1.0 Misafirler

1 0 0
                                    



Miran uyandığında güneş ışıkları aralık duran perdeden içeri sızıyordu. Kısık gözlerle etrafta göz gezdirdiğinde kendi odasında olduğunu anlamıştı. En son hatırladığı aşağıdaki garip ortamda televizyon karşısında oturduklarıydı. O arada uyuyakalmış olmalıydı. Komodin de ki saate bakıp okula geç kaldığını fark etti. Hızlıca yataktan kalkıp banyoya girdi.

O sırada Alex mutfakta kahvaltı hazırlıyor ve Lehun ise, ifadesiz bir yüzle oturduğu masadan onu izliyordu. Üst kattaki adım seslerini ve ardından gelen su sesini duyduğunda Miran'ın uyandığını anlamıştı. Alex'te bunu fark etmiş olmalıydı ki oyalanmayı bırakıp hızlandı ve kahvaltıyı hazır etti. Lehun masadakilere ilgisiz bir şekilde göz gezdirdi.

Miran aşağı indiğinde önce Lehun ile ve sonra Alex'le göz göze gelmişti. Alex'e oldukça alışmıştı ama Lehun için hissettikleri içinde bir karmaşa yarattığından onu her gördüğünde kendisini garip hissediyordu.

"Günaydın." Her ikisine birden seslenmişti.

"Günaydın Miran." Alex içten bir gülümsemeyle karşılık verirken Lehun kuru bir "Günaydın" demişti.

Ortam dün geceki gibi garipti, masaya oturup bir şeyler yemeye başladığında kendisinden başka kahvaltı eden de yoktu. Siwon'un biraz acele edip artık kapıyı çalmasını bekliyordu. O sırada Alex kapıya doğru yöneldi. Tam kapının önündeyken kapı çaldı.

Çantasını aldığı gibi kapıya koştu ve onu bekleyen Siwon'la gözleri buluştu. Siwon ise ondan beklenmeyecek bir şekilde konuşmak yerine başını hafiften eğerek selam vermiş ve hiçbir şey söylememişti. Ardından beklemeden geri dönüp okula doğru yürümeye başladı. Miran'da hızla hareket ederek Siwon'un yanına doğru koşar adımlarla ilerlemişti. Alex hala Miran'ın arkasından bakıyordu. Önce onunla birlikte gitmeyi düşünmüştü ama Miran'ı rahatsız etmekten korkmuştu. Onun rutin hayatına devam etmek istediğinin farkındaydı. Arkasında ise olup bitenleri ifadesiz bakışlar ile izleyen bir Lehun vardı. Onun da evde tek başına oturmayacağı kesindi. Alex, Miran'ın korkusunu ya da acısını hissedebileceğine güvenerek peşinden gitmedi. Kapıyı kapatarak mutfağa geri döndü.

"O çocukla birlikte nereye gitti?"

Lehun başıyla Miran'ın gittiği yönü göstermişti soru sorarken. Miran'ın nereye gittiğini merak ediyordu. Dün gece tanıştırıldıkları Siwon denen çocukla çok yakın gibiydiler ve bu Lehun'u rahatsız etmişti garip bir şekilde. Siwon denen çocuğun insan olmasından hoşlanmıyor olabilirdi pekala. Başka ne olabilirdi ki zaten.

"Okula gidiyorlar. Miran bir üniversite öğrencisi."

Lehun yine cevap verme gereksinimi duymadan koltuklara doğru yöneldi. Aralarında genelde hep sessizlik hakimdi. Alex'e Miran'la aranda ne var, ya da neden bu insan ile birlikte kalıyorsun, neden bir insanla ilgileniyorsun, gibi sorular soracak değildi zaten değil mi? Bu soruların cevaplarını merak ediyordu ama doğrudan sormak yerine gözlemleyerek öğrenmeyi tercih ederdi. Kendi düşüncelerine dalmış bir haldeyken, klan liderlerinin varlığını hissetti, birkaç kilometre uzaktan kendilerine doğru geliyorlardı. Çok kısa bir süre içinde burada olacaklardı. Başını çevirip Alex'e baktı. O da gelen misafirleri hissetmişti anlaşılan ki çoktan tekrar kapıya doğru yönelmişti.

Kapıyı açtığında Florentin Klanının lideri Rio ve kardeşi Suni ile arkalarından Antolie Klanının Lideri Vin Miun'la İnchis Klanının Lideri Luc Edmon Alex'le karşı karşıya gelmişti. Alex misafirleri içeri davet ettiğinde Lehun ayaklanmış ve onlara doğru yürümüştü.

"Klan liderlerini burada görmek ne hoş bir sürpriz."

Lehun'un sesinde bariz bir kinaye vardı. Pek arkadaş canlısı olmadığı aşikardı ama hepsi bunun zaten farkındaydı ve onu iyi tanıyorlardı. Krallarına karşı asla saygıda kusur edemezlerdi. Rio gülümseyerek Lehun'a doğru yaklaştı.

Asil KanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin