Basıldık!

13.4K 499 11
                                    

Multimedia Rosemary:)Çikolatalarım amlesef okunmalar çok fazla olmasına rağmen yorum ve voteler çok az size daha önce de bu konuda çok üzüldüğümü söylemiştim:(Eğer iyi ya da kötü yorumlarınızı bırakırsanız sevinirim,yoksa bu hikayenin sizin gözünüzde değersiz olduğunu düşünmeye başlayacağım:(Kısa bir süre buralarda olmayacağım ama yorum sayısına göre en kısa zamanda yeni bölüm atacağım.

Sadece nefes seslerimizin duyulduğu oda da birbirimizin gözlerine bıkmadan saatlerdir bakıyorduk.İmkansızın ne olduğunu bana unutturan bu yakışıklı adam bana bu gece dünyaları bahşetmişti.Hapimiz dünyanın en mutlu insanı olmanın hayallerini kurarken galiba ben gerçeği ile yüzleşmiştim.Londra'ya gitmeden önceki akşam söylediklerimi geri alıyorum aşk ile karşılaştım hem de en imkansızı ile!Belki hayallerim tam anlamıyla gerçek olmadı ama onun beni sevdiğini söylemesi tüm dünyalara,hayallere bedeldi.

"Neden bana ailenden biri olduğumu söyledin?"bana biraz daha yaklaştı ve aramızda bulunan o nefes almamı sağlayan mesafeyi de kapadı.Sağ eli yanağımı okşamaya başladığında  içimde ki o son cesaret parçası ile gözlerine baktım.Sanki orada bütün güzellikler bir arada bana göz kırpıyorlardı.

"Çünkü sen hep benim ailem ol,kadınım ol,kardeşim ol,annem ol,öğretmenim ol,sevgilim ol ama ne olursan ol hep benim yanımda ol bir dakika dahi benden uzak olma!"gözlerimi kırpmak zorunda olmasam asla kırpmazdım.Kapşınızda bu kaar mükemmel bir manzara var iken yapmak zorunda olduklarınızı bile unutmanız normal.Zor da olsa son gücüm ile nefes aldım ve konuşmaya başladım.

"Ben de her zaman yanında olmak isterdim ama biliyorsun ki bizim bulunduğumuz bu durum Londra sosyetesi tarafından makul karşılanmaz,sonuçta sen ağabeyimin en yakın arkadaşısın.Bu nedenle istemeyerek de olsa ayrı olmak en azından görünmek zorundayız."gözlerinde büyüyen sinire rağmen beni ellerimden tutarak yatağa doğru götürdü ve kendi oturduktan sonra benimde yanına oturmamı sağladı.Gözleri gözlerimden bu süre zarfında hiç ayrılmamıştı.

"Londra sosyetesi mrumda bile değilS!en yanımda olmadıktan sonra o lanet şehirde nasıl yaşayacağımı düşünürsün?"bu sefer tereddütsün elimi yanağına yerleştirdin ve yüzünü yüzüme yaklaştırdım.

"Eric senin sorumlalıkların var!Sadece kendini değil Gardenia ve anneni de düşünmelisin.Bu haber dedikodu gazetelerine düştüğünde neler yaşayacaklarını hayal etmeye çalış.Sen sadece bana ait değilsin,senin sahip çıkman bir ünvanın ve ailen var!"elleri ellerimi sıkıca kavradı,hayaller de bir yere kadardı.Gerçekler her zaman bir şeylerden daha önemliydi.Bu onun yapması gereken şeydi.Ben mutlu olamam belki ama yapılması gereken yapılmış olurdu.Onun geleceği ve ailesinin geleceği buna bağlıydı.Onun dedikodu sayfalarında yeri yoktu.

"Belki korumam gereken bir ünüm ve ailem olabilir ama ben seni yaşamak istiyorum.Belki gizli saklı olacak ama ben seni yaşamak istiyorum zamanı gelene kadar gizli saklı sevmek,zamanı gelince bütün sosyeteye büyük bir onur ile seni Düşes Arthur olarak tanıtmak istiyorum."bu sözleri karşısında dilim damağım tutulmuştu.Ben ve Düşes Arthur olmak!Yani onun ile aynı evde yaşayıp aynı güne yan yana uyanmak...

"İzin ver bu gece senin elma kokunu içime çekerek uyuyayım."gözlerim şaşkınlıkla büyüdü,hızla oturduğum yerden kalktım.

"Ne?Hayır ya bizi halam ya da bir hizmetçi görürse?"hızla yataktan kalktı ve elimdeki anahtarı muzip bir gülümseme ile havada salladı.

"Şimdi seni gördüğüm o günden beri çekemediğim rahat uykuyu çekmek istiyorum izin verirseniz!"dedi ve beni kucağına alarak yatağa taşıdı.İtiraz etmemi o mükemmel kokusu engelliyordu.

"Sen çok sahtekar birisin senin gibi birine aşık olduğuma inanamıyorum."beni yatağa bıraktıktan donra hızla diğer tarafa dolandı ve ayakkabılarını çıkararak yatağa girdi.Beni kollarının arasına almasına itiraz edemeden konuşmaya başladı.

"Çünkü aşk,senin gibi güzel bir kıza benim gibi çirkin bir erkeği layık görmüş."

"Çirkin?"kollarından zorla sıyrılarak yüzüne baktım ve anlamaya çalışır gözlerle onu süzdüm.

"Sen benim hayatımda gördüğüm en yakışıklı erkeksin,asıl ben senin için yeteri kadar güzel değilim etrafında dolaşan kızlar varken hiçbir şansım olmadığını düşünüyordum."oturur vaziyete geçti ve tıpkı az önce ona yaptığım gibi yüzümü incelemeye başladı.

"Etrafımda bulunan o asillik maskesi takmış kız kurularından daha güzelsin!Şimdi izin verirsen bana borçlu olduğun uykumu uyumak istiyorum."

"Borç mu?"

"Evet seni ilk gördüğüm kotilyondan beri uyumadığım uyku bunu bana borçlusun!"kolu ile beni kavradı ve yatağa yatmam için biraz çekiştirdi.Sonunda yatağa yattığımızda ikimiz de birbirimizin gözlerinde sessizlikte kaybolduk.

***

Kapının ısrarla çalınması üzerine gözlerimi açtım.Yanımda bu gürültüye rağmen uyuyan Eric'e bir gülümseme yolladım.Hayatım boyunca uyuduğum belki de en güzel uykuydu bu.Bu düşüncelerim duyduğum ses ile bölündü.

"Rosemary?Ah tanrım başına bir şey mi geldi acaba?Hemen şu kapıyı kırın!"bu duyduğum sözler ile şaşkınlıktan gözlerim büyüdü.Hızla yatağa oturdum ve Eric'i uyanması için sertçe sarstım.Huzursuzca açılan gözleri beni görür görmez tatlı bir bakışa dönüştü.

"Günaydın sevgilim."dudakları yukarı kıvrılırken hızla doğruldu.

"Hiç aydınlık bir gün değil birazdan kapıyı kıracaklar."bu sözlerim karşısında gözleri büyüdü.Zaten bu haytta istediğimiz bir şey gerçekleşse hep bir sorun olmazmıydı...işte size sorunun en büyüğü basıldık!

GİZLİ TUTKULAR- Yazım hataları düzenlenmedi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin