" Sen benimsin Leyla , vücudun benim ruhun benim bundan sonra sen benim küçük kadınımsın. "
Diyordu Ömer bana ayaklarım yerden kesildi, gerçekten benden hoşlanıyordu Ömer evet evet gerçekten hoşlanıyordu.
Bana doğru iyice yaklaştı bir eliyle belimi kavradı ve alnıma düşen kahküllerimi eliyle savuşturarak alnımdan öptü.- Hadi Leyla git hazırlan İstanbul'a dönmeliyiz.
- Tamam hemen hazırlanıyorum.
Mutlu bir gülümseme oluştu yüzümde çocuklar gibi şen şakrak birer ikişer merdivenleri çıktım, merdivenleri çıkarken arkama dönüp baktığımda Ömer hayran hayran beni izliyordu...
Hızlı hızlı bavulumu hazırlanmaya koyuldum kahvaltıda yapmamıştım acıktığımı hissediyordum ama Ömer'in acelesi olduğundan direkt yola koyulmamız lazımdı anlaşılan.
Aşağı indiğimde evin kapısı açıktı Ömer dışarıda arabanın bagajına bavulunu yerleştiriyordu, beni ve elimdeki çantamı gördü, yanıma yaklaştı çantamı elimden aldı.- Hadi Leyla hazırsan çıkalım.
- Ben hazırım çıkabiliriz dedim.
Ömer arabanın kapısının kolunu açtı ve eliyla buyrun işareti yaparak beni çağırdı, vaov çok centilmence bir hareket.
Arabaya bindim dışarısı çok soğuktu her yerde kar vardı ve hava hafif kar yağışlıydı, Ömer arabayı sürmeye başladı keyifli bir yolculuk olacaktı anlaşılan bana şoförlük yapan kişiye baksanıza hahaha Ömer !!!
10 dakika sonra üşüdüğümü hissettim Ömer bunu anlayınca klimaları açtı "birazdan ısınırsın" dedi. Gerçekten şimdi arabanın içi sıcacıktı, bir eliylede radyoyu karıştırıyordu duygusal yabancı bir şarkı buldu ve sesini biraz açtı arada kafasını bana çeviriyor delici bakışlarıyla beni süzüyordu.- Ömer bey yola baksanız daha iyi olacak sanırım.
- Acıktın mı?
- Şey sanırım biraz...
- İleride küçük bir kahvaltı mekanı var çok iyi omletler yapıyor orada kahvaltı yaparız.
- Geç kalmayız mı?
- Leyla seninle vakit geçirmek istiyorum ve aç kalmanı asla istemem.15 dakika sonra anayolun çaprazında kalan dağ manzaralı çok şirin bir kahvaltı yerinde durduk. Ömer arabayı park etti. İkimizde arabadan indik. Eliyle omzuma dokundu ve daha ileri giderek bana sarılarak içeri girdik kolu omzumdaydı. İçeride hafif müzik ve on iki on üç müşteri ayrı ayrı masalarda oturup bişeyler yiyorlardı, bir masada 4 kız kafa kafaya vermiş hem bişeyler atıştırıp hemde hararetli hararetli konuşuyorlardı, dördüde hem bakımlı hem de güzeldi, Ömer siyah ince triko kazak ve siyah deri ceket giymişti kolu hala omzumdaydı bana ilerideki masayı işaret ederek oraya gidelim dedi. Eli omzumda yürüyerek o kızların olduğu masanın ordan geçmeye başladık. Kızlar konuşmalarını bırakıp bize bakmaya başladılar ve sanırım Ömer'i inceliyorlardı, sinir olmuştum kızların yanlarından geçtikten sonra duvar dibinde bir masaya oturduk hala o kızlardan bir ikisi kafalarını çevirip bizim masaya bakıyordu. Ömer'in kızların ona baktığından haberi bile olduğunu sanmıyorum, Ömer'in gözleri sürekli üzerimdeydi sanki ağzımdan çıkacak her lafı merak ediyor gibiydi.
İki dakika sonra kısa boylu saçları biraz kır, mavi gözlü, hafif şişman 60 yaşlarında bir teyze sıcak bir gülümsemeyle spariş almak için yanımıza geldi.
- Merhaba Ömer bey nasılsınız?
- Teşekkürler Behice Hanım siz?
- Sağolun, arkadaşınızla siz ne alırdınız acaba?
Kadın bana döndü ve spariş vermemi bekliyordu sanırım bende Ömer'e dönüp;
- Aa bilmiyorum Ömer bey siz ne tercih ediyorsunuz? Diye sordum.
Ömer kendinden emir bir tavırla Behice hanıma iki tane peynirli omlet ve diğer kahvaltılıklardan getirmesini rica etti. Kadın siparişi kağıda yazıp ayrıldı yanımızdan.
- Burayı seviyorsunuz anlaşılan sizi tanıyorlar.
- Beni herkes tanır.
Galiba donuk ve sert Ömer geri gelmişti.
- Ömer bey bazen çok soğuk duruyorsunuz yani nasıl desem sizin hiç duygularınız yokmuş gibi.
- Bunu düşündürecek bir şey mi yaptım sana? Sanırım bunu söylerken biraz sinirlenmişti iki kaşının ortasında bir gerilme olduğunu görebiliyordum.
- Yani şeyy nasıl desem aslında çok sinirli ve agresif duruyorsunuz bir o kadarda cool biraz önce sizi tam dört kız bakışlarıyla kesiyordu dönüp bakmadınız bile!
- Yanımda sen varken neden başkasına bakmamı bekliyorsun?
- Ben olmasaydım bakacaktınız yani? ( Klasik kız tribi atıyordum hemde Ömer'e)
- Leyla sen çok güzel ve çok tatlısın böyle şeyler düşünme senin yerine ben düşünürüm zaten.
- Ne nasıl yani?
- Boşver beni tanıdıkça anlarsın.Ömer ne demek istemişti hiç bir şey anlamamıştım, tam ne demek istediğini soracak oldum başka bir garson gelip masayı kahvaltılıklarla donattı, reçeller, peynirler, sıcak poğaçalar, domates, salata derken omletlerimizde gelmişti garson çaylarımızıda doldurup gitti.
Ömer yemeye başlamıştı bile bir süre onu izlemeye koyuldum sonra bana döndü;
- Leyla omletini soğutacaksın sana yedirmemi istermisin?
Ahh onu izlediğimi farkedince çok utanmıştım. Çatalımdan bir iki parça omlet koparıp çiğnemeye başladım sıcak çayı yudumladım ımm tadı çok güzeldi bergamot aromalı çayı hep sevmişimdir zaten. Ekmeğe biraz vişne reçeli koyup yemeye başladım reçel biraz ağzımın kenarına damladı, Ömer bir peçete alıp bana doğru masadan uzandı ve dudağımın kenarını silmeye başladı çok utanmıştım yanaklarım kıpkırmızı oldu.
- Şey sanırım yemeyi beceremedim.
Yüzümü ovuşturdum, Ömer gülümseyerek
- Çok tatlısın hatta bu reçelden daha tatlısın.
İçim o kadar hoş olmuştuki kalkıp Ömer'e sarılabilirdim, ama yan masadaki kızların bakışları altında bunu yapmak istemiyordum çünkü hala arada bir bakıp bizi izliyorlardı.
Burası çok hoş bir yerdi duvarlar rengarenk her masada hoş çiçekler vardı Ömer"in sevdiği yeri bende sevmiştim o neyi severse sevsin bende sevecekmişim gibi bir his doğuyordu hep zaten içimde.
Ömer omletini yedi bitirdi ben hala yarısındaydım bana bakarak
- Omletinin hepsini bitir kalkalım dedi.
- Ama bu çok fazla bu kadar yiyememki.
-Leyla ye lütfen.Ömerciğimi kıramazdım yemeye başladım o ne derse ben yaparım, rüya gibi bir kaç gün yaşattı bana hayatımda hiç bu kadar mutlu günler yaşamamıştım onunlayken bulutların üzerindeyim sanki, ben bile bu kadar fazla etkileneceğimi sanmıyordum. Ah tanrım Ömer hayatımın sonuna kadar benimle ol seni hep istiyorum hep hep hep.....
Hayallere dalmıştım omletimi yiyordum bir yandanda karşımda oturan Ömer'i düşünüyordum omletim bitmişti, Ömer hesabı istedi masadan kalktık siyah güneş gözlüklerini çıkardı deri ceketinin üst cebinden gözlüklerini takınca o kadar havalı ve cool görünüyorduki yan masadaki kızlarla birlikte bende hayran hayran bakıyordum. Elimi tutarak mekandan çıktık Ömer'in yanında kendimi prenses gibi hissediyordum. Arabaya bindik ve tekrar yola koyulduk İstanbul'a yolumuz bir buçuk saat kalmıştı yolda köşkü düşünmeye başladım orada nasıl davranacaktım Ömer'e asıl o bana nasıl davranacaktı onun yanında hizmetçi olduğumu bile unutmuştum, yolu izliyordum yüzüm biraz ekşimişti acaba neler olacaktı?👇🏻👇🏻👇🏻👇🏻
Leyla ve Ömer çiftine benzemiyorlarmı sizcede? 😁😁😁
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Köşkün Gölgesinde Aşk
Chick-LitVe ben yine yollara düşmüştüm yeni bir iş bulmalıydım yazın bu kavurucu sıcaklığı zaten mahvediyordu birde ev ev iş aramak çekilir eziyet değildi. Emirganda dolaşırken kocaman bahçeli denize sıfır bir köşk tüm görkemiyle bana gel bana gel der gibi s...