"Patron, en güzel kahvenden neden günde bir kere yapıyorsun ?" Jeongyeon'un seslenmesiyle Jungkook gülümsemiş ve omuz silkmişti. "Özel bir nedeni yok"
Kısa saçlı kız pek inanmasa da, üstelemeden kafasını salladı. İşinin başına döndüğünde, Jungkook elindeki kahveye şekil vermekle meşguldü. Süte küçük bir kedi yavrusu şeklini vermek istiyordu ve başarılı da olmuştu. Sevimli müşterisi buna kesinlikle bayılacaktı.
"Saat kaç ?" Hemen yanında bardakları kurulayan Youngjae kolundaki saate bakmış ve cevap vermişti. "Neredeyse altı'ya geliyor"
Jungkook kafasını sallayarak kahvesine son dokunuşlarını vermiş ve gururla eserine bakmıştı. Mükemmeldi.
Aniden kapı açıldığında, Jungkook kafasını kaldırarak gelene baktı. İki gündür aynı saatlerde kafesine gelen esmer, bu sefer de kutsamıştı bu mekanı. Etrafına bile bakmadan her zamanki yerine geçtiğinde, elinde tuttuğu kitabı açmış ve okumaya başlamıştı.
Jungkook hazırladığı kahveyi ona sormadan götürürse şüpheleneceğini düşünmüş ve önce siparişini sorma kararı almıştı.
Siyah gömleği üzerine giydiği beyaz önlükle yavaş adımlarla sadece beyaz tişört ve siyah pantolon giyse bile gri saçlarıyla kutsanmış gibi gözüken bedene doğru ilerledi.
"Hoşgeldiniz" Büyük gülümsemesiyle hafifçe masaya doğru eğildi Jungkook. Esmer genç onun sesini duyar duymaz irkilerek kitaptan kafasını kaldırmış ve kendisine has kokusunun Jungkook'un olduğu tarafa yayılmasını sağlamıştı.
Jungkook olduğu yerde mayışırken, bu kokunun bir şampuan ya da bir parfümden gelmediğini çok iyi anlamıştı. Çünkü onları bir süre kullandıktan sonra kokusundan sıkılırsın ya da eskisine nazaran daha az beğenirsin.
Ama gri saçlının kokusunu, yıllardır çalıştığı kafesinin kokusuna bile değişmezdi. "Hoşbuldum" Diğeri ilk defa gülümsediğinde, Jungkook kendisini toparlamaya çalışıyordu. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu ve heyecandan terlemeye başlamıştı bile.
"Her zamankinden lütfen. Az sütlü kahve" Jungkook anında eğilerek onaylamış ve arkasını dönerek az önce bitirdiği ve üzerine sütle kedi resmi çizdiği kahveyi almıştı.
Hızlı adımlarla ilerleyerek kahveyi onun masasına bıraktı. Esmer genç kitaptan bakışlarını kaldırmazken, Jungkook'sa söylemek için bir şey bulamadığı için, tezgaha geri döndü.
Jungkook dirseklerini tezgaha yaslayıp üzgün suratıyla onu izlerken, izlediği müşterisi kahveyi alacağı sırada üzerindeki resmini görüp şaşırdığından olsa gerek önce duraksamıştı.
Jungkook hızla kafasını indirerek sanki iş görüyormuş imajı verirken, bir yandan da gözaltından onun tepkilerini ölçüyordu.
Esmer olan önce gülümsemiş, sonraysa bardağı alarak kahveden bir yudum almıştı. Yutkunduğu an bakışkarı onu dikizleyen gence döndü. Jungkook anın heyecanıyla hızla bakışlarını eline alıpta öylece beklediği boş bardağa çevirdi.
Yakalanmanın verdiği utancın dibini yaşarken, hızla tezgahdan ayrılmış ve çalışanlara özel odaya atmıştı kendisini. Kapıyı arkasından kapatarak yaslandığında, yutkundu derince. Kokusu hala burnunda olan gencin onun soktuğu durumdan şikayetci değildi. Sadece ilk hoşlantı deneyimlerini yaşadığı için, ona göre bu işler biraz zor geliyordu.
Aniden tıklatılan kapıyla Jungkook irkildi. "Jungkook. Müşterilerden biri seni istiyor" Jungkook'un kaşları çatılırken, onu çağıran kişinin ' o ' olmaması için dua etmeye başlamıştı bile.
"Tamam geliyorum" Kapının arkasından onaylanan mırıltılar ve Jongin'in gittiğine dair adım sesleri işitilirken, Jungkook üzerine çeki düzen vermiş ve kapıyı açarak odadan çıkmıştı.
Jongin onun çıktığını anlayıp "İkinci masa" demiş ve işine dönmüştü tekrardan. Jungkook gözlerini ikinci masaya çevirdiğinde, kafasını duvarlara vurmak istedi. Utanmasını sağlayan beden neden onu çağırıyordu ki şimdi ?
Tuttuğu nefesini bırakarak yavaş adımlarla ikinci masaya doğru ilerledi. Okuduğu kitaptan kafasını kaldırmayan beden onun geldiğini anlamış olacak ki, gözlerini ona doğru çevirdi. Jungkook dudaklarını ısırırken, diğerinin yüzünde büyük bir gülümseme yer edinmişti.
"Şey, sanırım kahvelerden iyi anlıyorsun ?" Jungkook anında kafasını salladığında, diğeri oturduğu sandalyede ona doğru döndürdü bedenini. "Ben konu kahve olunca aşırı seçici birisi oluyorum ve dürüst olmam gerekirse hayatımda içtiğim en güzel kahveler sana ait"
Jungkook kahvelerinin güzel olmasına mı, yoksa hoşlandığı kişinin ona iltifat etmesine mi sevinsin bilemiyordu. Ancak hala küçük gülümseme yer edinen ifadesini korumaya çalışıyordu.
Jungkook heyecanla onun devam etmesini beklerken, esmer olan dilini dudaklarında gezdirmiş ve konuşmuştu.
"Demek istediğim, seninle tanışmayı gerçekten çok isterim"
Taehyung'ubufictesemeyapacağımgaliba :/
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.