30. Bölüm

10.2K 920 296
                                    

Cemile;

Hep bana mıydı, üzüntü ve mutsuzluğun payıma düşmesi?
Neden ben de mutlu olamıyordum?
Şu hayatta çok şey mi istemiştim? 
Sevdiğim adamla yıllardır hayalini kurduğum evliliği gerçekleştirmiş olsam  da, huzur beni bir türlü sarıp sarmalamadı!

Asaf kardeşi ile beraber İstanbul'a, kontrolü için gittiğinde içimde kötü bir his vardı. Bilmiyorum, adlandıramadığım değişik beni huzursuz eden bir his geldi yüreğimin tam ortasına yerleşti.
Dualar ediyordum ki, Asaf'ıma birşey olmasın diye.

İlk defa evlendik evleneli bu gece yanlız bir başıma, Asaf olmadan uyuyacaktım. Bir türlü uyku tutmadı,  ne çabukta alışmışım meğer!
Uykuya dalmışım, ben rüya zannediyordum ama değilmiş!
Uyku sersemi gözlerim bir siluet seçti,  bizim odamızda,  cam kenarında ki koltukta oturuyordu. Bana bakıyordu. Öyle zannettim,  yönü bana dönük olunca, ne kadar korktu isem çığlık atmak dahi aklıma gelmedi !
K

orku ile başımı yattığım yasdıktan hafifçe doğrulttum,  hiç kıpırdamadan duruyordu öylece!

"Benim .... "  sesi kar tanesi gibi tüm korkularımı eritmeye yetmişti.

"Ne zaman döndün ?"

" Yarım saat oluyor. .."

İyi de daha sabah yolcu etmiştik onları, sabaha karşı karşımda görmek beni çok şaşırtmıştı...
Dönüş sebebini sorduysamda bir türlü söylemedi!
Bu konuşma, kısacık cevabı bizim son konuşmamız oldu.
Ah  ah! Beni kendinden mahrum edeceğini bilsem, konuşmaz mıydım onunla? Hemde yorulana kadar konuşurdum.
Bilmediğim duvarlar inşa etmişti sanki aramıza. Ben diyordum zaten, bu İstanbul bize hiç uğurlu gelmedi !

Hastahaneye dair en ufak bir açıklama dahi yapmadı. Durumu günden güne kötüye gidiyordu. İştahı hiç yok denecek kadardı. Benim kocam, benim yürek yangınım derdini bana söylemiyordu. Halbuki hayat paylaşmak için vardır! 

Günler işkence misali geçip giderken, derdim kat be kat arttı.
Uzun bir aradan sonra Aliye Hanım,  bana sataşmayı ihmâl ettiği aklına gelmiş olmalı ki, konumdan tutup çekti beni kenara.

"Asaf bu kadar düştü ise senin yüzünden. Zoraki bir şekilde evlenmemiş olsaydınız, benim oğlum arslanlar gibi yine sağlıklı olurdu!  "

"Rica ederim Aliye Hanım. ..."

"Kes sesini!  Herşey senin yüzünden. Benim oğlum senin yüzünden mum gibi eriyor! "

Onun bağırtısına tüm konak toplanmıştı etrafınıza. Benim utanacağım bir durum yoktu lâkin böyle bir olayın birinci dereceden içerisinde bulunmak çok utandırıyordu beni.
İlk defa Aliye Hanım'ı  yargılamadan anlamaya çalıştım. Kadın acısı ile söylüyordu, her söylediğini.
Murat Baba'm geldi, karısının kolundan tutup görürdü. Arkalarından baka kaldım .
Omzuma biri dokundu, döndüm baktım Hüsna Yengemdi.

"Boş ver onun ne dediğini, yüreği pare pare onun. O yüzden senden çıkartıyor acısını. Kolay değil dağ gibi oğlu gün be gün gözleri önünde eriyor! "

"Ya benim için kolay mı yenge? Kocam İstanbul'dan döndükten sonra bana tavır aldı,  derdini bana anlatmıyor. Aynı odanın aynı yatağın içinde, iki yabancıdan farkımız yok! Benim kabahatim ne ? Niye böyle olduk?  Beni aptal yerine koymalarından bıktım anlıyor musun ? Usandım herşeyden. ...
Ciddi bir hastalığı var ama kimse birşey söylemiyor bana! "

KÖRDÜĞÜM 1 Cemile ✔(Kitap Oldu )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin