FİNAL

1.7K 241 466
                                    

3 Yıl Sonra

Aslında, sonucu neye çıkarsa çıksın bir şeyleri denemeye karar verdiğinizde ileride yaşayacağınız tüm o davranışlar, geçmişte yaptığınız deneyimlerinizin sonucunda meydana gelecekti. Ne bir eksik, ne bir fazla yer edinmiş düşünceler, zihninizde fazlasıyla güvende hissettirecekti sizi. Sonucu ne olursa olsun katlanabilir, ne olursa olsun onu sevebilirsiniz. Tercih size kalmış!

Ben, sevmeyi seçtim.

Küçük bir çocuk şeker dolu havuzda yüzmek isteyebilir, asla güzel olmadığını düşünen bir kadın dünyanın en güzel şeyini -kendi yaşamını- tasarlayabilir, yetersiz olduğunu hisseden genç bir oğlan kendini dünyanın en iyi basketbol turnuvasında bulabilir.

Ve yine ben, asla aşık olmayacağımı düşündüğümde en başta evlilik teklifini, kalbime ilk ve son kez giren oğlana etmiştim.

İşin doğrusu, haydi şaşırmış gibi yapın, bunu kabul etti.

Bakın şaşırdınız ya da şaşırmadınız önemli değil; çünkü hakikaten ben şaşırdım. Mesele ne miydi? İşte o yetersiz olan, şeker dolu havuzda yüzmek isteyen küçük çocuk ama kendisine en güzel yaşamı tasarladığını düşünen şahıs benim!

Hayatım berbat mıydı? Hayır. Ama anne ve babamın tanışmasını önlemek isteyebileceğim kadar da olmuyordu bazı şeyler. Meğer eksik olan parçam Harry'miş, ben nereden bileyim! Eğer demeseydi bana bir şeyleri, düşünmeseydim dediklerini, şimdi evlenir miydim onunla?

Bir dakika, demedim değil mi?

Çoktan evlendik aslında, şimdi bize ve ailelerimize ait olan masada, kalabalığın içinde oturuyorduk. Artık yirmi yaşındaydı. Şampanya içmesine kızmıyordum ama başka şeyleri içmesini istemediğim için bugün -yani bu harika gün- için ona izin verdim.

Eheh, onu sevdiğimi bildiği için saygı duyuyor bana haliyle. Güzel Jeronimo'm benim!

Anne ve eşi gülerek babamla sohbet etmeye çalışırken, despot babamın az biraz gülümsediğini fark edebiliyordum. Jay, benim biricik melek annem, tam karşımdaki sandalyede, bembeyaz elbisesiyle bana gülümsüyor. Hey, kimsenin onu gördüğü veya delirdiğim falan yok. Onu çoğu zaman, küçük bir çocuğun yanındaki hayal arkadaşı gibi yanımda hissederim.

Şampanyamı kaldırıyorum, gözleri dolu dolu gülümsüyor.

"Seni seviyorum," diyor.

"Seni seviyorum,"  diye geçiriyorum içimden.

Elimden Harry tutunca bakışlarımı bu güzelliğe çeviriyorum. Kalbim eriyor! Tamam tamam, bilimsel olarak bu mümkün değil ama hormonsal olarak dile getirebileceğim en net cümle buydu. Kalbimi eritiyordu işte, güneş misin sen be Jeronimo?

Dur, güzel oldu bu. Arada kullanırım.

"Güneşim," diye gülümsediğimde kızarıyor. Ah, benim güzel çukurlu yanaklara sahip güzel eşim! Hep güzel güneşim! "Öpsene eşini, ne duruyorsun öyle?"

Kıkırdıyor, bir yanağımı tutup diğer yanağımı sıkıca öpüyor. Nefesim gitti be Jeronimo, ne yapıyorsun sen!

Yanağımdaki elini alıp tam kalbimin üzerine yerleştiriyorum. Bir kızarıyor var ya, görseniz niçin ona aşık olduğumu bir güzel anlarsınız. Ama en sevdiğim şey de buydu ya. Benden başkasına böyle güzel gülümsediğini hiç görmedim.

"Ne yaptın kalbime, bir bak şuna Jeronimo."

"Çok hızlı," dedi çocuksu şaşkınlığıyla beni büyülerken. Üç sene geçmiş, yirmi olmuştu Jeronimo'm ama sorsanız tek bir huyu bile değişmemişti bana göre.

My Neighbor Is A Scientist ✔| LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin