Bölüm 19 Dağ Evi

3.5K 67 116
                                    

Herşey hazırdı işte bir kaç parça giysi, kazak, ve siyah geceliğim şaka şaka geceliği çantama koymadım. Küçük çantamı alel acele hazırlandım nedense o kadar aceleci ve sabırsızdim ki bu heyecan niye bilmiyordum. Tabiki de biliyorsun Leyla! Bu telaş Ömer içindi, onu görebilmek içindi, onu ilk defa yalnız başına görecektim kimse olmayacaktı sadece o ve ben. Düşüncesi bile tüylerimi diken diken etmeye yetmişti. Kalbimde kelebekler uçuşuyordu o kadar heyecanlanmıştım ki yanaklarım al al olmuştu.
Acaba Ömer bey neden sadece beni çağırmıştı neden Hale değilde ben yada Ayşe evet evet Ayşe...
Sonuçta Ayşe'de önceden o eve gidip temizlik yapmış Ayşe'de Hale'de evi benden daha iyi biliyordu onları değilde neden beni çağırmıştı ki? Bunları düşününce karnıma kramplar girmeye başladı bu kadar heyecan bana bile fazlaydı, en iyisi düşünmemek evet evet düşünmemek. Sanırım Ömer beyi biraz fazla düşününce garip şeyler hissediyorum ve bu hisler benim için bile fazla müstehcen. Üzerime beyaz triko kazak altıma Jean pantolonumu geçirdim Ugg botlarımıda giyinince hazır sayılırdım. Saçlarımı saldım ve biraz dalgalandırdım, pembe allık ve hafif renkli bir parlatıcı ruj ile yüzüm renk verdim. Aynada kendimi düzeltirken Ayşe odaya girdi;
- Hadi hala hazır degil misin Sait geldi seni götürecek.
- Sait?
- Canım şirket şoförlerinden işte seni bekliyor dışarıda.
- Tamam tamam hazırım zaten hemen çıkıyorum dedim Ayşe'ye parfümümden bir fıst sıktım sağ ve sol boyun yanlarıma.
Ayşe o an bana garip garip ve şaşkın bir ifadeyle bakıyordu bunu aynanın yansımasından görebiliyordum. O lafa girmeden ben girdim.
- Aman Ayşe ayda yılda bir dışarıya gidiyorum heveslendim birazcık lütfen öyle garip garip bakma.
- Şeyy evette sen sadece temizlik yapmaya gidiyorsun biraz fazla süslenmişsin sanki amaan ne olacak süslen sen zaten güzel bir kızsın benim gibi değilsin. O ifadeleri takındıktan sonra yüzü yere düştü ve kendine iğrenir gibi baktı.
Dayanamadım sarıldım Ayşe'ye.
- İnan bana senin kalbinde yüzünde çok güzel Ayşe kendine bunu yapma, hayatın sana ne getireceği bilinmez hadi gülümse biraz. Sözlerim onu birazda olsa sevindirmiş olacak ki küçük bir gülümseme yerleşti yüzüne.
- Sende öylesin umarım ömrün buralarda heba olmaz güzelliğinin kıymetini bil. E hadi bu kadar duygusallık yeter bir an önce çıksan iyi olur.
- Ah aynen aynen hadi kendine iyi bak canım arkadaşım buralara mukayet ol (Hale cadısından bahsettiğimi anladı)
- Merak etme sen dedi ve gülümsedi.
~~~~~~~~

Odadan çıktım tabi Uyuz ve cadaloz Hale hanım beni büyük salonun kapısının önünde hazır bir şekilde bekliyordu, görür görmezde lafı yetiştirdi tabiki
- Şuna bak şuna temizliğe değilde sevgilisiyle buluşmaya gidiyor sanki haspam, o sırada yüzüme daha dikkatli baktı ve büyük bir kahkaha attı.
- Ay bide makyaj yapmış kızım sen bulutlarda uçuyorsun ama inan bir yıldırım çarpmasına bakar işin.
Sakin ol Leyla sakin ol takma şu gerizekalıyı kafaya eminim şuan hırsından çatlıyordur. Ona gülümseyerek baktım ve
- Sanada iyi günler Hale kendine iyi davran.
- Hıh salak.
Hale despotunuda atlattıktan sonra bahçeye indim Selim efendi bahçeyle ilgileniyordu dışarısı çok soğuktu. Üşümüş bir şekilde Selim efendiye selam verdim oda bana başıyla selam verdi. Arabaya ilerledim içerideki adam
- Merhaba Sakarya'ya gideceğiz 4 saatte orada oluruz trafik olmazsa,
Adam ellili yaşlarda uzun böyle babacan görünümlü biriydi.
- Tamam Sait abi o zaman hayırlı yolculuklar dedim gülümseyerek.
Ve yolculuk başladı bir saat sonra biraz uyumuşum sonra uyandım üşüdüğümü hissettim virajlı yollardan geçtik çok sapa yollardı buralar. Sonunda dağ evine geldik arabadan indim etrafıma baktım her yer o kadar güzeldi ki. Etraf uzun uzun ağaçlarla kaplıydı kış olmasına rağmen güneş heryeri parlatırcasına aydınlatıyordu. Ama yerde kar vardı yılın bu ayında İstanbul kuru ve soğuktu ama burada bayağı kar birikmişti ev iki katlı idi aslında bir buçuk katlı çatısı vardı birde. Evin etrafı ağaçlarla kaplıydı, dışarıdan börtü böcek kuş sesleri geliyordu. Bir iki nefes çektim ciğerlerimi bu temiz havayla doldurdum içime işledi mis gibiydi temiz oksijen. Ev o kadar güzeldiki bakmaya doyamıyordum çok ileriden belli belirsiz başka evler görünüyordu, buradaki tek ev Ömer beye aitti sanırım.
Sait abide indi arabadan eline aldı benim çantamı " hadi bakalım " dedi bir hışımla, ikimizde kapı girişine yürüdük çok heyecanlıydım. Sait kapıyı çaldı bir dakika sonra kapı açıldı. Ömer bey üzerinde bir tşört ve Jean pantolanla karşımda duruyordu, bu soğukta nasıl üşümüyordu ki? Beni inceledi ve gülümseyerek "hoşgeldin" dedi. Gözünü benden ayırmadan izliyordu sonra sessizlik oluştu Sait abi girdi araya.
- Ömer bey emanetinizi sağ salim getirdim izninizle efendim.
Emanetmi nasıl yani? İlginç diyebildim içimden.
Ömer Saiti yolladı birbiriyle göz teması kurarak anlaşır şekilde Sait oradan ayrıldı.
İçeri girdim çantam elimdeydi, etrafa bakınıyordum plazma televizyon açıktı sesi biraz kısık müzik çalıyordu orta sehpada şarap şişesi ve yarım içilmiş kadeh vardı, Ömer bey buraya kafa dinlemeye gelmişti anlaşılan bunu daha iyi anladım. Etrafı incelediğimi görünce Ömer bey hafiften gülümseyerek
- Burayı beğendin anlaşılan

- Ee ee evet çok güzel hatta bayıldımda diyebilirim, o an fazla açıklayıcı olduğum için kendimden utandım.
Tekrar lafa girdim

- Şey efendim afedersiniz sizin için çok sevindim burası güzel bir yer

- Leyla bu kadar kasmana gerek yok benimle konuşurken kelimelerini seçme direkt konuş.

- Siz benim patronumsunuz haddimi aşmak istemiyorum

- Küçük kız Leyla! Kaç yaşındasın sen
Sehpadaki kadehe uzandı eli bir yudum aldı ve gözlerini bana dikti.

- 21 yaşındayım

- Belli oluyor zaten her bakımdan
O an yine gözleriyle beni inceliyordu.

- Kazak yakışmış

- Şey teşekkür ederim



( Beğenilerinizi ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen bekliyorum, bu arada kusura bakmayın ama siz olmadan bana ilham gelmesi imkansız 50 beğeni ve iyi yada kötü 100 yorum bekliyorum bu bölüme ondan sonra gelecek bölümü yazacağım haberiniz olsun sevgiler 💕)

Köşkün Gölgesinde AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin