"Kahverengi gözleri var fakat
gökyüzü gibi bakıyor."Saat altıya yaklaşıyordu. Dışarıdan ışıl ışıl görünen insan dolu kafelerden birine girdim, yabancı adam ile. Ben bir çay istedim, o ise bir sıcak çikolata.
"Kaç yaşındasın?" dedim adama öylesine.
"Yirmi yedi."
"Onun gibi... o da yirmi yedi yaşındaydı."
Adam kuşkuyla beni süzdü. Ne kadar garip biri olduğumu düşündüğü belliydi. Daha önce böyle biriyle tanışıp tanımadığını düşünmeye başlamışta olabilirdi. Garson dakikalar içinde içeceklerimizi yavaşça masaya bıraktı. Masadan ayrılınca karşımda oturan adam konuştu.
"O diye bahsedip durduğun kişi kim?"
"Sevgilim. Benim ilk ve son sevgilim. Sana onu anlatacağım."
🔻🔻🔻
"Tamam Çiçek. Kuaförden çıktım şimdi. Tam zamanında düğünde olacağım. En yakın arkadaşımın düğününü kaçıracağımı düşünmüyorsun herhalde!" Karşıdan gelen kıkırdama sesi ile gülümsedim. Bu stresli günde Çiçek hanımı güldürmeyi başardığıma göre bir madalyayı hak ettim. Sarı buklelerimi geriye doğru ittim. Tam o sırada sol taraftan gelen gitar sesiyle durdum. "Akşam görüşürüz tatlım."
Telefonu kapatıp müziğe odaklandım. En sevdiğim şarkılardan biriydi. Ve çalan kişi gerçekten güzel söylüyordu. Şarkıyı söyleyem kişi birkaç saniye içinde beni fark etti ve gözlerimin içine bakmaya başladı. Nefesim değişti. O güzel müzik arka plana taşındı birden. Yanımdan geçenler şarkının bana özel söylendiğini düşünüyordu ve bana kıskanç bakışlar atıp yürümeye devam ediyorlardı. Şarkı bana mı söyleniyordu? Bu gözler neden bu kadar güzel bakıyordu gözlerimin içine?
Şarkı bitince gitarı çalan ve şarkıyı söyleyen kişi ayağa kalktı. "Çok iyi bir dinleyicisin."
"Çok iyi söylediğin için olabilir."
"Teşekkür ederim. Bir Teoman değilim ama beni fazlasıyla cesaretlendirdin," dedikten sonra elini uzattı. Kollarında çeşitli bileklikler, her parmağında farklı bir yüzük vardı. Kaşının kenarında duran piercingi de hemen fark etmiştim. O kadar farklı bir havası vardı ki... Kesinlikle dövmesi de vardı. İddiaya girebilirim! "Ben Tugay."
Elini sıktım ve o anda gözlerimiz kesişti. Onun da beni incelediği düşüncesi içimde mayhoş bir his yarattı. "Dilara." Sessizce birbirimize bakıp kalınca gülümsedim. "Hep burada mı çalarsın?"
Ellerimiz hala ayrılmamıştı ve ben her an kalp krizi geçirebilirdim. "Genelde. Bazen barlarda ya da kafelerde çalıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Her Anım Sensin
KurzgeschichtenHer anım sensin. Sevdiğimde de, acı çektiğimde de. Veda anımızda bile benim için tüm dünya sendin ve her an sensin. -2019- ©Tüm Hakları Saklıdır.