Ölüm haberleri geçen hafta başlamıştı.
Yaşadığım bölgede daha çok kurban olması ev arkadaşım ve beni fazlası ile tedirgin ediyordu.
O gün uyandığımda kahvaltı hazırlamak için mutfağa doğru yürümeye başladım.
O sırada koridor duvarındaki kan izini gördüm.
Aklıma hücum eden binbir türlü senaryoyla ev arkadaşımın odasına koştum.
Kapıyı aniden açtım ve içeri daldım.
Odasında değildi.
Korkudan polisi aramak üzereydim ki anahtar sesini duydum.
Kapı açıldığında ev arkadaşım boş boş bana bakmaya başlamıştı bile.
"Ne yapıyorsun?"dedi tedirginlikle .
"Ah tanrım , şükürler olsun.Koridordaki kan lekesini gördüm ve ardından şu katil aklıma gelince..."
Sözümü tamamlayamadan bana cevap verdi.
"Burnum kanamıştı, ondan mı bahsetiyorsun?"
"Of korkuttun beni . Bu arada sen nereden geliyorsun?"
"Çöpü çıkardım"
"Sanırım paranoyak oluyorum" dedim ve güldük.Sonraki gün başka bir cinayet haberi ile tedirginliğim daha da artmıştı.
Hemen televizyonu açtığım gibi geri kapattım.
Yaşadığım bölgede bir seri katil olma olasılığı beni uzman bir paranoyak yapıyordu.
Her şeyden korkmaya başlamış ayrıca geceleri kapım ile penceremi kitlemden uyuyamaz olmuştum .
Kahvaltıyı hazırlayan ev arkadaşımın masaya çağıran sesi ile kendime geldim.
Masaya oturur oturmaz zil çaldı.
Gelen bir polisti.
Ben konuşmaya fırsat bulamadan.
Ev arkadaşım adamı içeri davet etti.
Adam bize birkaç soru sordu.
Ardından katil ile ilgili bir şey bilip bilmediğimize geldi konu.
Biz ne kadar bilmediğimizi söylesek de adam ağzımızdan laf almak için katil konusu üzerinden sohbet etmeye çalışıyordu.
Yaklaşık 50 defa "katil hakkında ne biliyorsunuz?" Diye sormuştu.
Bu Ne çeşit bir polisti böyle.
Bir süre sonra ev arkadaşım beni işaretle içeri çağırdı.
Yanına gittiğimde bana çok gergin bir şekilde bakıyordu.
"İçerdeki adam polis değil" dedi yüzü daha da gerilirken.
"Nasıl yani?" Dediğimde elleri titremeye başlamıştı.
"Polis kılığında.Onun hakkında bir şey bildiğimizi sanarsa ya da onu gördüğümüzü düşünürse bizi de öldürecek!"
Saçmaladığını düşünsemde bizi o kadar gereksiz sorgulaması ve katil hakkında sohbet etmeye çalışması o kadar da profesyonelce gelmemişti bana da.
Ve neden özellikle bize gelmişti ki ?
İşte tüm bunları düşününce bana da mantıksız geldi.
Artık ikimiz de evdekinin bir polis değil de bir katil olduğunu biliyorduk.
"Polisi aramalıyız" dediğimde başını olumsuz anlamında salladı.
Nedenini sorunca olay daha da ilginçleşti.
"Neden mi? Neden mi? O benim annemi öldürdü yanına bırakır mıyım sanıyorsun? Kendi ellerimle geberteceğim o pisliği" dediğinde sesi çatlamıştı.
"Annen mi? Yani bu sabah televizyondaki ölüm haberi annene mi aitti neden söylemedin"
Cevap vermedi ,onun yerine ağlamaya başladı.
Hala elleri titriyordu ve yüzü bembeyaz olmuştu.
12 yaşımda araba kazasında kaybettiğim annem aklıma geldi.
Anılar su gibi akıyordu zihnimin içinden.
Annemin anıları ve annesi öldürülmüş olan dostum...onu daha fazla ağlarken görmek istemiyordum ,içimi parçalıyordu.
Ve birden ,bir anlık sinir ile mutfak masasındaki satırı kaptım.
Salona doğru ilerledim.
Artık sinirden gözüm dönmüştü , ne yapmaya çalıştığımı ve şu an yapmak üzere olduğum şeyin sonuçlarını düşünemiyordum.
Salondan içeri girdim ve yüksek sesle
"Senin gibiler bunu hak eder! Aile katili psikopat !" Diye bağırdım.
Adam bana dehşetle baktı .
Elimdeki satırı fark edince elini silahına atıyordu ki üzerine atladım.
Adam silahını çıkardığında kafamda şimşekler çaktı, ölecektim! O anda ani bir refleks ile elini yakaladım.
Adam silahını bana doğrultmaya çalışırken satırı tutan elimi havaya kaldırdım.
Bu hareket yapmak üzere olduğum şeyi düşünmemi sağladı.
Elim havada kalmıştı ama artık çok geçti elimi indirmezsem büyük ihtimalle ölecektim.
Elim titrek bir şekilde aşağı indi ama bu güçsüz iniş bile adamın boğazını keskin satırdan koruyamadı.
Adamla birkaç saniye boğuştuktan sonra işi birmişti.
Adamın üstünden kalkıp titrek bacaklarım ile geriye doğru sendeledim .
Geri geri giderken arkamda duran ev arkadaşıma çarptım ve yere düştüm.
Ağlamıyordu.
Bana elini uzattı ve yerden kaldırdı.
Elimdeki satırı bir peçete ile aldı ve bana gülümsedi.
Satırı yere attıktan sonra bana bakıp .
"Teşekkür ederim sen benim kahramanımsın"
Dedi.
Bu sözün ardından gözlerim doldu ve en azından annesinin intikamını aldığım için içimde buruk bir mutluluk oluştu.
Ardından elinde tutmakta olduğu telefona kaydı gözüm bana doğru döndü ama artık gülümsemiyordu.
Soğuk ve duygusuz bir bakış ile
"Beni kurtardığın için teşekkür ederim"
Dedi.
Anlamamıştım ona tekrar acı dolu bir gülümseme ile baktım.
O ise bana hala duygusuz bakıyordu .
Elindeki telefonu masaya bıraktı ve az önce ölen adama baktı.
Ardından uzun bir iç çekti ve kapıya doğru ilerlerledi ,ben ise arkasından bakıyordum.
Kapıyı açtı ve arkasını dönüp bana baktı .
"Bütün eti ziyan ettin" dediğinde gülümsemem kayboldu.
Kapıyı kapattığında yerimden kalkamadım .
Olduğum yerde donup kalmıştım.
Anahtar sesini duyduğumda yere çöktüm.
Polis sirenleri kulaklarımda çınlamaya başladığında ben kırmızıya boyanmış kıyafetlerime bakıyordum.