Izelsu Ağzındanevin dış kapısını açtım ve kendimi içeriye attım o ne market şhowuydu
öyle ya yeminle pertim çıktı zihnimde hemen abayla yapılmayacaklar listesi
hazırlayıp
markete gitmeyi başına yazdımben kendimi salonumdaki pufa attarken o mutfağa yönelmişti
elindeki poşetleri mutfaktaki masanın üzerine bırakıp bana doğru yürüdü
" hadi artık sıra sende "
" ne sırası ya "dedim sitemli sesimle
" işçilik sırası ben markette gitim her şeyi aldım ve eve kadar taşıdım şimdi sıra sende "
" ne !! ee peki ben ne yapacam " diye sordum
" yemek hazırlayacaksın "
" yemek mi ? ben mi? yanlış kişi kardeş "oturduğum pufa iyice yaklaştı beni kolumdan tutup çekti çekme hızıyla bitlikte kafam omuzuna çarptı nefes alış verişlerim anında hızlanırken
kafasını eğip kulağıma:
" bence doğru kişiyi buldum ve son olarakta sen benim kardeşim degilsin ezel "dedikleri bütün vücuduma çığ düsmüs
gibi beni üşütü bendenim titremeye başlamıştı bile ne oluyordu bana böyle
hemen ondan uzaklaşıp geriye
doğru bir adım attım tek ayaklarım pufun üstünde iken diğer ayağımıda sert zemine basıp ondan uzaklaştım"ta..mam o zaman ne yemek istersin "
" brochette de viande hachée yapabilirmisin "
" What o ne öyle be "
" yani adana kebabı "
" niye gavurca konuşuyorsun o zaman adana kebebı desene ve burası restorant mı adana kebabını sana nasıl yapayım "
" sadece şakaydı ne çabuk sinirleniyorsun sen öyle "
" sinirlendirenler düsünsün ee hadi ne yapıyorum "
" spagetti yap tabi anlamını biliyorsan
" tabiki biliyorum makarna işte ve sabah sabah makarna mı yiyeceksin ay pardon spagetti mi yiyeceksin "
" sen yapta yermiyim yemez miyim o zaman görürsün "
" tamam öyleyse ben yapayım sende oturma odasında takıl "
" yok ya ne gerek var bende mutfakta bir köse durur içine tükürüyormusun diye kontrol ederim "
" ha ha ha çokta umrumdaydı ne halin varsa gör " deyip mutfaga girdimhemen telefonumun şifresini girip google amcaya girdim ve spagetyi yapımı yazdım
karşima çıkan sonuçlardan birini seçip yapmaya karar verdim
ellerimi yıkayıp başlıyacaktım ki
" ne yani spegetti bile yapmayı bilmiyor musun "
" sana ilk önce söylediğim gibi ben yemek yapmayı bilmiyorum "
"ondan böyle kara kuru bir şey kalmıssın sen "
" birincisi ben esmer tenli değil beyaz tenliyim kara bana göre degil ve senin kuru diye lakaplandırdıgın şeye biz
fit olmak diyoruz "
" tamam anladım bu lakap sana gitmedi ama elbet bir şey bulurum ve önce sıcak su ocağın üstüne koy "deyip çeketini çıkardı ve yanıma yaklaştı dediği gibi bir tencere su koyup ocağın üstüne koymuştum
" şimdi poşetlerdeki domates biber ve maydanozu çikar " dediğini yapmakta
sakınca görmeyip
poşetlerdeki domates biber ve maydanozu getirdim
" şimdi domatesleri küp kup dogra "
oda kaynayan suya makarnaları koyuyordu ve aklıma takılan bir şey vardı yuvarlak domates nasıl küp kup
doğranabilir kibıcağı ve dograma tahtasini çıkarıp domatesleri üzerine koydum bitane kapıp doğramaya başladım ne yaptıgımı bilmeden bıcak darbeleri indiriyordum domatese
sonunda kaçınılmaz son ile parmagımı dilimledim elimdeki acıyı fark edince parkmağımı gözümün önüne kaldırdım ve baskı uyguladımuyguladığım baskı ile parmagım kanamaya başladı omuz silkip bir peçete almak için masaya yürüyordum ki karşıma bir adet abay ateş karaçalı çıktı
" ne yaptın bakayım " dedi ve parmağımı koca eliyle sarmaladi
önce domateslere sonrada parmağıma bakıp " mükemel iş çıkarmısın herhalde..." parmağımı gösterip
" bu da işinin cefası olmalı "
" ha ha ha aman ne komiksin espiri anlayışın beni öldürüyor "omuzlarını silkip parmağımdaki kanı dudaklarının arasına alıp emdi
ne!!! parmağımdaki kanı mı emişti iğrenç" ne yapıyorsun ya iğrençsin "
" evde yara bandı var mı " gözlerimi devirdim " abartma bence ne olacak sanki ufacık sıyrıktan " dedim dudaklarımı büzerekyüzüme aynı şekilde bakmaya devam edince hala yara bandı istediğini
anladım " tamam ya şurda " deyip mutfaktaki çekmeceyi işaret parmağım ile gösterdim
" tamam sen bekle böyle " deyip rafa yöneldi
" bana uyar zaten canıma minnet "
deyip mutfaktaki iki sandalyeden birine kendimi attımrafa doğru yürüdü çekmecenin önüne çömeldi çekmece gıcırdayarak açıldı
" bu ne " deyip raftaki kutuyu gösterdi
" ha o mu alçı yaparken kulanılıyor "
" peki bu senin ne işine yarıyor "
" çabuk sakatlanırım da " deyip gülümsedim
" sen alçı yapabiliyor musun "
" bu evi almadan önce bir öğrenci evinde kalmıştım oda arkadaşım bir hemşireydi mankenler üzerinde denerken bende ona yardımcı oluyordum ordan biliyorum "
" peki " deyip kutuyu rafa geri koydu
ve bir yara bandı çıkardıyanıma gelip sandalyenin önünde çömeldi yara bandını sanki beyin amelyatı yapıyormuş gibi parmağıma yapıstırdı
" evet işte oldu " deyip tekrar doğruldu tezgaha yönelip domatesleri ve elimi doğradığım bıçağı eline aldı ve domatesleri doğramaya başladı🍁🍁🍁🍁🍁🍁
ne yalan söylüyeyim bu makarna hayatımda yediğim en harika makarnaydı
" eh hadi ben kalkayım artık " deyip ayaklandı
" hey yavaş gel nereye böyle "
" işlerim var " dedi yine kısa bir cümleyle
" tamam ben seni geçireyim o zaman
dedim ve arkasından ilerledim kapı pervazında durup beni bekledi
" bayanlar önden " deyip kenara çekildi" hayır yani kapıya kadar geçirme demekten ne anlıyorsan yani senin önde benim arkada ilerlediğim
şeki...." ayağımın salondaki halıya takılmasıyla tam yere düşuyordum
ki iki kol belimi sarmaladıve aynı denklemde uzerime koca bir ağırlık abandı
gözlerimi yavaşça araladım
sıcak nefesleri yüzümü yalıyordu
kör kuyuları bana bu kadar yakınken kendimi bir özel hisediyordum gözlerinin derinlikleri bile siyahtı insan gözleriyle dipsiz kuyuları anımsatabilir miydi
.bu ona özeldi kör kuyularına dalmıştım ki boğazıma gelen gıcık ile öksürmeye başladım qz daha küçük dilimi yutuyordum abayın kolları belimden çekilmişti bile sırtıma yumuşak bir şekilde iki defa vurdu
" iyi misin "
" ev..et şimdi daha iyiyim " dedim
" tamam iyiysen ben artık gidiyorum "
dedi ve bana bir süre baktıktan sonra
kapıya yöneldi
" tamam görüşürüz en kısa zamanda
bunu tekrarlıyalım " dedim ne söyledigimin farkına varır varmaz
" yani az önce olan değil.. yani ben ..
şeyi kastetmiştim " ahh ne saçmalıyordum ben ya
" yani yemek yapmamızı ya neyse anladın sen "" ben seni anladım bari heycanlandığını bu kadar belli ettme
" ne ben mi heycanlanm... " daha ben cümlemi tamamlayamadan çıkıp gitmişti. billeLÜTFEN VOTE ATMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYINIZ
YAZIM HATASI OLMUŞSA ŞİMDİDEN AF OLA
SEVGİLERLE 😘😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSUDAKİ SAVAŞ
AcciónHayat İzelsuya hiç cömert davranmamıstı hep bir imtihan yaratmısti İzelsu yari kosarak yarı tokezleyerek yarı emekleyerek tırmandigi bu yolda hayatin zorluklarınin daha yeni basladigini gorecek yeni sinavi ise onun mucizesi ve aynı zamanda kur...