Yorum? ~
"Ve randevuda çıkma teklifi edeceği kız benmişim patron, inabiliyor musun ?!" Jungkook karşısında el ele tutuşarak sevgili olan Jeongyeon ve Youngjae çiftine baktığında kafasını iki yana sallayarak gülümsedi. Aklına Taehyung ve kendisi geliyordu nedensizce.
"Bunun olacağını tahmin ediyordum zaten" Jungkook mırıldanarak bardakları kurulamaya başladığında, Youngjae'nin şaşkın nidaları duyuldu. "Müneccim boku mu yedin patron?" Jungkook kaşlarını çatarak ona döndüğünde, Youngjae mesajı alarak hızla ağzına görünmez fermuar çekti. "O zaman iş başına geçelim değil mi Youngjae?" Jeongyeon her an yeni sevgilisinin üzerine atlayacakmış gibi bakan Jungkook'tan uzaklaşmak için, bahane üretek Youngjae'yi müşterilerin yanına sürüklemişti.
"Müşterilerin siparişlerini verin ve çıkın kafemden" Jungkook bağırarak onlara söylediğinde, müşterilere doğru ilerleyen çiftin gözleri parlamıştı. Jungkook'un amacının, onlara gezmek ya da biraz daha zaman geçirmek için izin vermek olduğunu biliyorlardı. Jungkook'sa onların bu hallerine sadece bıyık altından gülüyordu. 'Aptallar' diyordu içinden. 'Aşk aptalları'.
Aniden kafedeki zilin sesi insanların konuşma seslerine karışırken, Jungkook kafasını kaldırmış ve son zamanlar Jongin'in zaman geçirdiği çocuğu görmüştü karşısında. Jongin'le aynı yaşta gibi gözüküyordu, ancak tahminleri bunun ötesine gidemiyordu da.
"Ah, şey" Tezgaha yaklaşarak tek kolunu tezgaha koyan çocuk, çekingence konuştu. "Jongin bugün işe geldi mi ?" Jungkook kafasını iki yana salladığında, diğeri şaşkınlıkla ona baktı. Bunu beklemiyor gibiydi.
"Kim olduğunuzu sorabilir miyim?" Jungkook elindeki bardağı yerine koyduğunda, tezgaha yaklaşarak ona doğru eğildi. Gözlerini kısarak kısa boylu çocuğu analiz etmeye çalışıyordu. Jongin'i kötü birilerine kaptırmak en son isteyeceği şey bile değildi. "Ben Kyungsoo" demişti elini uzatarak. "Jongin'in arkadaşı sayılırım"
Jungkook sanki onun bir yanlışını bulmak ister gibi süzdüğünde, elini uzatarak, onunla ellerini birleştirdi. "Bense Jungkook" Diğeri sormasa bile kendisini tanıtma gereği duydu. Amacı sohbeti uzatmak ve onun karakterini az da olsa çözmeye çalışmaktı. "Jongin benim çalışanım olsa da, burada benden çok onun sözü geçer"
Diğeri samimi şekilde gülümseyerek "Memnun oldum" dedi. Aralarında tezgah olsa da, biraz yakınlardı ve bu ikisinin de isteği dışındaydı. "Jongin'in neden gelmediğini biliyor musunuz?" Jungkook kafasını iki yana salladı dudak büzerek. "Sadece arayıp bugün gelemeyeceğini söyledi" Diğeri anlayışla kafasını salladığında, ortamdaki konuyu arkadan gelen öksürük sesi bozdu.
"Oh, Taehyung" İkili sonunda bir birlerinden uzaklaştığında, Taehyung mavi saçlarını, uzun ve yüzüklerle dolu parmaklarıyla arkaya atarak onlara doğru ilerledi. Kendisine göre kısa olan gencin yanında dururken, onun gibi kolunu tezgaha yasladı. "Nasılsın sevgilim ?" Son kelimeyi sanki göze sokmak ister gibi bastırarak söylediğinde, isminin Kyungsoo olduğunu öğrendiği çocuk, "O zaman ben gidiyorum" demişti tezgahtan uzaklaşıp eğilerek. "Yardımınız için teşekkürler. Sizi tanımak güzeldi" Jungkook da gülümseyerek kafasını salladığında, Kyungsoo arkasını dönüp kapıdan çıkana kadar, Taehyung çatık kaşlarla onu izledi.
"Bu yer mantarı da kim ?" Sonunda Jungkook'a döndüğünde, Jungkook kaşlarını çattı. "Çok ayıp Taehyung" Dedi az önce tanıştığı çocuğun iyi biri olduğu kanısına varırken. "İnsanları boylarına göre yargılamamalısın"
İşaret parmağını bunu söylerken iki yana sallıyordu. "Bu tavsiyeni asla unutmam sevgilim" dedi iki parmağıyla düşünceli sevgilisinin yanağından makas alırken. "Şimdi söyle bakalım kimdi o ?"
"Söylerim ama tek şartla" Jungkook ona doğru iyice eğilirken, müşterilerin onlara bakıp bakmaması umrunda değildi. Taehyung tek kaşını kaldırarak devam etmesini beklediğinde, Jungkook aniden bağırdı. "Büyükannenin lokantasına gideceğiz !"
•
"Aman, aman damad- ay pardon tavşanım mı gelmiş !" Mi Cha teyze onlar içeri girdiği an, kapının önünde kollarını Jungkook'a dolayarak sıradan 'Hoşgeldin' faslısını yaptı. "Bakıyorum da ikinci plana girmişim" Taehyung oyuncu tavırla kollarını göğsünde birleştirdiğinde, Mi Cha Jungkook'u boğacak şekilde devam eden sarılmasına son verdi. "Eh, hadi sana da sarılayım bari, sonra ağlarsın falan" Taehyung göz devirse de, sonradan gülmüş ve kısa kadına sarılmıştı sıkıca.
Jungkook, kadının onun idolü olduğunu düşünüyordu. Evet, kesinlikle öyleydi. Bir gün buraya yalnız gelerek, Taehyung'un hakkındaki çoğu şeyi öğrenmeyi aklına koymuştu.
"Ben çok açım Mi Cha tey-" Kısa kadın aniden ona baktığında, Jungkook söyleyeceği şeyi yutarak, 'yanlış bir şey mi dedim' düşüncesiyle Taehyung'a baktı. Taehyung da aynı şaşkınlıkla ona bakarken, "Anne diyeceksin" demişti yaşlı kadın. "Burada teyze diyene küfür varmış, ben öyle duydum" Mi Cha teyze sanki efsanevi bir masal konuşuyormuş gibi yaparken, Jungkook ve Taehyung rahatlama yaşıyordu içinden. "Teyzecim hesabı verir misiniz?" Genç erkek müşterilerden birinin onu çağırmasıyla, üçlü sustu aniden. "Hala küfür var" Diyerek parmağını salladı kısa kadın. Arkasını dönerek hesabı götürmeye giderken, ikili tuttukları kahkahalarını bırakmıştı sonunda.
Kapının önünde deli gibi gülerken, şaşkınca onları izleyen müşteriler umurlarında bile değildi. Sadece, bir birilerinin gözlerine bakarak en içten ve en neşeli kahkalarını bırakıyorlardı sıcak ve mayhoş edici ortama.
•
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jєσn's Cαfé ✟ Tαєкσσк ✔
Fanfic❝ Jeon Jungkook, küçük kafesine sürekli gelip onun kahvesini içen müşterisine en güzel kahvelerini yapar ❞