4.Bölüm

622 48 16
                                    


Gözlerimi baş ağrısı ile araladım çok fena bir şekilde ağrıyordu nedenini ise anlamıyordum. Ben bir kurtum nadiren hasta oluyorum dolayısıyla ama bu sefer ki ağrıyı anlamıyordum o şeyden ise 2 gündür ses yoktu olmasında zaten korkuyorum... şey tamam kurdum korkmuyor hatta onu istiyor olabilir ama ben ondan korkuyordum ki ben korkuyorsam Kurdumda benim isteklerime saygı duymak zorunda değil mi? Her neyse, yataktan zorla kalkıp toplamadığım odamdan çıktım sanırım iki gün benim etrafı dağıtmam için yeterli bir zamanmış merdivenlerden inerken başımın dönmesi ile reflekse kenara tutundum ellerimde ki ve bacaklarımda ki güç azalırken bir anda ayağımın boşluğa basmasıyla hızla merdivenlerden düşmeye başladım sağ omuzumda ve kafamda ki sızıyla merdivenlerin sonunda durdum sanırım omzum yerinden çıkmıştı gözlerim kararıp bayılırken aklımdan geçen tek şey yalnızlığım ve o şeydi...

❄*❄*❄*❄

Gözlerimi omzumda ki ağrıyla açtığımda ağzımdan ufak bir inleme çıktı şu an nerde olduğumu kestiremiyordum ama benim evim olmadığı kesindi hadi ama kim evinde böyle saçma bir yatak odası isterdi ki? Ah tanrım fantazi mi bu şimdi kesinlikle iğrenç. Zorlukla kalkmaya çalışırken başımda ki sızlamayla sağlam elimi kafama götürmeye çalıştım bakın ama sadece çalıştım elim yatağın başlığına bağlıydı kafamı hafifçe çevirince bağlı olmakla kalmayıp kelepçeli olduğunu gördüm nasıl bir ruh hastasının evindeyd- ne başka bir ev mi? Ha? Nasıl yani? O an ki şok ile çığlık attım

"Bağırmayı kes"

Arkası dönük daha önce farkedemediğim adamı görünce daha çok çığlık attım.

"Kes sesini!"

Uyarırcasına çıkan sesi bağırmsada bende bağırmış kadar etki yapınca sustum o kimdi ki lanet olsun kaçırılmıştım hemde çok garip bir şekilde. Elimde ki kelepçe kendiliğinden çözülünce korkarak ayağa kalktım benim ayağa kalkmamla o da yavaşca bana döndü gördüğüm çehre çok tanıdıktı benim şok olmuş ve olduğum yerde kasılmamla o bir kaç adımla yanıma geldi işte şimdi rüyalarımda gördüğüm o gözler şimdi tam karşımda beni diz çöktürmek istercesine zorluyordu. Keskin gözleri ve yüz hatları ile o tam manası ile kusursuzdu, kusursuzluk takıntımı dahi yerlebir edebilecek kabiliyete sahipti. Ellerini belime koyup tek elini eskiden mührün olduğu kalçama doğru indirdi. Ağzımı açıp tek itiraz cümlesi dahi kuramıyordum. Gözlerini gözlerimden ayırmadan. Mühürün olması gereken yere elini bastırdı acı ile inlememek için kendimi kassamda gözümden akan yaş her şeyi mahvetmişti.

"Gözlerinden akan her damla vücudumda bir yara oldu şimdi senden tebesümünle onları sarmanı istiyorum Sevgilim. Bizi birleştiren sadece bedenlerimizdi lakin beni sadece bir beden tatmin etmez. kalbimiz ve ruhumuz birleşmediği sürecede tatmin olmayacak. Kalbini ve ruhunu Cehennemimde Cennete açılan kapı yapsan ya"

Ne diyordu bu? Ondan etkilenmiş olabilirdim hatta baya etkilenmiş olabilirdim ama bu onu kabul edeceğim anlamına gelmiyordu

"Ne diyorsun sen? Ben seni daha tanımıyorum bile. Hem ben-ben daha mühürlü bile değilim namusum ile benim için seçilen kişiyle olmak istiyorum"

Neşeden yoksun bir kahkaha attığında şaşkınca ona bakmaya başladım dengesizdi hem de fazlası ile onunla olmayacağımı anlamalı- bir saniye, bir saniye ben bu ses tonunu tanıyorum bu oydu evime giren o kurt...
Aniden gülmeyi kesip çenemden tutarak gözlerime bakmaya başladı.

"Beni hatırlamadın mı sevgilim?!"

Yutkunup korkuyla başımı iki yana sallamaya çalıştım

"Ha-hatırladım"

"Ah- ne güzel ama sana kendimi tekrar tanıtmak istiyorum"

Dengesizliğine göz devirmek istesemde yapmadım

"Ben son Baezing'in son Deltasıyım ben karanlıklar diyarının hükümdarı Kim Jong Dae sende benim biricik sevgilim Kim Minseok"

Bir anlık cesaretle sertçe konuşmaya başladım

"Daha mühürlü bile değilim ne saçmalıyorsun bırak beni"

Ne? O ses de neydi? Sertçe konuşacaktım değil mi? Lanet olsun resmen kedi sesi gibi çıkmıştı sesim

"Ah benim güzel sevgilim. Az önce tekrar bana mühürlendin."

Aklımı karıştıran başka bir soruyu soracaktım ama 'tekrar' demesi ile ağzımdan sadece "Tekrar mı?" Sorusu çıkmıştı.

"İlk mühürlü olduğun o kişi bendim ama yaptığım bir hâtâ yüzünden seni benden sakladılar mührün silinmesi ise tamamen senin hâtândı. Nasıl BANA OLAN İNANCINI YİTİRİRSİN APTAL MISIN?"

Sonlara doğru sesini yükseltmesiyle bana vurma ihtimalinin korkusu ile kafamı eğip

"Özür dilerim"

Ağlar gibi çıkan sesime karşın

"Uh korkuttum mu seni -dolan gözlerimden bir kaç damla yaş düştü- tamam sorun yok bir şey olmadı ağlama hadi ama o kadar korkutucu değildi"

Kafamı iki elinin arasına alıp göz yaşlarımı sildi ondan korkuyordum, etkileniyordum ama sevip güveniyor muydum? bilmiyorum ona güvenmek istiyordum ama o-o çok dengesiz ya bana zarar verirse ya beni kullanıp atarsa... beni sevip sevmediğinden bile emin değilken böyle olması...

"Şşştt- sana zarar vermem Minseok hatta sen istemediğin sürece bundan sonra sana dokunmam bile böyle düşünme -kısık bir şekilde- seni seviyorum Baezing'im hem de uğruna ölebilecek kadar..."

"Ben-ben bilemiyorum Jongdae..."

Bir anda Kurdum hareketlenmeye başlayınca Jongdae anlamışcasına gülümsedi

"Senden önce kabullendi beni"

"Benden farklı biri gibi davranıyor~"

Aegyo dolu sesimi duyunca şaşkınca bakarken bende kendi yaptığıma şaşırdım az önce ona aegyo yaptım aman tanrım yer yarılsada en dibine girsem keşke utançla başımı eğdiğimde

"Lütfen beni kabul et Minseok, lütfen dayanamıyorum"

Dibime kadar girmiş olmasına gözlerimi büyüterek baktım

"Bi-biliyorsun ha-hazır değilim"

Kıpkırmızı olduğuna emin olduğum suratıma doğru eğilirken gözlerimi sıkıca kapayıp

"Jongdae-shii beni bu saatten sonra bırakırsan seni öldürürüm ya da denerim yapabilirim değil mi?"

Pinçlik olsun diye burda kesiyorum jjdksjsjsjs.

Öptürmesem mi acep diğer bölümde djdjjdxjjdjz.

WOLF ~ChenminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin