Hard Love- Jackbum ✔️

'Yapma'

MONSTA X JEALOUSY dinleyerek yazdım.

Gerginlikle dudaklarımı dişledim. Bugün Jackson beni yanında götürüyordu. İnsanların tepkisi beni çok korkutuyordu. Acaba bana hala kızgınlar mıdır?

Odanın içine girer girmez bizi ilk gören Sehun oldu. Yüzünde büyük gülümseme ile ayağa kalktı ve yanıma geldi.

"Jaebum. Hoşgeldin. Seni özledim. " samimi bir ses tonuyla konuşup  bana sarıldı. Ben de ona sarıldım.

"Sen de hoşgeldin kaçak patron. Ne kadar çok gelişme var, haberin var mı?"

"Bu iyi. Bakalım hemen. Jongin nerede?"kalın ve hala hasta olan sesiyle konuştuğunda Sehun kaşlarını çattı.

"Sen hasta mısın? Geçmiş olsun."

"Sağol. O kadar önemli değil sadece üşüttüm. Jongin'i sormuştum."dediğinde Sehun elini omzundan çekip cevap verdi.

" Bilgisayarına bakıyor. "ses tonunda bir tuhaflık vardı. Normalde Jongin'den bahsederken ses tonu bile aşk doluydu. Şimdi ise sanki bir kırgınlık, umursamazlık vardı.

Jackson odadan çıkınca hemen sordum.

" Sehun, Jongin ile aranız nasıl?"derin bir iç çekip kafasını arkaya attı.

" Bok gibi. Kavga ettik ve o bana kızgın, eve bile gelmiyor iki gündür. "

Meraklanıp ne için kavga ettiklerini sordum. Sehun aşırı sakin ve ılımlı biriydi. Jongin tam tersiydi. İlişkileri Sehun'un sakinliği ve sakinleştirmesi ile yürüyordu bana göre.

"Aslında bu sefer kavgayı başlatan benim."sıkıntıyla söylendiğinde onu dinlemeye devam ettim.

"Eski sevgilisi bizim evdeydi. Ve benim bundan o ben eve girerken evden çıktığında öğrendim. Bana aldırmadan evden çıkmıştı. Sonra Jongin'in o surat ifadesi sanki beni aldatmış da yakalanmış gibi duruyordu. Sonra ben de bir anda içimi saran kıskançlıkla ona sert bir şekilde neden onun bizim evde olduğunu sordum. Sonra oradan tartışma büyüdü. Ona güvenmediğim için bana kırgın ve kızgın. "

"Bence Jongin seni affedecektir. Ona kendini affettirmeye çalış. Bilmiyorum. İlişkiler konusunda pek iyi değilim. Ama eminim, Jongin hemen yumuşayacaktır." dediğimde bana sarıldı.

"Çok teşekkür ederim. Senin fikirlerini ve seni seviyorum." gülüp ben de ona sarıldım.

"Ben de seni seviyorum Sehun. Barışınca bana anında haber et." kafasını sallayıp gülümsedi.

Odaya pat diye giren Youngjae ile irkildim.  Hatta ezildim. Deli manyak üstüme atlamıştı. Burada en iyi anlaştığım kişi oydu. Onu çok sevmiştim. İlk günde bile bana o kadar sıcak davranmıştı ki.

" HYUNG SENİ ÇOK ÖZLEDİM. HIAA!" diye kulağımın dibinde cırladı ama yine de kızmadım. Ben de onu özlemiştim.

"Ben de seni çok özledim su samurum. Ama daha  fazla sıkarsan kemiklerim kırılacak." dediğimde yanaklarımı öpüp beni bıraktı.

Tombul yanaklarını sıkıp öptüm. Çok şirindi. Yumuş yumuş.

"Yanaklarını çok özledim." dediğimde gözlerini devirdi.

"Beni değil, yanaklarımı seviyorsun, değil mi?"  diye söylendi her zaman  ki gibi ben de yine kafamı sırıtarak salladım.

"Younjae Jongin seni arıyor. Yanına git." kalın ve hasta ses tonu odayı doldurduğunda göz göze gelmemiz çok uzun sürmedi.

Gözleri bana öyle bir bakıyordu ki. Sanki öldürecekmiş gibi. Gözleri Younjae'nin yanaklarındaki ellerime bakınca  ellerimi suç işlemiş gibi hızlıca çektim. Kalbim hızlı hızlı atmaya başlamıştı. Neden bana ve Younjae'ye öyle sert bakıyordu?