Bu kadar erken bölüm atmazdım, alırım bir 'h.o oç'
Sıcak arabada oturup gerginlikle dizlerini sallayan Jungkook için, 'aşk' kavramı sadece üzüntüden ibaretti. Neredeyse haftalardır aşıktı ancak, şimdiye kadar hissettiği tek şey üzüntüydü. Kaybetme korkusu daha ağır bassa bile, tanımlayabileceği en iyi şey üzüntüydü.
"Öncelikle," Taehyung direksiyondan indirerek kucağına koyduğu ellerine bakarak konuştu. Arabayı sokakarası ve kimsenin görmediği sakin bir yere çekmişti.
"Geçen sefer söylediğim şeyler için üzgünüm ki, bunları umursadığını bile düşünmüyorum" Jungkook kaşlarını çatarak kafasını elleriyle oynayan bedeme çevirdi. Umursamamakta ne demekti öyle?
"Ben," Taehyung duraksayarak yutkundu önce. Ne diyeceğini ve nereden başlaması gerektiğini bilmiyordu. Dilini dudağında gezdirdikten sonra devam etti kalın sesiyle. "Ben, sanırım sana karşı bir şeyler hissediyorum Jungkook"
Jungkook'un gözleri aniden büyüdüğünde, nefesi kesilir gibi olmuştu. Artık tek bir umudu bile kalmadığı şey hayata geçmişti. Taehyung onu sevmişti.
"Bak, benden soğursan ya da iğrenirsen anlarım ancak, lütfen en azından sonuna kadar din-""Ben de seni seviyorum Taehyung" Taehyung'un cümlesi, içinde duygusallık taşıyan Jungkook'un sesiyle kesilirken, Taehyung ona baktı aralık dudaklarıyla. Bulundukları durum fazlasıyla gülünçtü. Ama bundan sonra çoğu şey yerine oturacaktı, burası kesindi.
"A-ama senin-" Taehyung devam edemeden yutkunduğunda, Jungkook sağ eliyle gözlerinden akan yaşları sildi. "Kafeme geldiğin ilk günden beri kokuna, daha sonraysa sana kapıldım hyung"
Taehyung gülmek ve ağlamak arasındaki ince çizgide kalırken, gülmeyi seçmişti. Ağlarken gülmek uzaktan garip gözükebilirdi, ancak esmer olanın hissettiği şeyler daha da garipti.
"Senin başkasını sevdiğini sanıyordum," Jungkook kaşlarını çatarak ıslak gözlerini ona çevirdiğinde, Taehyung'un devam etmesini bekledi. "Ko-kokusunun güzelliğinden bahsederdin hep. Onu nasıl sevdiğini anlatırdın, ancak," Taehyung burnunu çekerek şaşkınlıkla ona bakan bedene döndü yüzündeki silik gülümsemeyle. "Artık her şeyi daha iyi anlamaya başlıyorum"
Jungkook olayları kavrayabilmişti sonunda. Esmer olan sürekli bahsettiği kişinin kendisi olmasına rağmen, başkası olduğunu düşünüyordu. "Senin başkasını sevdiğini düşündüm, bu yüzden büyükannemin dediklerini inkâr ettim, Jungkook üzgünüm,"
Jungkook hiçbir şey demeden yaşadığı heyecan ve şokla ona bakıyordu sadece. İçinde baş kaldıran huzuru şimdiden hissediyordu. "Benden daha da soğuma ya da iğrenme diye, gizlemek zorunda kaldım, Jungkook ben cidden çok üzgünüm"
Bu sesli bir şekilde ağladığında, Jungkook sonunda hareket etmeyi başarmış ve elleriyle onun yüzünü avuçları arasına alarak ağladığından dolayı kapalı olan gözlerine bakmıştı. Onun ağlaması hayatta isteyeceği en son şey bile değildi.
"Neden üzgünsün ki, hyung?" Taehyung kafasını hafifçe yatırıp yüzünü küçük olanın avcuna iyice yasladığında, "Seni kırdığım için," Fısıltıyla çıkan sesi, Jungkook'un yutkunmasına sebep olurken, devam etti. "Kafanı karıştırmamak için hayatından çıkmaya çalıştığım için"
"Üzgün olma hyung, ikimiz de hislerimizi bir birimize söylememekle en başından beri yanlış yapmıştık" Taehyung hafifçe kafasını salladığında, gözlerini açarak Jungkook'un kahverenkli irisleriyle birleştirdi.
Jungkook baş parmağıyla hafifçe esmer olanın yanağını okşadığında, diğeri rahatladığını hissediyordu. Fazlasıyla hem de.
"Şimdi, biz-" Jungkook'un sesi, Taehyung'un yavaş bir tınıyla "Shh"lamasıyla kesilirken, "Sanırım artık sevgiliyiz" diye devam ettirmişti büyük olan.
Jungkook kaşlarını çatarak aniden ellerini çekip kollarını bir birine bağladığında, Taehyung'un kafasını yasladığı ellerin aniden çekilmesiyle hafifçe bedeni sendelenmişti. "Ama daha çıkma teklifi etmedin"
Afallayan Taehyung aldığı açıklamayla rahatlarken, gülümsedi yavaşça. "Sevgili Jeon Jungkook," demişti oyuncu tavırla daha da kalınlaştırdığı sesiyle. Az önce deli gibi ağlayan çift, şimdi ortamı neredeyse gökkuşağına döndürmüştü.
"Senin için deli atan kalbimi," Jungkook'un gülümseyerek onu izlemesi, zaten sinirlenmese bile yumuşadığının kanıtıyken, Taehyung devam etti. "Senin mükemmel kalbinle birleştirmeme izin verir misin?"
Jungkook erimemek için can çekişirken, "Sevgilim olur musun Jungkook?" Aldığı teklifle tepinmemek için zor duruyordu.
"Evet !" Bağırarak kollarını diğerinin boynuna sararken, arabada olduklarından dolayı sarılmalarının kısıtlı olmasını umursamıyorlardı.
Sessiz ve gün batımıyla şenlenen ortamı, ikilinin gülüşme sesleri ve sıcak aşkları daha da mükemmelleştiriyordu. Eh, bir de, her sarıldıklarında ya da oynaştıklarında sallanan araba...
•
Sonraki bölümler soft :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jєσn's Cαfé ✟ Tαєкσσк ✔
Fanfiction❝ Jeon Jungkook, küçük kafesine sürekli gelip onun kahvesini içen müşterisine en güzel kahvelerini yapar ❞