"Senden nefret ediyorum Jackson Wang. Ama sen beni seviyorsun. Ne yazık. Seni asla sevmeyeceğim."
Jackson kalbindeki sancıyla dizlerinin üstüne düştü. Bu olmamalıydı. Jaebum'u bu kadar severken o ondan nefret etmemeliydi.
"Jaebum beni seveceksin. Buna inanıyorum."
Jaebum alayla güldü.
"Jackson Wang aşık olunca bu kadar aptal oluyormuş demek. Unuttun mu? Ben senin örgütüne sızmış bir ajanım. Seni kandırdım. Sen ise bana inanmaktam bahsediyorsun. Cidden aptalsın Jackson Wang. "
Jackson beyninden vurulmuşa dönmüştü. Jaebum'a nasıl güvenecekti ki? Jaebum ona seni seviyorum dese bile nasıl güvenecekti?
"Hayır! Lanet olsun böyle olmamalıydı." Diye bağırmaya başladı Jackson.
Jaebum Jackson'ın bağırışlarıyla koşarak odasından çıkmış, soluğu Jackson'ın odasında almıştı.
"Jackson uyan! Hey kabus görüyorsun! "
Jackson gözlerini açar açmaz gördüğü gözlerle daha kötü olmuştu. Rüyası gerçek gibiydi ve uyanınca ilk Jaebum'u görmesi hiç iyi olmamıştı.
Jaebum Jackson'ın rüyasının epey kötü olduğunu terlemesinden anlamıştı. Ne görmüştü ki bu kadar etkilenecek?
"İyi misin? Epey kötü bir rüyaydı sanırım. " Jackson Jaebum'a kafasını sallayarak cevap verip yataktan kalktı.
Banyoya kendini attığında Jaebum da çoktan karşıdaki odasına gitmişti.
Jackson rüyasını düşünmeden edemiyordu. Jaebum'u kalbinden bir kızgınlıkla atamayacak kadar çok seviyordu. Bu yüzden onu öldürmemiş, işkence etmemişti. Kimseyi almadığı evine getirmiş, yaralarını özenle sarmıştı. Saçlarını yıkarken kendine zor hakim olmuş, Jaebum uyurken göz kapağındaki yanyana o iki beni okşarken kuş gibi hafif davranmıştı.
Duştan belindeki havluyla çıkmış aşağıdan sesler gelmesiyle üstünü giyinmeden hızlıca aşağı inmişti. Jaebum kaçmaya çalışacak kadar cesurdu.
Jaebum karnının açlığıyla mutfağa inmiş, dolaptaki kahvaltılıkları çıkarmış, yumurta haşlıyordu. Sıcak su hazır olduğunda da kahveleri hazırlamış masanın üstüne koymuştu.
Tüm bu süreç boyunca onu çaktırmadan belindeki havluyla izleyen Jackson'dan haberi yoktu.Jaebum kapıdan dışarı çıktığında çarptığı ıslak bedenle irkilmiş, gözlerini kocaman açmıştı.
Jackson Wang karşısında belinde havluyla, ıslak saçları ve karnıyla duruyordu.
'Şerefsiz herif, çok seksi' diye içinden geçirince kendine küfretti. Jackson onu burda tutsak olarak tutuyordu. O ise neler düşünüyordu.Ama Jackson'ı öyle gören herkes öyle düşünürdü. Kim olursa olsun ıslak saçlı, belinde havluyla duran Jackson Wang'in seksiliğini inkar edemezdi.
"Sizin oralarda üstünüzü giymiyorsunuz galiba. Belinde havluyla burada ne işin var? Üstünü giyinsene. " Jaebum gözleri yerde konuşurken Jackson sadece sırıtıyordu.
"Gözlerini doyuruyorum. Onların da yemek yemeye ihtiyacı var, ha?"
Jaebum alayla güldü.
"Onları ben aynaya bakarak besliyorum. Tam tersine sen midelerini bulandırıyorsun. " dediğinde Jackson alayla tıslayıp yukarı üstünü giymeye çıktı.
Aynaya bakmakta Jaebum fazla haklı diye düşünmeden edemiyordu. Jaebum tanrının yarattığı tüm güzelliklerle ölümüne yarışırdı.
Tanrı kesinlikle Jaebum'u özenerek, en güzel şekilde yaratmıştı.
***
Jaebum neredeyse bir haftadır tutsaktı. Jackson onu ne öldürüyor ne de işkence ediyordu. Bu çok saçmaydı. Çoktan ölmüş olması gerekirken Jackson ona fazla iyi davranıyordu.
Sargısından bugün kurtulacaktı. Ama Jackson kahvaltıdan sonra Jaebum'u evde tek bırakıp gitmişti. Kim bilir kaç saat sonra gelirdi. Sıkıntıyla ofladı Jaebum. Bu odadan sıkılmıştı. Jackson evde yokken belki de evi gezmeliydi. Bu ona hem zaman geçirtir hem de sıkıntısını alırdı.
Uzandığı yataktan kalkıp ilk önce yandaki iki odayı gezdi. Jackson'ın odasına girdiğinde odaya zümrüt yeşilinin hakim olduğunu gördü. Jackson zümrüt yeşilini çok severdi.
Üç sene boyunca Jackson'ı iyice tanımış,her şeyini bilir olmuştu. Jackson Jaebum'u cidden çok fazla seviyordu. Burukça gülümsedi Jaebum. Eğer Jackson kötü biri olmasaydı onunla çok iyi arkadaş olabilirlerdi. Ama düşmanlardı.
Jackson çocukken çektiği acıların intikamını büyüyünce almış ve hala almaya devam eden biriydi.
Jaebum küçükken çok iyi büyütülmüştü. Babası gibi kahraman bir polis olmayı hedeflemiş, hedefine büyüyünce ulaşmıştı. Annesi aklına gelince gözleri doldu Jaebum'un. Keşke ona haber verebilseydi yaşadığını. Zaten en başından bu göreve gitmesini istemiyordu. Ama Jaebum onu dinlememişti. Başaracağını düşünüyordu. Ama kader böyleymiş. Başaramamıştı.
Jaebum düşüncelerinden arınıp aşağı kata indi. Saate baktı, Jackson gideli epey olmuştu. Saat akşam altıydı. Acıktığını farkettiğinde mutfağa girdi.
Dolaptaki hazır ramenlerden pişirip yemeye başladı.
*****
Jackson'ın ağzından
Bitirdiğim kaçıncı kadehti, kovduğum kaçıncı kadındı hiç bilmiyordum. Kahvaltıdan sonra direkt evden çıkmış, depoya uğramış sonra direkt kendimi buraya atmıştım. Saatlerdir içiyordum.
Sebebi Jaebum'du. Benden nefret etmesi, bana ihanet etmesi. Üstelik bunu ona olan aşkımı itiraf edeceğim günün sabahı öğrenmem...
Kaderime sövüp duruyordum. Bana anne baba sevgisi vermemiş, yıllarca eziyet çektirmişti. Şimdi de beni ilk aşkımla sınıyordu.
"Bana bu kadar yaklaşma midem bulanıyor."
Bu aklımdan hiç çıkmıyordu. Ben yakışıklıydım. Onu seviyordum. Onun ise benden midesi bulanıyordu.
Sinirle kadehi hızla bitirdim. Ona daha çok yaklaşacaktım. Kesinlikle ona daha fazla yaklaşmalıydım. Ayağa kalkıp dışarı çıktım.
Alkol bedenimi fazla etkilemezdi. Sadece sinirimi alır beni rahatlatır,sarhoşluk yaşatmazdı. Bu yüzden şanslıydım. İnsanlar beni sarhoş zannederdi ama ben her şeyin farkında olarak hareket ederdim. Bunu Jaebum üzerinde kullanacaktım.
***
Eve girdiğimde bağırdım. "Yoon... ah! Pardon! Im Jaebum." Jaebum'u fazla uzatmıştım. Jaebum güzel bedenini merdivenlerin başına çok geçmeden getirmişti.
"Wang sen sarhoş mu oldun?" O kadar güzel Wang diyordu ki. Siktir! Ben bu adamı neden bu kadar seviyordum?
Adımlarımı bilerek hafif sarsarak merdivenleri çıktım. Tam dibinde durduğumda geri çekildi. Sokuldum, geri çekildi.
Ben dibine girdikçe o benden uzaklaşıyordu. En son odasına girmiştik. Ve uppsss. Yatağına takılıp sırt üstü yatağa düştüğünde sırıttım.
İşte şimdi başlıyorduk.
Selaaaam! Geç oldu biraz ama olsun. Hatalarım olabilir, kusura bakmayınn. İyi okumalar! Sizi seviyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hard Love- Jackbum ✔️
Fiksi PenggemarIm Jaebum. Gizli göreve gönderilmiş başarılı bir polis. Jackson Wang. Tüm ülkenin hain bildiği fakat ülkesine ihanet edecek son insanlardan biri. Jackson onun örgütüne sızmış polise aşık olmuştur. Peki bir anda Jaebum'un onun örgütünü dağıtmak ve...