sonra pasta kesildi. Fotoğraf çekildi ve anne babam biz gençleri yalnız bıraktı. Herkes eğlenip fotoğraf çekerken ben Burak'ın yanına gittim.
- Annem ve babam sadece tanıdığım arkadaşlarımı çağırmışlar ama seni tanımıyorlardı. Nasıl çağırdılar?
- Onu annene sor. İsterse anlatır.
- Kolye için teşekkür ederim bu arada.
- Rica ederim. Sana layık değil ama...
Dedi ve bana göz kırptı. Uzun süre gözümü ondan ayıramadım. Bana bakıp 'Ne oldu?' gibisinden başını salladı.
- Yok bişey. Gözüm daldı.
- Bana mi?
Dedi. Sırıttı ve başını çevirdi. Neden böyle yapıyordu ki? Hem Helinle hem benimle ilgileniyordu!? Anlamiyordum.
Ona sormak istiyordum ama cesaret edemiyordum. Her an söylerim diye onun yanından uzaklastim ve Helinin yanına gittim. Helin ve diğer kızlar dans ediyorlardı. Ben de onların yanına gittim ve eğlenmeye baktım. Heline;
- İnsan en yakın arkadaşına haber vermez mi? En azından üzerime doğru düzgün bir şeyler giyerdim.
- Sürpriz... Adı üstünde. Üstelik kıyafetin gayet güzel.
Üzerimde siyah askılı bir elbise ve spor ayakkabılar vardı. Bir doğum günü için ne kadar güzel olabilirdi ki?? Ama o kadar da kötü değildi. Sonuçta habersiz bir partiydi. Burak'a baktığımda kendi kendine takılıyordu. Yani kimseyle muhatap olmak konuşmak istemiyor gibiydi. O yüzden tam yanına gidecektim ki vazgeçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~SADECE BİZ~
RandomBiran ve Burak 11. sınıf öğrencileri olan iki gençtir. Biran ve Burak'ın yolları Biran'ın Burak'tan yardım istemesiyle kesişmektedir. Hikayeyi lütfen atlamadan okuyunuz💕