7.Bölüm

458 24 31
                                    

"Hyung, sizin hayaliniz ne ki?"

Gülümsedim

"Birlikte mühürlenmek istiyoruz aynı törende"

Jongdae'ye baktığımda çaktırmadan gülmeye çalışıyordu ki başardığı söylenemezdi

"Neden gülüyorsun?"

Gözlerimi gözlerine dikip kocaman bir şekilde açtım.

"Çok tatlısın ve ben gülümseden hatta kahkaha atmadan durmak istemiyorum, beni mutlu ediyorsun"

Sehun'dan çıkan garip sesle ona baktım bir süre sonra Jongdae'nin ona tekrar kapıda ki gibi yastık atmasıyla önceki halimin aksine bu sefer kahkaha atmıştım aklıma gelen detayla öksürüp dikkatleri üzerime çekmek istedim ama az kalsın tükürüğümde boğuluyordum Sehun kalkıp koşarak mutfağa girdiğinde Jongdae'de yanıma gelip sırtımı okşayıp hafif bir şekilde vurdu biraz da olsa dinen öksürüğüm ile derin bir nefes aldım Sehun mutfaktan getirdiği suyu uzatıp karşı koltuğa oturdu

"Tükürüğünde boğulan ilk kurt olarak tarihe geçecektin hyung!"

Ciddi başlayıp saçma bir kahkahayla ciddiyetini bozduğunda ona kurt görmüş ayı gibi baktım bu söz böyle miydi ya? Bilmiyorum her neyse boşvereceğim.

"Sehun git artık!"

Jongdae'nin normal tonda bağırırcasına çıkarttığı sesiyle yerimde küçüldüm o nasıl bir şeydi lan korktum...

"Peki hyung pekiiiii.."

Uzata uzata konuşup ayaklanınca bende aceleyle kalktım

"Eh şey bende seni uğurlayayım sonra bir şeyler yaparım artık hehe~"

Jongdae ve ben yalnız kalırsak bana garip bir şekilde bakan Jongdae beni yiyebilirdi yani koş Minseok koş

"Hyungnimmmm~~ çok naziksin ama gelmene gerek yok"

"Geliyim ya bir şey olmaz hadi Sehun"

İttirmek için omuzlarını tuttuğum sıra da Jongdae'nin uyarma öksürüğü ile elimi çektim daha yeni yeni tanıştığım birini nasıl bu kadar iyi anlayabiliyordum hiç bir fikrim yok uzun yıllardır tanıyormuş gibiydim çabuk alışmıştım ona, her neyse dalma düşüncelere Minseok...

Sehun yürümeye başladığında kapıya kadar konuşmadan peşinden gittim.

"Sehun şey... Baekhyun'a iyi bak, onu gözetle, çiçekler ver, mutlu et onu ve benim burda olduğumu ona söyle üzülmesini istemiyorum... Ağlatma onu lütfen."

Kaşlarımı kaldırıp suratına baktığımda gülümseyerek bana baktığını gördüm.

"O buraya gelene kadar çok iyi bakacağımdan emin olabilirsin onu seviyorum ve zarar gelmesini istemiyorum o benim yaşam kaynağım şimdi gidiyorum görüşmem gereken bir -o bilmesede- sevgilim var"

"Teşekkür ederim"

Kafasını önemli değil dercesine sallayıp evden çıktığında gülümseyerek Jongdae'nin yanına oturma odasına geçtim yanına oturup kafamı göğsüne gömerken kollarımı beline doladım. Şaşırmış olmalı ki sesi çıkmıyordu şu ana kadar,

"Kalbin çok güzel Minseok ve ben bu kalbe sahip olduğum için en şanslı kurdum"

Kalbimin ritmi artarken sessizce

"Senin varlığın benim yaşama sebebimken bu kelimeleri ben değil sen hak ediyorsun asıl en şanslı Kurt benim-"

Daha fazla konuşmama izin vermeden çenemi tutup hafifçe suratını bakmam için göğsünden çekti kafamı. Gözlerine dikkatlice bakarken en derinlerde ki kurtunu gördüm bir an gözlerinin arkasında saklanan o Asil kurt muhteşemdi. Kendimi net bir şekilde gördüğüm gözlerine bakarken bir an içim burkuldu ben... ben o kadar güzel değildim ki keşke daha güzel olsaydım ve ona yakışan bir kurt olsaydım. Ellerini yanaklarımda hissettiğimde gözlerimi ellerimden çekip tekrar gözlerine diktim yanaklarımı okşayıp.

"Sen benim için çok fazla olduğun halde bu düşüncelerle kendini mi yıpratıyorsun Minseok? Sen dünyada ki en çirkin insan dahi olsan ben seni çok ama çok severim çünkü senin kalbin her şeyden ama her şeyden daha güzel. Ben senin kadar güzel ve beni kendine çeken birini hayatım boyunca tanımadım sen benim mühürlüm, sen benim Baezingimsin sonuna kadar sana bağlı olacağım"

Hafif bir gülümseme ve nazik ses tonu beni kendine daha fazla bağlamıştı Jongdae her zaman benim için en iyisi olacak gözlerimden mutluluk yaşları düşerken ellerimi boynuna dolayıp sıkıca sarıldım kafam boynuna gömülüyken küçük bir öpücük kondurdum boynuna.

"Jongdae sana ömrümü adamak istiyorum ömrüm hayatım benim olan her şey senin olsun istiyorum her bir yanım sana bulansın istiyorum beni hiç bırakma olur mu? Biliyorum bunu çok sık söylüyorum ama napabilirim kendimi durduramıyorum sıkılma olur mu?"

Nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde kendimi Jongdae'nin kucağında buldum bir anda gözlerimin içine bakarak

"Her şeyimizin birleşmesini istiyorsak buna öncelikle tahtımızla başlayabiliriz"

Bir anda odadan ormana yüksek bir uçurum kenarında belirdiğimizde şaşkınca ona baktım

"Delta olmamdan dolayı sevgilim"

Gülümseyerek konuşmasıyla gülümsedim beni kucağından indirip ellerimden tuttu.

"Şimdi dönüşeceğiz tamam mı?"

Utangaç bir şekilde gözlerimi kaçırdım 118 yıllık hayatımda bir kez olsun dönüşmemiştim daha kürkümün rengini bile bilmiyordum nasıl olacaktı bilmiyordum, sessiz bir şekilde

"Şey Jongdae ben nasıl dönüşüleceğini bilmiyorum"

Dudağımı ısırdığım sırada Jongdae

"Dayanamıycağım"

Konuşmasının uzayacağını düşündüğüm sırada dudaklarımı öpmeye başladı o an ki heycanım ile beceriksizce karşılık verirken dilini dudaklarımın üstünde hissettim gözlerimi açıp ona baktığımda hafifçe geri çekilerek

"Ağzını aç sevgilim"

Tekrar dudaklarıma yapıştığında dudaklarımı araladım dilini ağzımın içinde hissettiğimde titredim yere düşmemek için ellerimi omuzlarına koyup destek aldım bir kaç dakika sonra ayrıldığımızda nefes nefese bir şekilde suratımı boynuna gömdüm nefeslerim düzene girdiğinde hafifçe ondan uzaklaştım

"Bana öpüşmeyi öğrettiğin gibi dönüşmeyide öğret Sevgilim"

Sanırım ondan gün geçtikçe daha az utanmaya başlıyordum şu an ki halime bakılırsa öyleydi yani gülümseyen suratıyla

"Bir kere dönüşmeni ben sağlayacağım ondan sonra kendi kurdunu düşündüğün her an dönüşeceksin bu arada seks yaparken ve sevişme anlarında vücudunu ele geçirebilir bu kadar bilgi yeter zamanla geri kalanını öğreneceksin"

Bir kaç adım uzaklaşıp bir anda siyah hatta siyahtan daha siyah büyük bir kurda dönüştüğünde hayranlıkla ağzımdan çıkanlara engel olamadım

"Çok güzel ve asilsin"

Bir anda hırlayarak üstüme geldi burda korkmam gerekiyordu sanırım ama ben hayranlıktan kıpırdayamıyordum kendini bana sürttüğünde gülümsedim bir kaç adım önüme geçip bana döndü tekrar ulumaya başladığında boğazımdan istemsiz bir hırıltı çıktı kemiklerimin kırıldığını ve irileştiğini hissettiğim o anlarda canım çok hafif bir şekilde acıyordu sonunda bittiğini düşündüğümde yavaşca gözlerimi açtım Jongdae'nin hayran bakışları ile yavaş bir şekilde ayağa kalktım bir anda kendimi daha güçlü hissettim istemsizce hareket ederken kendimi görmek istedim kafamı ayaklarıma daha doğrusu patilerime çevirdiğimde şaşkın ama bir o kadar da mutlu bir şekilde ulumaya başlayan Jongdae'ye eşlik ettim sanırım bundan sonra bizi kimse alt edemez...

Sonunda yeni bölüm geldi.
Bölüm hakkında ki düşüncelerinizi ve fikirlerinizi lütfen belirtin benim ilk başlarda içime pek sinmemişti ama son kısmı hoşuma gitti jsjsjsj onları sonunda ateşli bir şekilde öpüştürdüm bence ksksisjjjd

WOLF ~ChenminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin