Al fredo uçarcasına geliyordu yine. Üstünde her zaman ki gibi kırmızı kısa pantalon , kırmızı bir gökyüzünü taşıyordu dudaklarında. Bir de konuşabilseydin al fredo keşke anlatabilseydin kuzey doğu'da ki köyleri güneydeki şehri doğudaki karanlık ülkeleri. Ne kadar çok şey biliyorsun oysa hatta konuşmuyorsun diye herkes gelir derdini, sırlarını, hikayesini, acılarını sana anlatırdı. Biliyorum yerinde duramazdın ama yine de dinliyordun. Şehrin güney batısında ki orman süxselüyella'sına gittiğinden beri gelmedin al fredo. Artık havalanmıyor perdeler. Ah fredo '' insan durduğu zaman yaşayamaz sanıyordun''. Duramıyordun al fredo durmak senin için ölmek demekti. Sen gittiğinden beri zaman daha yavaş geçiyor , ölüler daha çabuk kokuyor. ''Hayallerine kavuş al fredo hiç durma ölsen bile''