17.Bölüm~Nişan-Lar☪

4.1K 229 46
                                        

Rabia'nın söyledikleri ile Hazar önce kaşları havalanmış bir şekilde sevdiğine baktı. Ardından gülümsemeden edemedi. Başını ona çevirdi.

-"Uuu Rabia Hanım tehditlere başlamış."

-"Yerse?" diyerek omuzlarını silkeledi Rabia. Ama içinden de onun oynamasını istiyordu. Zira bugün çok güzel oynamışlardı.

-"Nişanda?" diyerek sorar biçimde baktı kıza.

-"Nişanda da oyna." Hazar'ın yüzünden gülümseme daha da genişledi.

-"Emredersiniz Gelin Hanım." İkili aralarındaki sohbet kızların Rabia'yı kolundan çekiştirerek tekrar halaya götürmeleri ile yarım kaldı. Üstelik eline halay mendilini verip başa koymuşlardı. El mecbur elindeki mendili sallaya sallaya halay çekip öncülük etti. İlerleyen saatlerde gelen konuklar takılarını takıp tebriklerini iletip gittiler. Nişan sonu geldiğinde sadece mekânda gelin ve damadın tanıdıkları kalmıştı. Son bir kez halay çekmek isteyen erkek tarafının ısrarını kıramayan müzisyen çalmaya başladığında Serkan'ın annesi gençlerin masasına gelip çevikçiler ve kızlarını zorla kaldırmıştı. Herkes halaya katıldığında Hazar ve Rabia yan yana gülerek oynuyorlardı. Sadece onlarda değil Alparslan ve Asena, Atalay ve Ceren, Hamza bir yanında Beyza bir yanında Bahar ile halaydaydı. Masada bir tek Efkan vardı. O da onları gülümseyerek izliyordu.

Halay çekildikten sonra müzisyen bir daha istek gelmemesi için hızla ekipmanlarını topladı. Misafirler de hazırlanıp mekândan çıkmışlardı. Kapıda herkes arabalara dağılırken Rabia anne ve babasının arabaya yöneldiğini görünce kararsızca baktı Hazar. Genç adam da Yılmaz Beye baktı. Ama adam arkasını dönüp de bakmıyordu. Arabasının kapısını açtığında arkasına bakınca kızının hala orada durduğunu görünce kaşlarını çattı. Begüm Hanıma baktı.

-"Bu kız niye öyle kazık gibi dikiliyor o adamın yanında. Çağır da kızı gelsin gidelim." Begüm Hanım güldü.

-"Hayatım görmüyor musun ikisi de gözlerinin içine bakıyor."

-"Niye?"

-"Çocuklar beraber vakit geçirmek istiyorlar."

-"Olmaz öyle şey. Söyle gelsin."

-"Yılmaz." Yılmaz bey derin bir nefes çekti içine.

-"Ne var Yılmaz ne?"

-"Bırak da çocuklar biraz eğlensinler vakit geçirsinler."

-"Olmaz. Ben kızımı göndermem. Ne işi var tanımadığı etmediği adamın yanında."

-"Farkında mısın bir hafta sonra tanımadığı dediğin adamla nişanlanacak bizim de evladımız olacak. Ayrıca biz sevgiliyken seninle buluşmak için evden yalan söyleyerek çıkınca niye böyle düşünmüyordun?"

-"Ne alakası var? Ben seni seviyordum tanıyordum."

-"Onlar da birbirlerini seviyorlar tanıyorlar." Yılmaz bey başka bir bahane bulamayacağını anlayınca el mecbur izin verdi.

-"Tamam gitsinler. Geç kalmasınlar ama." Diyerek arabaya bindi. Begüm Hanım gülerek gözlerini kırptı olumlu anlamda. O işaretle Hazar ve Rabia hemen arabaya yöneldiler. Hazar aracı çalıştırdığında sırıtarak döndü sevdiği kıza.

-"Nereye gidelim."

-"Sobalı kafeye gidelim." Hazar o komuttan sonra yola çıktılar. Yol boyunca aralarında çok fazla bir diyalog geçmemişti. Mekâna geldiklerinde Hazar aracı otoparka park etti. İkili arabadan indiklerinde cam kenarında bir yere oturdular. Yaz geldiği için artık sobayı yakmıyorlar, camları açıp deniz kokusunun içeriye dolmasını sağlıyorlardı. Hemen yanlarına gelen kız garson siparişlerini aldığında Hazar dikkatle Rabia'ya bakıyordu.

Benimle Misin? (Çevikçi Serisi-3)🇹🇷Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin