~Bölüm 10~

609 49 67
                                    

 İYİSİN?

Gözlerimi ağır ağır açtım ve doğruldum artık bir evde değildim çünkü bir bir arabadaydım.

Camları siyah film ile kaplı bir arabada bir limuzin di sanırım içi baya genişti bileklerimi ovuşturdum  gözlerim Marcus'u arıyordu.

O sırada karşımda mal gibi sırıtan Jacob'u görmemle sıçradım.

İrem: Marcus nerde?

Jacob: Evde

İrem: Neden biz arabadayız?!

Jacob: Sen kaçırıldığın için arabadasın bende kaçırdığım için arabadayım.

~Marcus~

Gözlerimi açtığımda büyük bir korku vardı üzerimde uyuya kalmıştım.

Etrafta bizimkileri aradım ama yoklardı ne İrem  ne de Jacob ikiside yoktu.

Telefonum titremeye başlayınca elime aldım.

Patrik Abi arıyordu. (kendisi koruması olur.)

Marcus: Alo

Patrik: Sakın ol bir sorunumuz var.

Marcus: Olamam sakin İrem yok uyuya kalmışım ne oldu bana Jacob nerde?

Ardı ardına sorularımı sorarken 

Patrik: İrem Jacob la ve sanırım Jacob onu kaçırıyor.

Beynime kan sıçramıştı babamın en yakın arkadaşının oğluydu Jacob hergün görürdüm neredeyse yüzünü.

Marcus: Arabaya bin. Nerdeler takip et koş fırla uç!!!

Saçma sapan cümleler kurmaya başlamıştım. Titriyor dum.

Patrik: Peşlerinde takipteyim. Havalimanına doğru gidiyorlar.

Telefonu cevap vermeden kapattım ve dışarıya koştum aynı zamanda guruba yazdım.

*Gececi Tayfa *

Marcus: Havalimanına gençler Jacob'u öldürmeye. Orada anlatırım.

Martinus: İkiz sakin ol geliyoruz.

Alexis: Zaten sevmiyordum onu gebertelim.

Jason: Geliyoruz abi.

Gerda: Uçtuk Marcus

(Gurupta 30 kişi var)

Hemen motora atlayıp havalimanına sürdüm yakındı zaten.

(15 dk sonra)

Havalimanına yakın bir yere motoru koydum ki anahtarı bile üstünde kalmıştı umrumda değildi ki.

Koşarak havalimanına girdim. Havalimanının sahibi babamın yakın arkadaşı olduğu için beni tanıyorlardı kontu rollere girmeden koşarak içeriye daldım.

Güven: Heyy beyefendi.

Diye arkamdan bağırdılar ama sonra oradaki başka bir kişi tanıdık diye peşimden bağıran adamı susturdu.

~İrem~

İrem: Hey bırak kolumu acıtıyorsun.

İki saattir o kontrolden bu kontrole ölmüştüm aklım babamdaydı ve Marcus'da hala uyuyor muydu?

Hey beni kaçırıyorlar diye bağıramıyordum bile.

Son kontrolden sonra uçak bekleme yerinde durduk.

Sırıtarak bana bakıyordu.

İrem: Hasta falan mısın sen?

Jacob: Evet ben sana hastayım güzelim.

Gözlerimi devirdim artık herkes uçağa binmeye başlamıştı şimdi ne olucaktı gidecek mıydım.

Gözlerim den bir damla yaş aktı ve yerde kayboldu.

Kolumdan sürükleyerek götürüyordu ki arkadan bir ses duyduk.

X: Sen. Pislik Herif bırak o kızı.

Sese dönünce ki mutluluğumu anlatamam.

Marcus ve neredeyse 30 kişi ile birlikte ellerinde demir sopalarla bekliyorlardı.

O anki boşluğundan bulunup elini ıssrıdım ve Marcus'a koştuğum sırada başım dönmeye başladı.

Sonrasını bende bilmiyorum...

*****

Gözlerimi ağır ağır açtığımda kolumda bir serum takılıydı Marcus'un gözleri dolmuştu ve duvara yaslanmıştı ağlamamak için zor duruyordu ne olmuştu buna o yıkılmıyacak adama.

Beni fark etsin diye öksürdüm.

Bana baktı ve yaklaştı.

Marcus: İyisin?

İrem:Cümle kurmayımı unuttun?

Marcus: Hayır sadece iyisin derim iyiyim dersin ama iyi misin  dersem kötüyüm de diyebilirsin bu yüzden. iyisin?

Hafif tebessüm ettim.

İrem: İyiyim.

İrem: Ne oldu Marcus?

Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı.

Marcus: İrem sen... Sen

İrem: Evet ben?

Marcus: Sen hastasın.

İrem: Nasıl yani?

Marcus: Sen hastasın sen çok hastasın.

Ağlaması hızlanmıştı cebinden peçete çıkardı ve odadan çıktı gitti.

Gitmiş miydi yani ne olmuştu ne oluyordu?

Sorularıma cevap versin birisi.

Kapı tekrar açıldı ve güler yüzlü bir adam girdi içeri doktor olduğunu tahmin ettiğim.

Doktor: İyi misiniz İrem Hanım?

Marcus olsaydı "iyisin? "derdi.

Kabul etmiyorum bu soru kelimesini doktor.

Başımı hafif salladım. Beni kontrol etti seruma baktı ve gergin bir ifadeyle yüzüme döndü.

Dk: Sende beyin tümörü belirtileri var İrem. Şuan az miktarda biz buna İyi Huylu Tümör diyoruz. Ama tedaviye başlanmazsa yakın  zamanda kalıcı hafıza kaybı,mide bulantıları,baş ağrıları, konuşmada bozukluk gibi belirtiler çoğalıcak. Tedavi kötü sonuç verirse beyni kaybedebiliriz ve buda buda seni kaybetmemiz anlamına gelir.

Yuktu yutkumdum ölebilirdim heran ölebilirdim...

Dk:Sende baş dönmesi bayılma ne sıklıkla oluyor?

Beynim durmuştu evet kalbimde kulaklarım duymuyordu artık. Nasıl olabilirdi böyle birşey.

DK: İrem Hanım?

İrem: Iı şey son 2 haftadır.

Dk: Bu güzel birşey daha geç kalınmamış tedavilere sıkı başlamalıyız. Seni birkaç gün gözetim altında tutucaz yanlız.

Bu içimi rahatlatmamıştı ki.

Kapı çaldı ve içeriye Marcus girdi.

Doktor ayağa kalktı.Marcus'a selam verip çıktı.

İrem: İyisin?

Hafif tebessüm ettiğini gördüm soruma.

Marcus Gunnarsen tebessüm etti soruma....

Devam edecek 🖤🖤🖤









İMKANSIZ M&M//TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin