Bülbül gibi gülistan bostandan ayrı düştüm
İstemem altın kafes vatandan ayrı düştüm
Ey gam öldürme beni bu hicran gecesinde
Zira bir güneş yüzlü handandan ayrı düştüm
Gönül feryad ediyor karanlık gecelerde
Gamlıyam bir mah cemal sultandan ayrı düştüm.
Hicran ile ne hale geldiğimi soranlar
Sormayın ahvalimi ben candan ayrı düştüm.
Selim’i kınayanlar bilmez ıstırabımı
Şu canıma can katan canandan ayrı düştüm.
Şiiri kısaca yorumlayalım. Bir telmih sanatıyla ilk beyite başlanmış. Güzel bir atasözümüz hatırlatılarak; vatanından, sılasından ayrı düşmüş bülbülü altın kafese koysanız, hürriyeti elinden alındıktan, vatan özlemi ile yanıp tutuştuktan sonra ne anlamı kalır…
O güneş gibi parlayan ve sımsıcak gülen, mutlu ve mesrur eden sevgiliden ayrı kalına bu gecede insanı en çok sıkıntıya sokan ayrılık acısıdır, kederidir. Ayrılık ölümden beterdir. Çekilesi bir dert değil. O ay yüzlü güzelden ayrı düşmek kolay mı? O sevgili ki; gönlümün güneşiydi, gecemin ay yüzlüsüydü. Ondan ayrı düşmek günlerimi geceye çevirdi, feryadımı asumana duyurdu... Ayrılık yüzünden ne hale düştüğümü soranlara diyorum ki; ne halde olduğumu sormayın. Çünkü ben canımdan ayrı düştüm.
Canından ayrı düşen ruhsuz bedene benzer. Selim’i kınayanlar çektiğim ıstırabı bilemezler. Hasta olmayan nasıl ki hastanın halinden anlamazsa, âşık olmayan da aşığın halinden ne anlar… Ben “can” dediğim, “canım” dediğim sevgilimden ayrı kalmışım. Bu dünyadan, yaşamaktan bana ne? Rahmetle yâd ediyorum, böylesi yüce padişahlarımızı. Mekânları cennet olsun. Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz olsun. SEVGILERIMLE
KonstantiNaRoSa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR YAVUZ SİİRİ
Poetryyavuz sultan Selim ve onun şiirleri Tacliya olan gizli aşkı Sah İsmail ile olan satranç oyunu Şiirleriyle Bir Osmanlı Padişahı.