İlk Öpücük

9.3K 479 179
                                    



Yüzüme koyduğum ellerimi gelen kapı sesi ile indirmek zorunda kalmıştım. Ne kadar süre bu yerde tutulduğumu bilmiyordum. Gözlerimin kapıdan vuran ışığa alışmasını beklediğimde gardiyan çoktan gelmiş ve kolumu nazik olmayacak şekilde tutarak kalmamı sağlamıştı. Uzun zamandır yerde oturduğum için tutulan bedenim ani kalkışım yüzünden ağrımaya başlamıştı. Sürüklenerek kendi odama itildiğimde içimden küfür mırıldanmadan edemedim. Uzun zamandır görmemişim gibi gözlerim Furkan'ı ararken onun odada olmadığını farketmiştim. Nerede olduğunu merak etsem bile bunu fırsata çevirip, üzerimde ki pislenen tulumu çıkartıp, yere fırlattım. Ayaklarım beni onun yatağına uzanmam için yönlendirirken buna izin verip, kendimi yatağına attım. Sadece boxerımla yatağında uzanıyor olmam biraz tuhaf kaçsa bile umrumda dahi değildi. Yastığı kollarım arasına aldığımda sıkıca sarılıp, derin bir nefes verdim. Dışarıda konuşurken Furkan'la tanışmış olsam nasıl olurdu diye merak etmiyor değildim. Fakat bunun sadece hayalini kurabilirdim.

Kapımızın kilit sesi geldiğinde hızlıca ranzanın üst kısmından atlayıp, ayağıma dolanan çarşafı geri atmaya çalıştım. Furkan kapıdan girdiğinde bana tuhaf bir bakış atıp, ardından hızlıca yanıma geldi.

"İyi misin?"

Şu sıralar bu soruyu cidden fazla duyuyordum. Benim için endişelenmesi iyi hissetmeme sebep oluyordu. Ve ben hayatımda ilk defa pişman olmayacağımı düşündüğüm bir şey yaptım. Furkanın yakalarından tutarak hızlıca kendime çekip, bedenlerimizin birleşmesini sağladım. Dudaklarım dudaklarına yanaşırken geri çekilmiyor oluşu daha fazla cesaretlenmemi sağlamıştı. Dudaklarımızı birleştirdiğimde bir süre hareket etmeden gözlerinin içine doğru bakmaya başladım. O esnada ellerimi belime inmiş ve beni serice kucağına alıp, dudağımı emerken duvara dayanmamı sağlamıştı. Bu tutulan bedenim için iyi bir şey olmamış olsa bile umrumda dahi değildi. Dudaklarım üst dudağını esir almışken dilimi ağzına sokup, emmesine izin vermiştim.

Nefes alamayacak dereceye geldiğimizde ellerimi saçlarına atıp, hafifçe geri çekiştirdim. Anlamış olucak ki dudaklarımdan yavaşça ayırdı kendini. O beni öperken kapanan gözlerim açılmamak için direnmeye başlamıştı şimdide. Tepkisinden ve ya şuan ki bana olan bakışlarından deli gibi korkuyordum.

"Gözlerini açmayacak mısın?"

Duyduğum sert ama bir o kadar da yumuşak sesi (Bunu bende anlamadım.s) gözlerimi açmama sebep olmuştu. Gülümseyerek bana bakan Furkan utanmamı sağlarken kucağından inip, yüzümü kapatarak yatağıma koştum. Battaniyenin altına saklandığımda elime gelen not defterini alarak içinden gene düşen ikinci kağıdı süzmeye başladım.

"Artık iyi olduğuna eminim." Kıkırdar. "Utanman geçene kadar sana izin veriyorum daha sonra konuşacağız."

Adım sesleri ile Furkanın yatağına yerleştiğini anlamıştım. Gülerek bir nefes verip, battaniyeyi yüzümden çektim. Elimdeki not kağıdını açtığımda kendi resmimi görmem hoşuma gitmişti. Etrafım çicekler ile dolu iken ben bir ağaca yaslanmış kitap okuyordum. Bunu çizen kişi cidden fazla yetenekli birisiydi. Kağıdın arkasını çevirdiğimde yazan nota bakıp, kaşlarımı çattım.

"Bu görüntünün gerçek olmasını sağlayacağım.. B.G"

Kim olduğu merakı tekrar beynime dolmaya başlarken başımı iki yana sallayıp, not kağıdını yastığımın altına sıkıştırdım. Yanımda Furkan olduktan sonra ben ömür boyu bile olsa bu dört duvar arasında kalmaya razıydım.

-------

Yanımdaki hareketlenme ile birlikte uykumda mırıldanıp, yastığıma sıkıca sarılmaya başladım.

"Ahh boğulacağım."

Konuşan yastık hızlıca gözlerimi açmamı sağlarken kendimi geriye doğru atmaya çalışmıştım. Son anda belimdeki eller düşmeme engel olmuştu.

"Kendine zarar vermeyi çok seviyor olmalısın.."

Kaşlarımı çatarak yanımda yatan Furkana bakıp, işaret dilini kullanmaya başladım.

"Sende birini korkutmayı çok seviyor olmalısın."

Gülüp, cevap vereceği sırada kapılarım açılmış ve kahvaltı saatinin başladığı duyurulmuştu. Furkan alnıma bir öpücük kondurup, üzgün bir gülümseme bırakarak yanımdan kalkıp, odadan çıkmıştı. Ne olduğunu anlamasamda alnıma kondurduğu öpücük gülüşümün büyümesine sebep olmuştu.

Yerimden kalkarak hala çıplak olduğumu hatırlayıp, yere attığım tulumumu üzerime geçirdim. Önündeki fermuarı sonuna kadar kapatıp, kapıdan çıktım. Masaların birinde oturup, bana el kol yapan Uğur'u farkedip, hafif koşar adımlarla yanına ilerledim. Elimdeki not defterine 'Çıkmışsın! Neden senide oraya attılar.' Yazarak Uğur'un eline tutuşturdum. Gözlerim masadaki yemeklerle buluşurken yemeğe direk başlayıp, sırtıma yapışan midemin kendine gelmesini sağladım.

"Ahh.. Pornolarımı buldular. Bu yüzden ceza aldım.."

Gözlerini kaçırarak gülmeye çalıştığında yalan söylediğini anlamak çokta zor olmamıştı. Üzerine gitmek istesemde zorlamayıp, kafamı salladım. Yemeğim bittiği için gözlerim Furkan'ı aramaya başlamıştı. Şuan buralarda olmaması garibime giderken ayağa kalkıp, adımlarımı çamaşırhaneye yöneltip, heyecan ve kocaman gülümsemem ile içeri girdim.

"Bunları abime ilet. Saklandığı yerden çıkarsa anında tutuklanabilir."

Atakanın sözleri ile tanımadığım bir gardiyan hızlıca dışarı çıkmıştı. Beni görmemesi için saklandığım alandan çıkıp, Atakan ve çamaşır makinesine yaslanarak elindeki kağıda bir şeyler karalayan Furkanı süzdüm.

"Yakında ikimizinde buradan çıkmasını sağlayacağım sevgilim. Abim bizi burada bırakmaz."

Atakan gülerek Furkana ilerlediğinde ona sarılıp, dudaklarına öpücük kondurmaya başlamıştı. Bu görüntü başımdan aşağı kaynar suların dökülmesine sebep olurken dolan gözlerimle hızlıca oradan çıktım. Odamıza ilerlerken aklıma gelen sahneler ve yaşadıklarım gözlerimin kararmasına sebep olmuştu. Yatağıma kendimi zor atttığımda yastığımı alarak hızlıca yere fırlatmıştım. Beni kandırmış mıydı? Benimle kesinlikle oyun oynuyordu.. Ellerim titremeye başlarken daha fazla bilincimi açık tutamayacağımı faredip, kendimi yatağıma bıraktım.

------

Ne ara bayıldığımı veya revire ne zaman getirildiğimi hatırlamıyordum. Kolumdaki serumu çözeceğim sırada başıma büyük bir ağrı saplanmıştı. İnler gibi sesler çıkartıp, başımı tuttuğumda kapı tarafından gelen ışığı engelleyen gölge kapı yönüne bakmama sebep olmuştu. Kapının önünde dikilen gardiyanı baş işareti ile çıkarttığında bir süre ne olduğunu çözmeye çalıştım. Karşımdaki yaşlı adam da beni süzüp, yan kısımda olan çürümeye yakın yatak demirlerinin üzerine oturdu. Bana bakıp, konuşmuyor oluşu gittikçe korkmama sebep olurken aynı zamanda merak duygumuda irdeliyordu.

"Merhaba Efe.. Ben avukat Serdar Durmuş. Senin davan ile kimse ilgilenmiyor olsa da benim oldukça ilgimi çekti.. Açıkcası senin suçlu olduğunu da düşünmüyorum ve bunu kanıtlamak için sana ihtiyacım var. Bana bunun için yardım etmeye ne dersin?"

DİLSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin