Hayat İzelsuya hiç cömert davranmamıstı
hep bir imtihan yaratmısti
İzelsu yari kosarak yarı tokezleyerek yarı emekleyerek tırmandigi bu yolda
hayatin zorluklarınin daha yeni basladigini gorecek
yeni sinavi ise
onun mucizesi ve aynı zamanda kur...
"peki ailemi dağitan ev beni toparlayabilecekmiydi"
bir insan en fazla ne kadar şansli olabilir ki yada biz insanlar şansı neye bağlarız yaşadığımız zaferlere , kutladığımız mutluluklara, kazandığımız aile, arkadaşlara bağlarız
peki bunların hepsi üst üste yok olursa renklerin anlamları değişirse kırmızı tehlikenin rengi mavi yanlızlığın rengi sarıysa saddece insanı yorar ve sinirlememize yol açar beyaz düşmanlığın mor zenginliğin rengi olur ama bu renklerin hiç biri umrunuzda olmaz çünkü en yakın arkadaşınız siyah renktir kimi zaman karanlık güçleri kimi zaman galibiyeti kimisi ise yenilgiyi simgeledigini düşünürler peki benim rengim hangisiydi .
Bir tehlike miydim ? ya sinirli , yada yanliz kimilerine düşman mıydım ?? çokmu zengindim peki en önemlisi karanlık mıydım ? şu anda beynim düşünme yeteneğini yitirmişti saddece olanlar bakmakla yetinmiştim
Küçüklüğümden beri bu sahneyi yaşasam da hala alışabilmiş değildim o anı ne kadar da atlatmış olduğumu düşünsem de hala rüyalarımı süsleyen en büyük faktörlerden biriydi gözlerim yavaşça açıldı etrafima bakındım kendi odamdaydım yatağımın üzerinde kitaplar vardı yine ders çalışırken uykuya dalmiş ve soluk soluğa uyanmıştım nefeslerimi kotrol edebilmek için dolabın üzerinde ki su sürahisine uzandım ve bardağa doldurdum küçük bir yudum alıp yatağımdan kalktım bügün biyolojik babamın - ailemizi yıkan adamın - yanına gidecektim
ama yinede erken uyanmıştım daha iki saat vardı o adamın yanına gitmeme . Yıllar sonra ilk kez bugün onu göreceğim onu görmeyeli tam 5 yıl oldu ama bugün onun yenilgi günü benim değil güçlü olmalıydım. Biyolajik babamın karşısına göz altları şişmiş ve ruh gibi bir şekilde çıkmak istemiyordum bende onunla buluşana kadar kendime bakım uygulamya karar verdim
küveti su ile doldurdum biraz köpük sıktım üzerimdekileri bir çırpıda çıkarıp küvetin içine girdim su ilk irkilmeme sebep olmuştu ama daha sonra kemiklerim gevşediğini hissetiğim zaman gözlerimi yumdum bu zamana kadar yasadılarımızı düşündüm kardeşime olanlardan sonra hayatım sanki otamatik pilota bağlanmış gibi her gün gördügüm kabuslarda işimi zorlaştırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Bizim ailemizin dağılmasının tek sebebi babam ve onun sürdüğü yaşam şekliydi.
Annemle babam daha çok küçük yaşlarda bir sözleşme üzeri evlenmişler . Annem ilk başlarda babamı her seferinde reddetmiş boşanmak istediğini onu istemediğini söylemiş ama babam koca bir serveti kardeşine bırakmamak için anneme zorla sahip olup onun gitmesini engellemiş. Annem bu olanlardan sonra mide bulantıları , baş dönmeleri gibi belirtilere rastlamiş hamile olduğundan şüphelenmiş ve test yaptırmış herşey için çok geçmiş annem beş aylık hamileymiş beş aylıkken bir bebeği aldıtmak ölüm belgesi imzalamak gibi bir şeymiş . Sırf bizim için bu iğrenç hayata alışmaya çalışmış annemin gece yataktan çikip kusmaları babamı meraklandırmış ve annemin kulandigi haplari arastırarak hamile olduğunu ögrenmiş.
Annem doğum anına kadar hastaneye bi kere bile gitmemiş doğum anında bile hastaneye son dakikalar da gitmiş
ve o zaman ikiz çocuklari olacağını öğrenmiş babam kız olan çocuğuna - yani bana - İzelsu ismini erkek olan ikizime de eren ismini vermis ben ve ikizim birbirimizi doğum anından sonra bir daha görmedik ikizim eren babamın veliahtı olarak avrupaya bir bakıcı annenin yanına gönderildi babam ayda 5 kere avrupaya gider 6 gun kalır geri gelirdi eğitim zamanımız geldiğinde ben devlet okuluna giderken eren ise avrupadaki prestijli bir koleje yerleştirildi
erenin dadisi her ay fotoğraflarını çeker bize atardı ben ve annemde gelen fotografları çerçeveletir odanın fotoğraf bölümüne asardık ben ve eren 15 yaşımıza gelene kadar sürekli fotograflar geldi ama biz 15 yaşımızı doldurduktan sonra bir daha gelmedi babama bunu çok sorduk ama bizi ilgilendirmeyen sebepler olduğunu soyledi.
sonra bir gün annemle babamın konusmalarına kulak misafiri oldum annem beni artık evde istemiyordu beni her gördüğünde aklına erenin geldigini söylüyordu o günden sonra okula gitmek için bile odamdan çıkmadım evin hizmetlisi sultan teyze yemeğimi odama getirirdi bütün sosyal etkinliklerden kopmuştum okulun basketbol kursuna gidiyordum onu bile bırakmıştım
ereni fotograflardan da olsa görmek anneme iyi geliyordu fotograflarda gelmeyince annem kötüleşmeye başladı önce krizler geçiriyordu
son kelimesi bana oldu beni odasına çağırtıp" " sakin ölü bedenime ağlama erenimin ağlamasını istemezdim " annem beni hala erenin yerine koyuyordu bu yüzden hiç sevgi görmemiştim annem acı çeke çeke yatağıda öldü söylediği gibi arkasından hiç ağlamadım annem öldükten sonra babam anneme dair herşeyi bahçemiz de toplayıp yaktı annemin bütün anıları kül oldu babam herşeyin yandığından emin olduktan sonra evden gitti
onun gidişiyle bahçeye çıkıp o küllerin hepsini bir araya getirip bir kavanoza koydum ve babamın asla bulamıyacağı bir yere sakladım
ailemden bana kalan sadece bir fotograf oldu oda ben ve erenin daha yeni dogmuşken ki fotograflarimızdı koca evde artık yanlızdım babamla yaşıyordum desem yalan olur o derece babam sabah erkenden çıkar gece bir iki gibi gelirdi ben lise 2 de iken babama yine ereni sordum ve bu sefer büyük bir tepki verdi yani benim evden ayrilabileceğim kadar büyük bir tepki babam normalde beni yok sayardı dediklerime tepki vermezdi ama ilk o gün bana tokat attı
annemin biriktirip benim banka hesabıma yatırdığı para çok yüklü bir miktardı önce kendime kücük ama bana yeten bir ev saatın aldım verdiğim para bankadaki paramın nerdeyse yarısıydı ama eğer burada yaşıyacaksam bunu sorun etmemeliydim 17 yaşimda bir restoranta garson olarak çalişmaya basladım ev ve okul ihtiyaclarimı çaliştığm para ile karşıladım çıkma vaktimin geldigini anlayınca küvetten çıktım önce dolabımdan giyeceğim elbiseleri çıkardim siyah mini etek beyaz ipek bir bluz ve siyah deri çantamı cikardim ayakabı yerine eğilip siyah stiletolarımı çıkardım elbiselerimi üstüme geçirdim saçlarıma fön çekip hafif bir makyaj yaptım
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
etekle motoruma binemeyecegim için taxi çağırdım taksi gelene kadar ayakabımı giyip telefonumu çantama atım kapıyı açtım tam çıkacakken evin anahtarını almadığımı farketim eve tekrar girip anahtarımı alıp evden çıktım taxi çoktan gelmişti adresi verip yerime kuruldum
birazdan çok değişik şeyler olacaktı ve ben endişeliydim babamın tepkisini çok merak ediyordum 5 yıl sonra beni görecekti acaba bana sarılır mıydı ?? bir kez olsun kızım der miydi ?? yada belkide beni hiç tanımazdı bu yaşıma kadar tek başıma sevgisiz bir şekilde gelmiştim sevgiye aç biriydim ama anne ve babamdan hiç bu sevgiyi görememiştim acaba babam ereni göndermek yerine bizim ile bıraksaydı böyle dağılırmıydık
bunları düşünerek çok kafa yoruyordum babam yüzünden beni aşan işlere bulaşmıştım bunu ilerde babama söylüyecektim taxi durunca inme vaktimin geldiğini anladım taxsiye ücretini ödedim ve indim sokakta taxinin tekerlik sesleri yankı yaptı ve taxsi giderek uzaklaştı evet artık ailemin dağıldığı evin önündeydim peki ailemi dağıtan ev beni toparlayabilecek miydi
SIZCE IZELSUNUN BABASININ TEPKISI NE OLACAK ? IZELSU BABASINA NE ANLATACAK BUNLARIN HEPSI GELECEK BÖLÜMDE