s̶i̶x̶

18.3K 1.9K 986
                                    

"Günlerdir oturup sohbet ettiğin adam kim Jungkook ?" İş arasıydı ve tüm işçiler oturup dinlenirken, Jongin bir soru yöneltti telefonla oynayan gence karşı.

"Bir yakınım" Jungkook kısaca kestirip attığında, konunun uzamaması için dua ediyordu. "Yakının olsaydı, o kafaye geldiği ilk günlerde de ona yakın davranırdın Jeon" Jongin oturduğu sandelyede arkaya yaslanıp kollarını göğsünde birleştirdiğinde, Jungkook sıkıntıyla telefonunu kapatmış ve cebine koymuştu.

"Sonradan yakınlaştık" demişti o da diğeri gibi arkasına yaslanırken. "Kahvelerimi beğenmiş ve çoğu zaman konuştuğumuz konuların neredeyse tümünü kahveler kaplıyor" Aşağı yukarı doğruları söyleyen Jungkook'la, Jongin tatmin olmasa da kafasını salladı.

Diğerleri onlara şaşkınlıkla bakarken, garip bakışlara maruz kalmamak adına Jungkook ayağa kalkarak ellerini çırptı. "Bu kadar tenbellik yeter. Herkes işinin başına !"

Baekhyun ve Youngjae homurdanarak ayağa kalksalar da, diğerleri bir şey dememiş ve işlerinin başına geçmişlerdi. Jungkook da kurtulmanın verdiği mutlulukla ayağa kalkarak tezgaha geçti.

Saat altıya geliyordu ve Jungkook'un kalbi ağzında atıyormuş gibi hissediyordu. Esmer olanla fazla içli dışlı olmasalar da, aralarında uzun konuşmaların geçmesi küçük olanı mutlu ediyordu.

Kapı aniden açıldığında, Taehyung tüm mükemmelliğiyle içeri girmiş, küçük olanın kalbinde çiçekler açmasını sağlamıştı.

Jungkook hiç beklemeden, ona olan özlemine dayanamayıp, hazırladığı kahveyi alarak hızla onun oturduğu masaya doğru ilerledi.

Taehyung yanında elindeki tepsiyle dikilen küçüğe bakmış ve içtenlikle gülümsemişti.

"Hoşgeldin hyung !" Jungkook öndeki iki dişini açığa çıkararak gülümsemiş ve tepsideki bardağı alıp masaya yerleştirmişti.

"Hoşbuldum Jung-ah" Jungkook isminin kısaltmasını ilk defa onun ağzından duymuştu. Bunu fazlasıyla sevdiğini de inkar edemezdi tabi. 

"Sanırım bugün yoğunsun ?" Taehyung tek kaşını kaldırdığında, Jungkook üzgünce kafasını salladı. Müşteriler yavaştan çoğalmaya başlıyordu ve Jungkook ilk defa işten kaytarmak istedi.

"O zaman iş çıkışı seninle bir yerlere mi gitsek ? Görmeni istediğim bir yer var çünkü" Jungkook'un büyük gözleri daha da büyürken yutkundu derince. Bunu kesinlikle beklemiyordu. "Olur" dedi zorlukla ağzını aralayarak.

Taehyung da hafifçe güldüğünde, önünde dikilen kırmızı yanaklı çocuk ona fazlasıyla sevimli gelmişti.

Jungkook "Afiyet olsun" diyerek hızla arkasını dönmüş ve tezgaha geçmişti. Taehyung'un ona bakmadığından emin olarak elini kalbinin üzerine koydu. Esmer olanın ona özel olarak bir şeyler göstermek istemesi, küçük olanı mucizelere inandırıyordu.

.

.

Sonunda kafeyi iyice kilitleyen Jeon, arabasına yaslanmış onu izleyen Taehyung'a dönmüş ve çekingence ona doğru ilerlemişti. Sonbahar aylarında olmalarına rağmen bedenini garip sıcaklık basıyordu.

"Bin hadi" Taehyung yolcu koltuğunun kapısını açarak ona baktı. Jungkook hızla kafasını sallayarak koltuğa oturduktan sonra, Taehyung kapıyı kapatmış, kendisi de arabanın etrafından geçerek şoför koltuğuna geçmişti.

"Üşüyor musun ?" Taehyung arabayı çalıştırırken sordu. Jungkook kemerini bağlayarak "Üşümüyorum" demiş ve derin bir nefes alarak arkasına yaslanmıştı. Birkaç gün önce ona sevimli müşterisiyle bir yerlere gideceğini söyleselerdi gülüp geçerdi yalnızca. Ama şimdiki olaylar onun varlığından bile gerçek gözüküyordu.

Taehyung Jungkook'un verdiği cevabın aksine ısıtıcıyı açmış ve Jungkook'un içten içe gülümsemesini sağlamıştı. Çünkü dediğinin aksine fena derecede üşüyordu. Ruhu Taehyung sayesinde sımsıcak olsa bile

"Nereye gidiyoruz hyung ?" Taehyung saniyelik olarak gözlerini ona çevirse de, daha sonra yola tekrar odaklandı. "Gidince görürsün Jung-ah"

Jungkook bir şey demeden kafasını salladı yalnızca. Mutlu hissediyordu. Ağaçların saralıp dökülerek muhteşem eser yaratmasından ziyade, Jungkook'u yanındaki Taehyung'un varlığı daha fazla mutlu ediyordu.

İlk aşk deneyimini onun gibi biriyle yaşadığı için de, kendisini şanslı kişi olarak nitelendirmeden edemiyordu.

Ama ya hayatında birileri varsa ? Jungkook bunu tamamen unutmuştu.

"Hyung" Esmer olan kısaca 'hm'ladığında, Jungkook devam etmeden önce dudaklarını ıslattı. "Hayatında birileri oldu mu ?" Soruyu, havadan sudan konuşmak amaçlı konu açmak için sormuş imajı vermeye çalışıyordu. Alacağı buna dair olumlu cevaba karşı hazırladı kendisini.

"Olmadı" Taehyung bakışlarını yoldan çekemezken, Jungkook'sa bakışlarını esmer olandan çekemiyordu. "Aslında lise zamanlarımda üç kişiyle çıkmıştım. Ama sadece deneme amaçlıydı. Ancak ne yazık ki, hiçbirine karşı bir şeyler hissedemedim"

Jungkook duyduklarıyla rahatlarken, kafasını salladı. "Peki ya sen ?" Taehyung kafasını çevirip küçük olana baktı. "Senin hayatında birileri oldu mu hiç ?"

"Çıktığım bile olmadı" Jungkook dudak büzdüğünde Taehyung kıkırdadı. "Önemli olan birileriyle çıkmak değil Jungkook. Önemli olan sevmek. Uzaktan bile olsa"

Jungkook'a tamamen uyan bu tabiri Taehyung'un kullanması onu heyecanlandırdı. "Aslında," Jungkook ağzını konuşmak için araladığında, Taehyung gözlerini yoldan çekmeyerek dikkatle onun devam etmesini bekledi.

"Uzaktan sevdiğim biri var" Taehyung'un kaşları havalanırken, gözlerini yanındakine çevirdi. "Onun bana karşı hissettiği şeyler hakkında hiçbir fikrim yok. Ancak, onu gördüğümde kalbimin normalden daha fazla çarpması, bedenimi huzur verici bir sıcaklığın basması, sesinde kaybolmak istemem,"

Jungkook dalıp gitmiş gibi konuşurken, Taehyung yutkunmakla yetindi. Böyle bir cevap beklemiyordu. "Kokusunu alıp baş köşeme koyma isteğim. Söylesene hyung. Sevmek için bunlar yeterli mi ?"

Taehyung onun, geçen seferki konuşmada Jungkook'un 'O'nun kokusu' diye nitelendirdiği kişi hakkında konuştuğunu biliyordu. Ancak bir şey söylememişti. Söyleyememişti.

"Büyük ihtimalle yeterlidir" Esmer olanın sesi istemsizce normalden fazla kalın ve garip çıkmıştı. Nedenini kendisi de bilemezken, Jungkook sıkıntıyla nefes verdi. Bunları başka biri hakkında konuşuyormuş gibi yaparak değil, onun yüzüne söylemek istiyordu.

"Çok mu seviyorsun onu ?" Taehyung ona baktığında sordu garip ses tınısıyla. Jungkook gülümsemiş ve kafasını sallamıştı hızla. "Çok" demişti gülümsemesi yüzünden silinmezken. "Çok seviyorum hyung"





 "Çok seviyorum hyung"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jєσn's Cαfé ✟ Tαєкσσк ✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin