72 yaşındasın, gür ormanı andıran saçların var, büyümüyorsun hayli zamandır, galiba gözlerinde görmüyor. Ayağa kalk anlatacaklarım var.
Gözlerin gözlerim yaşında, baharın biraz daha uzun sürmüş anlaşılan, bir kulak ver sesime, sana anlatacaklarım var.
Biz bu asrın fiyakalı kaybedenleri olmalıydık ya da hiç var olmayan atsız süvarileri. Yenilmeliydik defalarca ve sen ihtiyar, kaybetmekten zevk alıyordun. Sevilmiyordun ihtiyar ve hiç sevilmiyorsun. Bu kasaba sana dar, gel benimle anlatacaklarım var.
Biz hep onlu yaşlarda kalmalıydık, yirmi çok büyüktü bize, bedenimize, kalplerimize, gözlerimize. Bilmiyorduk hayatın nasıl dolu dizgin geleceğini, gökyüzünün bir gün nasıl kararacağını bilmiyorduk. En büyük maceramız okuldan kaçmak olacaktı, akşam çayın yanında bir de mısır patlatılırsa bizden mutlusu olmazdı, buz gibi yatağa girer ama sımsıcak hayaller kurardık, okul yolu her zaman heyecanı olurdu, bitmeyen bir enerji ile yaşardık belki de mutlu olabilen en son kuşaktık. Çabuk yaşlandık ihtiyar, saçlarımız dökülmedi belki ama artık alnımız daha geniş. Parmakların donana kadar oynayamayacaksın bir daha karla, topu göremeyecek kadar karanlık olmayacak geceler, el-Hak, büyüyeceğiz ihtiyar ama biz çabuk yaşlandık zamanın geçmediğine inandığımız sokaklarda. Ne için yaşıyoruz ihtiyar, bir kısır döngüye emanet mi bütün ömrümüz, niçin yaşlanıyoruz ufkun karanlık noktasına yaklaşarak gün be gün, bu aldığın nefesler söylesene ne için. Hiç bilmezdim bir gün onu çok seveceğimi ve onun hiç gelmeyeceğini bana kimse söylemedi be ihtiyar. Uslu bir çocuktum, saygılı bir çocuktum ve ne güzel ki saf bir çocuktum. Beraber büyüdük, o, genç kalmayı tercih etti. Bense zamana boyun eğmeyi. Bir gün müzik dersinde geldi yanıma oturdu Suzan suziyi beraber söyledik, matematik sorusunu çözemediğimde geldi kulağıma fısıldadı beni öyle mahcup bırakmadı tahtada. Okuldan eve dönerken hep güftesi bestesi yeni yeni şarkılar, türküler söyledim. İhtiyar en çok neyi özlüyorum biliyor musun, bilmiyorsun be ihtiyar ben de bilmiyorum. Bazı şeyleri unutmuyorsun, hatırlamak için yaşıyorsun ve diyorsun ki; çok çabuk yaşlandık; hızlı ve acemice.
