• Kimse Öyle Bakamaz!

1.5K 272 482
                                    

Bay Tomlinson'la yeniden partiye geçtiğimizde herkes yeniden normale dönmüş gibi görünüyordu. Kendi aralarında konuşan iki kadın hariç. Onları umursayacak düzeyde değildim. Louis'yi takip ettim ve tembihlediği üzere hiç yanından ayrılmadım.

Bir ara oldukça büyük bir masaya karşılıklı şekilde onlarca iş adamı ve iş kadınıyla bir ara oturmuştuk. Ben yine de Louis'nin yanından ayrılmamaya çalışıyordum.

"Biri yok mu Bay Tomlinson?"

Kadının birinin imayla gülümsediğini görünce dişlerimi birbirine geçirip yumruğumu sıktım. Louis elbette bunu anlamamış ve şampanyasını Louis'nin içine düşerek içen kadına bakmıştı.

"Nasıl biri?"

Kadın şuh bir kahkaha atınca gözlerimi devirdim. Budala.

"Âşık olduğunuz biri elbette," dediğinde masadaki herkes keyifle onları dinlemeye başlamıştı.

"Hah! Aşk mı?" Kendi kendine gülüp peçeteyi gömleğinin yakasına sıkıştırdı. Bu genelde edepsizlik olarak görülürdü ama Louis ne zaman kurallara uymuştu ki? "Aşk acizliktir Bayan Hillary."

Nedensizce somurtmuştum. Neden böyle düşünüyordu ki? Birini seversen aşk güzel olabilirdi. Dokuzuncu sınıfta Melinda diye bir kızı öptüğümde en iyi öpücüğümü almış olmazdım ama yine de heyecan vericiydi işte.

"Nasıl aşk kötü olabilir ki?" Dedi gür sesli bir adam etini keserken. "Aşk olmasa bunca şair türemezdi sonuçta," dediğinde gereksiz bir biçimde herkes güldü.

"Aşk acizliktir Bay Dawson. Eğer şairlerin aşk şiirlerini gözden geçirirseniz hepsinin birer kalp kırıklığı yaşadığını fark edersiniz. Ayrıca birçoğu sırf şiir yazmak uğruna bir sürü kadının da elinden geçmek zorunda kalmıştır. Yazık..." diye bir iç çekip çatalı etine batırdı ve koca parçayı dudaklarına götürerek bir ısırık aldı. Kesmeye uğraşmamıştı bile.

Adamlar biraz homurdandı.

"Ben şairim Bay Tomlinson," dedi az önceki adam. "Biliyorsunuz. Laflarınıza dikkat edin."

"Huh!" Kaşlarını kaldırıp lokmasını yutmadan önce barbarca güldü. "Eh, o zaman üç sevgili sonunda bir tanesine karar verebilmişsinizdir Bay Dawson!"

Adam sinirle kırmızıya dönerken istemeden gülerek Louis'yi izledim. O da umursamadan yemeğine dönmüştü. Keşke onun kadar umursamaz olabilseydim. Louis beni bu yönden kesinlikle çok iyi etkiliyir, onu örnek alma konusunda ciddi düşünüyordum. Yani bazı kısımlarını. Onun gibi umursamaz olmak çok iyi olurdu.

"Yani siz âşık olmadınız mı Bay Tomlinson?"

Omuz silkti.

"Hah, hiç mi?" Kadın şaşırmış görünüyordu. Ve ben de pek geri sayılmazdım.

"Bak şimdi!" Louis sandalyesinin üzerine çıkıp ayakları üzerine çöktü ve bizim şaşkın bakışlarımız arasından bir bardak ve bir de kaşık aldı. "Bu bizim erkeğimiz olsun," dedi kaşığı göstererek. Biraz sarhoş olduğunu anlamıştım ve rezil edici bir şey yapmasından korkarak yutkundum. "Bu kadınımız olsun, hık!" Diye bardağı gösterdi.

Gözlerim irice açıldı. Masadakiler de kıpkırmızı olurken o umursamadı.

"Şimdi... Bu beyimiz çok sevsin, hık! Ama hanımefendi de sevsin! İkisi de evlensinler." Düğün marşını biraz taklit etti sonra da anlatmaya devam etti. "Sonra biyolojik dürtüler depreşsin ve bir anda hoooop!" Kaşığı bardağın içine daldıracakken birden onu tutup çekiştirdim ve yerinde sarsılarak poposunun üzerine, sandalyeye düştü. Bana sırıttı. "Biyoloji dersimizi bölme Harryciğim. Hık!"

My Neighbor Is A Scientist ✔| LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin