Elimdeki kağıt parçasına son bir kez bakıp buruşturdum. Perdente. Ezik. Kağıdın su birikintisinde eriyip yok oluşunu izlerken gözlerim doldu.Gözümün neredeyse içine giren perçemlerimi kenara çektim. Buradan nefret ediyordum. Özel okula herkes gidemiyordu tabii, ama yine de kimse beni dinlemiyor ve anlamıyordu!
Birkaç sene öncesine kadar arkadaşlarım vardı, çok iyi arkadaşlar, ama hepsi okuldan ayrılmış; bazılarıyla aram bozulmuştu.
Aslında hayatım çoğu kişiye göre harikaydı: Bir evim, ailem, ve gittiğim iyi bir okulum vardı. Peki neden yıllar boyu çok büyük acılar çekmiş gibi tuhaf bir his vardı içimde? Bunu hiç bilmiyordum.
Sınıfa girdim. Teneffüs bitmişti. Sınıftakiler her zamanki gibi öğretmen olmadığı için ormandaki hayvanlar gibi davranıyorlar; Birbirlerine çarpıyor, basketbol topuyla voleybol oynuyor (?), ve bunun gibi saçma sapan şeyler yapıyorlardı.
İç çektim, arkadaki sırama doğru ilerledim. Kulaklarımı ellerimle kapayıp sınıftakilere öfkeyle baktım. Az sonra yeni öğretmen gelmişti.
Öğretmenimiz siyah kıvırcık saçlarını at kuyruğu şeklinde bağlamış, uzun boylu; dik duruşlu bir kadındı.
-Günaydın.
-GüüüNnnaaaYydıNn ÖğRettmenNimM!
Hoca ikide bir bana dik dik bakıyordu. Başta görmezden gelmeye çalışsam da pek işe yaramamış, iyice huzursuz olmuştum; Çıkmak için izin istedim. Lavaboya gittim, yüzümü yıkadıktan sonra aynada yansımamı inceledim.
Çene hizasındaki elektriklenmiş telleri suyla düzleştirerek bekledim. Zilin çalmasını ve oradan gitmeyi iple çekiyordum...
Derken biri kızlar tuvaletinin kapısını tıklattı. Dışarıda orada olmasını hiç ummadığım biri duruyordu: Her zamanki gibi ters giydiği beresiyle Baldo...
-Diana, öğretmen seni çağırıyor.
-Şey, az sonra gelirim.
Çocuk gergin gibiydi.
-Ama önemliymiş?
Tek kaşımı kaldırdım.
******
"Hey! Sınıf bu tarafta!"
Baldo sınıfa giden yoldan gitmemişti. Nereye gidiyordu sanki?
"Beni duymadın mı!" Kolumu kurtardım. "Ne oluyor?"
"Ee- Şey sonra açıklarım!"
Çocuk koşmaya devam etti. Ne yapsam bilemedim; peşinden gittim.
🕸🕸🕸
Yangın merdivenine geldiğimizde dayanamayıp patladım:
-Sen çıldırdın mı?! Okuldan mı kaçacaksın?
Baldo iç çekti. (Onunla aynı sınıftaydık ve arada konuşurduk. Ama hiç de okuldan beraber kaçmayı düşüneceğim bir tip sayılmazdı. Yani... Yanlış anlamayın, daha önceden okuldan kaçma planları falan yapmış değilim!..)
-Bak, sana uygun bir yere geldiğimizde her şeyi açıklayacağım. Ama şimdi sadece beni izlemen lazım.
Sonra çocuk çok tehlikeli ve saçma sapan bir hareket yaptı:
4. katta falan olmalıydık ve Baldo iki kat aşağıya atlayıp merdivenlerden inmeye devam etti.
Bir an afallasam da derse geri dönmek pek eğlenceli bir seçenek gibi gelmiyordu kulağa...
Peşinden aşağı indim.
..................
Merhaba! Bölüm hakkında fikirlerinizi çok merak ediyorum. Bundan sonraki bölümlerde eğer ki Percy Jackson ve Olimposlular'ı okumadıysanız anlamayacağınız yerler olabilir. O yüzden önce onu okuyun bence ama siz bilirsiniz. Eğer okumadıysanız bilin ki çok şey kaybediyorsunuz... Eğer okuduysanız umarım ki hayran kurgumu seversiniz. 😁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanın Kızı
Fiksi Penggemar"Sen... Sen bir melez değilsin. Yani öylesin?" Gözlerinden dehşet okunuyordu. "Demek istediğim ,Di, sen farklısın." "Nasıl yani?"