13» don't go, if i stay here

6K 631 140
                                    


.,

4 Ocak/ Busan Ulusal Üniversitesi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


4 Ocak/ Busan Ulusal Üniversitesi.

Romanlardaki hayatı bilmem ama gerçek hayatta insanlar saçma sebeplerden ötürü kavga ediyorlar, ne olduğu belli olmayan olaylar yüzünden kalp kırıyorlar ve büyümüş egoları için cinayetler işliyorlar. Bu cinayetleri kimisi mutfak bıçağıyla, kimisi ise sözleriyle işliyor.

Tuhaf olansa, mutfak bıçağını kanıt olarak aldıkları ve katili hapse tıktıkları halde, sözleriyle öldürdüğü bir ruhun cinayetine kanıt bulamıyorlar ve bu bir cinayetten bile sayılmıyor.

Oysa dünya nüfusunun yarısından çoğu, hatta hepsi birer katildir aslında. Kimisi bir beden öldürürken, kimisi ruh, kimisi kalp, kimisi hayal ve kimisi aynadaki yansımasını öldürür.

Aslında herkes o kadar soğukkanlıdır ki, kaburgalarının arasında bir katilin ayak izlerini taşırlar. Dudaklarında mermi ve bakışları mızraklarla doludur bazı insanların.

Fakat o isana kalkıp katil derseniz, kolunuzu ağzınızı bağlayıp sizi akıl hastanesine kapatırlar. Çünkü sözü geçen bir kanıtınız yoktur, asla da olamayacaktır.

Çünkü bazı katliamlar görünmezdir. Tenine saplanan okları, mideni delip geçen kurşunları hissedersin ama asla kanıtlayamazsın.

O günde öyleydi işte.

Jungkook'un en başından beri kalbime sapladığı bıçağın sıradan bir mutfak bıçağı olmadığını anlamıştım. Ucunda geçmiş olan hiç bir bıçak teninize sadece çizik atmakla yetinmezdi. Yakardı, yaralardı, kanatırdı. Hem de çok derinden.

Jungkook'un beni arkadaşlarıyla tanıştırma faslı hiçte hayal ettiğim kadar sıradan geçmemişti. Tam olarak şöyle başlamıştık.

Ben: Merhaba ben bundan sonraki yengeniz Tae Hee.

Arkadaşı: Selam yenge. Nasılsın? İnşallah afiyettesiniz? Aileniz ne iş yapıyor? Babanızdan miras kalacak mı size? Eğer kalırsa onu sevdiğin erkek için feda edip arkadaşlarına sadaka niyetine paylar mısın?

Ve Jungkook ona dayağı basmıştı. Evet tam olarak çocuğun karşı duvara savrulup, bir dayakta duvardan yediğine şahit olmuştum.

Bir başka normal olmasını umduğum arkadaşı: Yenge bizim küçük kurabiyemizle ne zaman tanıştınız?

Ve bir dayak sahnesi daha. Fakat bu sefer Jungkook'u ben durdurmuştum. Eğer merak ediyorsa anlatacaktım. Bunda ne vardı ki sonuçta?

bright, jeonggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin