Hard Love- Jackbum ✔️

'Ateş Ölçmek'

Jackson'ın ağzından

Nasıl hissediyorum? Sanki bir kuyudan tam çıkarken tekrar dibine düşmüş gibiydim.

Yine hayallerim yıkılmıştı. Her şey mahvolmuş, tüm emeklerin boşa gitti diye düşünüyordum.

Yine de benim hatamdı bazı şeyler.

Ben yanlış yapmıştım.

Ben yalnız olmayı kötü olmayı hakedecek bir şeyler yapmıştım.

"Beni sevdiğini de!"

Bu söz aklımdan çıkmıyordu. Öyle sert söylemişti ki...

Suçluyum. Onu sevdiğim için bunu ona Çince sürekli söyleyip ona dokunduğum için suçluyum.

Onu çok seviyorum, suçluyum.

Bana kızmadığını söylemişti. Ama ben fazla üzülüyorum. Boşlukta gibi hissediyorum.

Ben ona kesinlikle böyle söylemeyi düşünmüyordum. Daha güzel şekilde. Onun böyle sinirle öğrenmesini istemiyordum.

"Beni sevdiğini de!"

Anneannem öldükten sonra ilk kez bir insana sevgi büyütmüş, güvenmiştim.

Onu üç yıl önce benden yardım istediği gün ilk defa gördüm. Perişan haldeydi. Onu organ mafyalarının kaçırdığını ve onlardan kaçtığını söylemişti. Çok dayak yemişti. Biz onu alıp yardım etmiştik. Sonra gidecek yeri olmayınca yanımda kalmasına izin vermiştim. Bizimle hemen samimi olmuş, bizi kendine alıştırmıştı.

Özellikle ben ona daha fazla alışmıştım. Onu çok seviyordum. Sonra bu sevgimin normal bir sevgi olmadığı gerçeğini kabul etmiştim.

Ona aşıktım.

Gülüşünü izlerken güldüğümü farkettiğimde, üzüldüğünde üzüldüğümde, ona zarar gelecek diye ölümüne korktuğumda, onun kokusunu alırken en mutlu zamanlarımı yaşadığımı farkettiğimde onu aşık olduğumu anlamıştım.

Bir kere bir çatışmaya girmiştim. O lanet herif peşime adam takmıştı ve yanımda Jaebum vardı.

◾7 ay önce ◾

"Yoonsoo. Benimle yemek yemeye geldiğin için teşekkür ederim."

Bana bakıp  güldü. "Ah. Biliyorum benimle yemek yemek bir şereftir. Sen bu şerefe layık olduğun için mutlu olmalısın."

"Sayın Choi Yoonsoo. Benimle yemek yediniz,  çok mükemmeldi."

Omzuma yavaşça yumruk attı.

"Tamam, bu kadar abartmak yeter sıkıldım."

"Aynen." deyip ben de  onun omzuna yumruk attım.

Gülümsemesi yüzüne yayılırken onu izledim. Çok güzeldi.

Fakat hiç de güzel olmayan bir kırmızı nokta vardı. Tam kalbinin üstünde kırmızı bir nokta vardı.

Korkuyla önüne atladım. O "Ne yapıyorsun? JACKSON!" dediğinde göğsümden kanlar akmaya başlamıştı bile.

Tam kalbimin alt taraflarına gelen kurşunla bilincim hızlıca kayboluyordu.

Yüzümde hissettiğim göz yaşlarıyla gülümsemiştim.

Benim için korkmuş ve ağlıyordu.

Bencil gibi onun ağladığında  sevindim...

Kollarında bilincini kaybetmiştim.