Bugün tatildi. Sabah uyandığımda saat 14.00 olmuştu. Hafta sonları uykumu alıyordum. Bu yüzden Cumartesi Pazar günlerini çok severim. Birden kapı açıldı. Annem girdi odaya.
- Biran, saatlerdir sana sesleniyorum. Kahvaltı yaptık biz.
Saçımı örerken;
- Anne tamam yaa. Ben birşeyler yerim. Ee anne sen niye üstünü giyindin. Çantanı falan taktın. Nereye gidiyorsun.
- Babanla biz dışarıya çıkacağız. Alışverişe. Sen de birşeyler ye ama aaaa... Sakın aç kalma.
- Tamam yaa... Yerim birşeyler.
- Tamam. Hadi görüşürüz kızım.
Dedi ve odadan çıktı.
Telefonumu açtığımda 3 cevapsız çağrı ve 2 mesaj vardı.
- Allah Allah. Sabah sabah kim aradı ki beni?
Helin aramıştı. Mesajlara baktım.
~ Biran hemen bana geri dön.
~ Sana çok önemli şeyler anlatacağım.
Acaba ne anlatacaktı. Çok merak etmiştim. Hemen Helin i aradım.
- Helin beni aramışsın. Uyuyordum. Bir şey mi oldu?
- Evett, Hem de öyle bir şey oldu ki... Bugün babamla kafede otururken birden yanımıza kim geldi bil bakalım.
Sesi çok heyecanlı ve mutlu geliyordu.
- Bilmem, kim geldi.
- Burak.
- Burak... Bizim Burak?
- Aynen, bizim Burak... Bak şimdi biz otururken birdenbire yanımıza geldi ve oturdu. Hatta babamla tanıştılar, konuştular falan yani iyi anlaştılar.
- Öyle mi?
- Bana bak, Biran sen sevinmedin mi?
- ...
- Kızım kesin aramızda birşeyler olacak diyorum. Anlamıyor musun?
Aslında anlıyordum ama anlamak istemiyordum. Çünkü birlikte olmalarını istemiyordum. Galiba benimle olmasını istiyordum. Ama o benim en yakın arkadaşımdı. Yani onun mutluluğuyla benim de mutlu olmam gerekiyordu. Bu yüzden hemen mooduma girdim.
- Yaa gerçekten çok mutlu oldum.
- Neyse babam beni çağırıyor ben bi bakiyim. Ama daha sonra konuşalım.
- Tamam, hadi görüşürüz.
Dedim ve telefonu kapattım.
O an çok garip hissediyordum. Burak ve Helin i yan yana düşünemiyordum. Daha doğrusu düşünmek istemiyordum. Telefonu yatağa koyar koymaz telefon çaldı. Numara arıyordu. Kim olduğunu bilmiyordum.
- Efendim?
- Biran, sen misin?
Gelen ses bir erkek sesiydi.
- Pardon, kiminle görüşüyorum?
- Ben Burak. Sana bir şey soracaktım?
- Burak... Numaramı nereden buldun?
- Benim için kolay oldu.
Sınıf grubundan aldı desem sınıf grubunda yoktu
- Anladım.
Onunla çok konuşmak istemiyordum. Çünkü konuştukça ona karşı daha farklı şeyler hissediyordum. Ama bunun olmasını istemiyordum.
- Neyse sana şey soracaktım. Heline ulaşamadım. Bir bilgin var mı?
- Bunun için mi aradın?
- Evet. Helinden haberin var mı?
- Şey... Evet evet. Bugün konuştuk. Daha yeni. Evindeydi.
- Ben aradım ama cevap vermedi. Neyse sen ona haber verme. Ben bi evine gidiyim. Hem sürpriz olur.
- ...
- Biran, orada mısın?
- Hı hı..
- Tamam, sağol
Dedi ve telefonu kapattı. Adeta dilim tutulmuştu. Neden Helini görmek istiyordu ki? Hem neden ona sürpriz yapıyordu? Hiçbir şey anlamamıştım. Kulaklığımı takıp yatakta uzandım.
Saat 16.00 olmuştu. Ben hala müzik dinliyordum. Kulaklığı çıkardım. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Pijamalarimi çıkarmadan mutfağa gittim. Annem ve babam hala gelmemişlerdi. Hemen kendime tost ve çay yaptım. TV seyrederken kahvaltımı da yaptım. Ben mutfağa gittiğimde kapı çaldı. Anne ve babam gelmişti. Ellerinde bir sürü poşet vardı.
- Hoşgeldiniz.
Babam;
- Bir dahakine annenle dışarı sen çıkacaksın
Dedi elindeki posetlerle içeri giderken.
Annem ayakkabılarını çıkarıyordu.
- Anne ne oldu? Babam neden sinirli?
Kapıyı kapatıp içeri giderken;
- Neymiş efendim kıyafet beğenmiyormuşum uzun uzun alışveriş yapiyormusum. Erkek tripleri işte.
İçeri gittik. Ben babamın yanına oturdum. Annem de karşımızdaki kanepeye oturdu. Babam;
- 2 saatte bir bluz seciyorsun Özlem ya. Bu ne biçim iş.
- Tamam baba yaa bi dahakine ben giderim.
Annem;
- Gelmeyin hicbiriniz gelmeyin. İkiniz de gelmeyin. Sen de gelme Yavuz da gelmesin. Kimse gelmesin. Ben tek başıma gider alisverisimi yaparım. Allah Allah.
Dedi ve poşetleri alıp odasına gitti. Kim bilir babamı alışverişe götürürken ne kadar yalvarmisti. İkisi alışverişten döndüklerinde hep böyle olurdu. Ama yine de giderlerdi. Bu yüzden onları anlamiyordum. Aslında babam haklıydı. Çünkü annem bir tişört seçerken en az yarım saatte beğenirdi. Bu yüzden ben de annemle alışverişe gitmezdim. Aslında ben alışverişe gitmeyi sevmezdim. Ne istediğimi anneme söylerdim. O bana alırdı. Annem odasına çıktığında ayağa kalkıp babamın kulağına eğildim ve
- Şaka yaptım baba, ben de annemle alışverişe gitmem. Dedim
Hemen odama doğru koştum. Arkamdan babamın
- Annenin gönlünü kazanmak için öyle konuştun değil mi? Sen var yaa.....
Diye sesleri geliyordu.
Odama çıktım. Çok ödevim vardı. Hemen sınıf grubundaki cevapları defterime geçirdim. Bu kopya çekmek sayılmazdı sanırım. Annem seslendi;
- Biran gel sofrayı kur. Yemek hazır.
Hemen sofrayı kurmaya gittim. Yemek yiyip duşa girdim. Daha sonra odama gittim. Biraz kitap okuyup yorganı üzerime çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~SADECE BİZ~
AcakBiran ve Burak 11. sınıf öğrencileri olan iki gençtir. Biran ve Burak'ın yolları Biran'ın Burak'tan yardım istemesiyle kesişmektedir. Hikayeyi lütfen atlamadan okuyunuz💕