'Buradan çıkışın olmayacak'

768 50 18
                                    

Jaebum iki gündür süren sakinliği fırsat bilerek iyice iyileşmiş, kaçış planları yapmıştı. Jackson her gün öğlen evden çıkıyordu. Bu iyi bir fırsat olabilirdi.

Şuan akşam yemeği saatiydi ve Jaebum Jackson'ın gelmesini bekliyordu.

Çok bekletmeden Jackson elinde yemek tepsisiyle gelmişti. Jackson'ın saçlarını farkedince çok yakışmış olduğunu düşündü.

Sarı saçlı Jackson her zamanki gibi yakışıklıydı.

Jackson Jaebum'un saçlarına dikkatle baktığını görünce sırıttı.

"Ne o? Saçlarımı çok sevdin galiba. Yakışmış değil mi?"

Jaebum alayla gülerek cevap verdi.

"Hayır. Bok gibi olmuş." deyip önündeki yemeğe odaklandı. Jackson ise aldırmayarak sessiz kalmıştı.

Yemek yerken Jackson onu izliyordu. Jaebum'un saçları hakkındaki yorumunu takmamıştı çünkü yalan söylediği çok açıktı.

Bir kere o Jackson Wang'di ona her şey yakışırdı.

Jaebum'un saçlarına bakınca yıkanamadığı aklına gelmişti. Saçları kirliydi ve Jaebum yıkayamayacağı için Jackson yıkamalıydı.

Tekleyen kalbine küfrettj Jackson. Alt tarafı saçlarını yıkayacaktı. Her zaman dokunmak, sevmek istediği saçları yıkayacaktı. Boğazını temizleyip konuştu.

"Jaebum. Saçlarını yemekten sonra yıkayacağım ve pansumanını yenilemeliyim. " Jaebum sadece kafasını sallamıştı. İtiraz etmek istemiyordu ki bu saçmalık olurdu. Bunlara ihtiyacı vardı.

Jaebum yemeği bitirdikten sonra ayağa kalkıp Jackson'ın peşinden banyoya girdi.

Tişörtünü çıkarmaya uğraşırken kolunu acıtınca acıyla tısladı. Jackson hemen gelip yardım ettiğinde Jaebum oldukça şaşkındı.

Kızgın Jackson bu değildi. Kesinlikle bir şeyler planlıyordu.

Sonunda tişortünden kurtulduğunda Jackson yutkunmamak için zor duruyor mümkün olduğu kadar bedenine bakmamaya çalışıyordu.

Sıcak suyu ayarlaryıp Jaebum'u küvete kafasını yaslayacak şekilde oturttu.

Sıcak su Jaebum'u gevşetirken gözlerini kapattı. Bu Jackson'ın kısa süre dikkatinin dağılmasına sebep olsa da işine tekrar odaklanmıştı.

Saçlarını nazikçe köpürtürken anlamsız bir şekilde gülümsüyordu. Kesinlikle gülümsediğinin farkında değildi çünkü Jaebum görebilirdi. Neyseki Jaebum Jackson yıkamayı bitirene kadar gözlerini açmamıştı.

Jaebum'un saçları ıslakken fazla seksi duruyordu. Bu nedenle Jackson elinden geldiği kadar hızlıca kurutmuş, pansumanı yenilemeye koyulmuştu.

Yara daha iyi durumdaydı. Bir kaç günden sargısından kurtulabilirdi.

Jaebum'a kendi tişörtlerinden getirmişti. Giydiğinde Jackson'a olduğundan daha fazla yakışmıştı.

Jackson Jaebum'un artık yardıma ihtiyacı olmadığını düşünerek banyodan çıktı.

Düşüncelerinden nasıl kurtulacaktı? Sürekli yüzünün yakışıklı olduğunu, vücudunun çekici olduğunu düşünüyor ister istemez onu hayal ederken buluyordu kendini.

Jaebum'u seviyordu ama ona belli etmemeliydi.

****

Jaebum sabah uykusunu iyi alarak uyandı. Bugün büyük gündü, kurtulacaktı.

Jackson kahvaltıyı getirdiğinde Jaebum iştahla yemeye başladı.

Jackson yine Jaebum'un iştahla yemek yemesini izliyordu. Yemek yerken önemli bir iş yapıyormuş gibi ona odaklanıyordu ve oldukça iştahlıydı. Üç senede öğrenip kesin doğru olduğuna emin olduğu tek bir şey vardı galiba. Jaebum'un iştahı.

Jackson daha fazla dayanamayıp evden çıkmaya karar verdi. Jaebum kapının çarpma sesinden sonra aşağıdan Jackson'ın garaja gitmesini gülerek izlemişti. İşte şimdi kurtulmaya bir adım daha yaklaşmıştı.

Merdivenlerden dikkatlice inip dış kapıyı kontrol etti. Evet kilitli değildi. Cidden Jackson fazla kendine güveniyor olmalıydı. Jaebum susadığına küfredip gitmeden bir bardak su içmek için mutfağa gitti.
Hemen suyunu içip dış kapının yanındaki vestiyerden spor bir ayakkabı alıp giydi. Şanslıydı, ayakkabı ayağına tam olmuştu.

Dış kapının koluna elini koyduğu anda donup kalmıştı.

"Bir yere mi gidiyorsun? " tam ensesinde hissettiği soruyla içinden lanetler okudu. Bu adam evden çıkmamış mıydı? Nasıl hemen geri gelebilirdi. Jaebum beş dakika geçmesini beklemişti. Dikkatliydi. Nereden çıkmıştı bu lanet herif?

Arkasını yavaşça dönüp yakınlıktan dolayı sırtını kapıya yasladı. Jackson ateş saçan gözlerle Jaebum'a bakıyordu. Bu sefer kesinlikle kurtuluşu yoktu. Jackson onu mahvedecekti.

Jackson Jaebum'a iyice yaklaştığında kapıya mümkünmüş gibi daha fazla yapışmıştı. Sahi Jackson neden üstüne üstüne geliyordu ki?

Jackson Jaebum'un nefeslerini yüzünde hissediyordu. Jaebum çatık kaşları ve aralık dudaklarıyla fazla öpülesi dursa da Jackson onu öpmeyecekti. Ne kadar istese de onu öpmeyecekti, öpemezdi...

Jaebum'un kulağına doğru nefesini üfleyip konuştu.

"Bir yere gidemezsin Im Jaebum. Buradan çıkışın olmayacak."

Jaebum yumruk yaptığı ellerini çözüp Jackson'ı ittirdi.

"Senden nefret ediyorum Jackson Wang. Ayrıca bana bir daha böyle yaklaşma, midem bulanıyor." deyip yukarı kattaki odasına daha doğrusu cehennemine gitmeye başladı.

Jackson ise kalbinin az önce Jaebum'un ona sarfettiği sözlere alınmasına sinirleniyordu.

Jackson ona aşıktı fakat Jaebum ondan nefret ediyordu.

Jackson yakın olmak istiyordu ama Jaebum'un midesi bulanıyordu.

Sinirle etrafı dağıtmaya başladı. "Sikeyim böyle işi." Dediğindeki masanın üzerindeki vazoyu çoktan tuzla buz etmişti.

Selam! Umarım fazla hatam yoktur! İyi okumalar!


Hard Love- Jackbum ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin