❝Özel Bölüm❞

2.5K 203 124
                                    

Yetişmeye çalıştığı bir toplantı olmasına rağmen , attığı yavaş adımlarla toplantı salonuna doğru yürüyordu. Boynuna zorla bağlanan kravata elini atarak aşağıya doğru çekiştirdi ve bir yandan da homurdandı. İnsanların hayatına adapte olması biraz uzun sürse de bunu başından beri istiyordu. Ancak bu kadar yorucu olacağını pek hesaba katmamış gibiydi. Hadi ama , daldan dala atlamak varken burada saatlerce bir masada oturuyordu.

Gelmesi gereken yere vardığında , elini kapalı kapının koluna attı ve beklemeden açtı. İçeride konuşma yapan adam , kapının sertçe açılmasıyla susunca bütün gözler de doğal olarak Chris'e dönmüştü. Chris , yuvarlak masanın etrafına oturan meslektaşlarına hafif bir göz gezdirip gözleri Tom'u bulunca rahatlamış bir nefes vererek yanına ilerledi. Bir özür dahi dilemeyen Chris'i umursamamaya karar veren adam konuşmasına devam etmeye başlamıştı. Chris ise Tom'un yanındaki sandalyenin dolu olduğunu görünce bir süre durup kaşlarını çatmış , ardından yanında oturan kadının kulağına eğilmişti. "Buraya oturabilir miyim?"

Kadın bir süre Chris'e şaşkınca baktı ve aynı şaşkınlıkla oturduğu sandalyeden kalktı. Chris gülümseyip boşalan sandalyeye otururken "Teşekkürler." diye mırıldandı. Ardından kravatını biraz daha aşağı çekip yine gülümseyerek başını Tom'a çevirdi. Tom onun aksine önündeki dosyaları okuyor , bir yandan da konuşmacıyı dinliyordu.

"Hey." dedi Chris biraz ona eğilerek. Tom başını dosyadan kaldırıp Chris'e döndü. Ardından işaret parmaklarını dudaklarına bastırıp bir yandan da "Shh.." diye fısıldadı.

Chris , yüzündeki güleç ifadeyi silip tam tersi bir suratla oturduğu sandalyede arkasına yaslandı. Tom'un sürekli iş düşünmesi bazen onu üzüyordu ama kendi yapması gereken bütün işler ona yüklendiği için bir şey diyemiyordu. Ne yapsındı , bu iş hayatından hiç bir şey anlamıyordu işte.

Önünde duran dosya yığınlarının arasından bir kağıt çekti ve muhtemelen yanında oturan kadına ait bir pilot kalemi de alarak kağıda rastgele şeyler çizmeye başladı. Kağıdın tam ortasına çizdiği yan yana duran iki çöp adamı özelleştirmeye çalışıp , birine uzun saçlar yaparken diğerine ise kısa bir saç çizdi. Birisini üzgün yaparken diğerini mutlu yaptı ve tam aralarına da minik kalpler yerleştirdi. Tom ondan daha güzel resimler yapıyordu ve bazen onu kıskanıyordu.

"...tabii bu konuda Bay Hemsworth'ün de fikrini almalıyız."

Kendinden bahsedildiğini duymayıp , önündeki kağıda çizim yapmakla meşgul Chris , kolunun bir dirsek tarafından dürütklenmesiyle soluna döndü. Tom gözleriyle sunu yapan adamı işaret edince başını kaldırıp etrafına baktı ve bütün gözlerin kendinde olduğunu gördü. Kollarını masaya koyarak resmin üstünü kapatmayı denedi ve hafifçe boğazını temizledi. "Ne demiştiniz?" Çekingence sordu.

"Bayan Lewis'in hisseye ortak olması konusunda ne düşünüyorsunuz?" Adam konuşurken , hemen yanında oturan kadını işaret etmesiyle sağına dönüp bakma ihtiyacı hissetti. Az önce kalemini aldığı kadın önemli biriydi yani.

"Tabii , neden olmasın?" diyerek ruhsuzca konuşunca ikinci bir dirseği bu sefer böbreğine yedi. Tom ona doğru eğilip kimsenin duymaması için fısıldadı. "Hayır demelisin. Johanna'yı dinlemedin mi?"

Chris başını kaldırıp karşısında oturan Johanna'ya baktığında gözlerinden çıkan alevleri görünce yutkunmadan edememişti. "Yok." dedi hala ona bakarken. "Vazgeçtim berbat bir fikir."

Chris'in kurduğu cümle bazılarının bıyık altından gülmesine neden olurken Bayan Lewis kızaran yüzünü saklamak için başını eğdi. Tom az daha kahkaha atacaktı ki elini ağzına bastırıp zar zor durabilmişti.

TARZAN | HiddlesworthHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin