Bölüm 30 : Söz mü ?

573 31 59
                                    

Bugün okula biraz erken gelmiştim Tom ile konuşabilmek için. Ama o erken gelmeyi bırak ilk iki derse bile girmemişti. Serviste de yoktu. Tabi Bill de. Telefonu olsa arardım ama artık o da yoktu ve ben tam da şu an kafayı yemek üzereydim.

Yarıyıl tatline de bir hafta kalmıştı (Almanyadaki tatil sistemi nasıl tam bilmediğim için bizimki gibi yazıyorum). Koca dört ay geçmişti iyisiyle kötüsüyle. Allah'tan derslerden yana bir sorunum yoktu.

"Gelir bence bugün okula. Endişelenme."

Sophi'ye dönerek "Umarım." diyebildim. Ona hediyeyi kendim veremediğimden ve evde duyduğum tartışma seslerinden bahsetmemiştim. Bu yüzden haklı olarak abarttığımı düşünüyordu. Derin bir nefes alarak gözlerimi yumdum ve içimden kötü bir şeyler olmaması için dua etmeye başladım. Üçüncü dersin başlamasına az kalmıştı. Ve benim hiç de ders dinleyesim yoktu.

"Bak Bill ve Tom geliyor."

Sophi'nin sesiyle aniden gözlerimi açtım ve başımı okul kapısına çevirdim. Kimseyi göremeyince sinirle tekrar Sophi'ye döndüm.

"Ne kadar da heyecanlandın. Sanki Brad Pitt geldi dedim. Gerçekten Brad Pitt gelse bu kadar heyecanlanmazdın sanırım." diyerek gülmeye başladı.

Nedense ben gülmüyordum çünkü hiç komik değildi. Gözlerimi devirerek konuştum.

"Hiç komik değilsin Sophi."

"Tamam tamam." diyerek gülmesini zorla da olsa durdurabildi ve yanıma oturdu. Dışarda bizim dışımızda birkaç öğrenci daha vardı. Ve onlar da içeri girmeye başlayınca ayağa kalkarak konuştum.

"Neyse hadi biz de içeri girelim artık. Zaten zil çalacak birazdan."

"Tamam." diyerek ayağa kalktığında onu beklemeyerek yürümeye başladım.

"Beni de beklesene Def." diye arkamdan cırlarken adımlarımı daha da hızlandırdım.

"Bu sefer gerçekten Tom ve Bill geliyor."

Olduğum yerde durarak konuştum. Bu defa kanmayacaktım.

"Yalancının evi yanmış da kimse inanmamış."

Cevap gelmeyince merakla arkamı döndüm. Bill'le Tom kapıdan içeri giriyordu ve Sophi'de yanlarına varmıştı. Büyük ihtimalle beni Tom'a şikayet edecekti ama bir sorun vardı ki Bill'in de Tom'un da suratı sirke satıyordu. Bu iyice meraklanmama neden olurken hızla yanlarına gittim.

Beni gören Tom gülümserken Bill'in ifadesinde değişme yoktu. Gülümseyerek kollarımı Tom'a sardım. Sanki aylardır görüşmüyormuşuz gibi özlemiştim onu. O harika parfüm kokusu burnuma dolarken konuştu.

"Günaydın güzellik."

"Günaydın." diyerek ondan ayrıldığımda Bill'e dönerek konuştum.

"Sana da günaydın."

"Sana gün aydı mı diye sorsana sen önce bi."

Suratı içinden söylemesi gereken bir şeyi yanlışlıkla sesli söylemiş gibi bir hâle girince konuyu değiştirmek istercesine Tom girdi araya.

"Sen dört gözle beni mi bekliyordun sabahtan beri ? Sophi dedi de az önce."

Kaşlarımı çatarak Sophi'ye döndüğümde gülmemek için kendini zor tutuyordu.

"Evet. Belki biraz beklemiş olabilirim."

Sophi daha fazla kendini tutamayarak gülmeye başladığında zil çalmıştı. Biz de sınıf kapısının önüne gelmiştik çoktan.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 02, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Almanya Sokakları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin