İyi okumalar. Vote ve yorumlarınız benim için çok değerli.
Bu bölümü sonuna kadar All I need - W.Temptation dinleyerek okuyun lütfen.
---------------------------------------------------------
Kaçıp kurtulmak istediğim Aras için harcanan bir yığın dileğimi düşündüm. Kalbim acıyordu. Ondan nefret etmek için bile yeterince güçlü değildim. Kurtulmak için de öyle.
"Saçmalamayı bir kenara bırakır mısın ?" Ona saçma bulduğumu söylediklerim sonuna kadar inandıklarımdı aslında. Ama o söylediği için şu andan itibaren saçmaydı.
"Her neyse. Sokakta kaldığını hatırlatmalıyım." Bir başka problemim de buydu. Tabiki Aras'ın evinde kalmak gibi bir hata yapmayacaktım.
"Hepsi senin yüzünden." Tam olarak sayılmasa da bundan sonra hayatımda oluşan bütün kötülüklerin temeline Aras'ı yerleştirmek konusunda kararlıydım.
"Asıl bu gerçekten saçmaydı." Kavga kokusu alıyordum ve en son bu duruma geldiğimizde Aras'ın dudakları tarafından susturulmuştum.
"Senin yüzünden." Fısıldayarak söylediklerim biraz sonra gözlerimin dolacağının kanıtıyken kafamı yere sabitlemiş bekliyordum.
"Gel benimle." Lanet olsun bu akşam istediğim tek şey ondan uzak kalmakken kolumu tutmuş ve onunla gelmemi söylemişti. Bu kadarı fazlaydı.
"Asla." Tıslayarak söylediklerim kahkaha atmasına neden olurken gamzelerine büyülenmiş gibi bakıyordum. Bunu fark ettiğinde gülüşü birden soldu. Gülmekten başka bir şey yapmaması gerekirken üstelik.
"Bana öyle bakmayı keser misin ?" Yine başlıyorduk. Bu durumda yapabileceğim en iyi şey onu sinirlendirmekti. Kesinlikle.
"Sanmıyorum." Bu sefer yamuk sırıtış benden çıkarken onun kaşları havaya kalkıp yavaşça inmişti. Tepkilerini seviyordum.
"Uğraşmayı seviyorum." Saçmalamaya başlayan taraf oluşuna şaşırmış olsam da onun da saçmalayabilmesi güzel şeydi doğrusu.
"Ne ?" Dudaklarımı bükerek söylediğim karşısında gözleri yüzümün her noktasında oyalanarak dudaklarımda sabitlendi. İşte nefesim kesilmişti. Her hücremde onun bakışlarının karıncalanmasını hissetmeyi de seviyordum.
"Seninle uğraşmayı... Seviyorum." Normal olarak başladığı cümleyi fısıldayarak bitirmişti. Sonunda gözleri gözlerimde duraksadı.
Yavaşça ona doğru yaklaştım ve bileğime baktığımda sıkıca sardığı elinin olduğu yerde parmak izlerinin çıkacağına emin oldum. Gittikçe daha çok sıkmaya başladığında ve onun da bakışları bileğime kaydığında beni kendine çekti ve hiçbir şey söylemeden saçlarımı geriye doğru itti.
Sonunu biliyordum ve istiyordum. Bir önceki gibi olmayacaktı. Bu sefer hislerimi dinleyip sesleri susturacaktım. Aras ne yapmış olursa olsun ondan uzak durmanın saçma olduğuna inanmaya çalışmak bile şu anda kolay geliyordu. Onu istiyordum.
Dudaklarıma yaklaştı. Ama o da aynı şeyleri düşünüyormuş gibiydi. Sadece duraksadı ve derin bir nefes aldıktan sonra gözlerimin içine baktı. O bakışları biliyordum. Kıskandığım bakışları. İçimde bir parçanın ona doğru kaydığını hissettim. Nefes almayı unutmuştum. Her nefesimde bu anı bozacakmışım gibi hissediyordum.
O kadar güzel bakıyordu ki, bütün dünya bir anda sustu. Saatlerce bana bakışlarını seyretmek istedim. Yavaşça kafasını kaldırdı ve burnuma sevimli bir öpücük kondurduktan sonra alnıma alnını yaslayıp düzensiz nefes alışlarına devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pulsar
Teen FictionPulsarlar, yıldızların hayal dolu ışığı sayesinde görünen, gaz yığınlarının kalbi olan nötron yıldızlarıdır. - Dileklerle atmaya devam eden bir kalp gibi - Uzaktan bir bakış, farkında olunmayan hisler ve sebepsiz umutlar... Aşk denilen his yığının y...