Bölüm 16 (Sonbahar)

3.8K 75 20
                                    

Şarkı, Teoman (İstanbul'da Sonbahar)

Tüm bölümleri sizi sıkmadan bunaltmadan bir fırtta okumanızı düşünerek yazıyorum olaylar geliştikçe bence daha çok seveceksiniz ...

Burada tam 3 ayımı bitirmiştim bile yaz bitmiş sonbahara girmiştik. Köşkün üç bir yanı meşe ağaçları ve kavak ağaçlarıyla doluydu yazın her gece o ağaçların oluşturduğu hafif meltem esintisiyle uyurdum. O kadar güzeldi ki insanın başını döndürüyordu. Ama artık sonbahar gelmişti, o güzelim ağaçlar bir bir yapraklarını dökmeye başlamıştı, dökülen her bir yaprak köşkün bahçesine ayrı bir renk veriyordu yeşil, kırmızı, sarı kurumuş yapraklar...Zaman ne çabuk geçmişti.
Bu süre zarfında ev halkını daha iyi tanıma fırsatı bulmuştum. Bu aile bayağı köklü bir aileymiş hem zengin hem kültürlü hemde eski osmanlı dönemine kadar soy ağaçları varmış. Ömer Yaman! bu ismi ömrüm boyunca unutamayacaktım. Daha ilk gördüğüm anda kalbim yerinden oynamıştı ve 3 ay geçmişti nedendir bilmem bazı geceler başımı yastığa koyunca aklıma düşüyordu Ömer bey, onun yaşadığı hayat onun kadınları onun maceraperestliği onun felsefi yaşam tarzı kısaca hep oydu aklımda evet ben yaşadığım evlerde ev halkını sürekli takip ediyordum çünkü eve ve işime daha çabuk adapte olmak için ama Ömer bey ah Ömer bey en sevdiği yemeğe kadar merak ediyordum neden böyle olmuştum ki?
Bazı günler Ömer bey eve çok geç gelirdi yanındada malum kadınlar olurdu kimsede demezdi bişey annesi bile o kadar sert o kadar diktatör kadın bile Ömer beyin yanında süklüm büklüm olurdu. E boy uzun neredeyse 1.90 kilo desen hem kilolu hemde kaslı heleki omuzları ve kolları o kadar iriydiki bazen onlar yemek yerken ben gizli gizli Ömer beyi izlerdim yemek yerken bile çok seksiydi beyaz gömlek bir insana bu kadar mı yakışır gömlek üstüne dar geliyordu göğüsleri bile iriydi spor salonlarında fazlaca vakit geçirdiği belli tabiii eee para var huzur var boşuna demiyorum ben bu adama Yunan herkülü diye. Evin içi sıcacık ama dısarıda güz soğuğu vardı geceleri pencerenin önüne düşen kuru yaprakları ve ağaçların artık o kadar da ses çıkarmayan dallarından çıkan ugultuları dinlerdim. İste tamda o sıralarda geliyordu bu adam aklıma ve yine o gecelerden birindeydim saat gece yarısını coktan geçmişti köşkte herkes uykunun verdiği o tatlılıktan sanırım ses çıkmıyordu.

Ayşe desen zavallım gün içinde o kadar çok yoruluyordu ki çoktan uykuya dalmıştı bile.
Araba sesiyle irkildim, sanırım Ömer bey gelmişti kesin yine yanında malum aşiftelerden biri vardır. Ayşe'ye baktım bir süre mışıl mışıl uyuyordu. Ah gidip bir baksam mı? Ya beni görünce azarlarsa gecenin bu saatinde ne yapıyorsun diye?
Yook yok meraktan çatlayabilirdim siyah saten uzun geceliğim vardı üstümde şimdi siz diyorsunuz ki sen ve saten gecelik öyle mi? Evet ben ve saten gecelik çalıştığım evlerde sağolsunlar zengin kadınlar giymedikleri pahalı elbiseleri kıyafetleri bana verirlerdi bende büyük bir sevinçle alırdım napayım cokta heveslenirdim böyle güzel kıyafetlere neyse konumuza dönelim. Geceliğimin üstüne şal aldım ve odamın kapısını yavaşça araladım.

Arkadaşlar sizce Ömer bey ve Leyla karşılaşınca ne olacak olaylar olaylar :))
Bu arada instagram aadresimden beni takip etmek isterseniz adım melikemis beklerim. Ha bu arada beğenip ve yorum atmayı unutmayın :))

Köşkün Gölgesinde AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin