0.4

1.1K 104 92
                                    

'tak tak tak'
Daha yeni patron olmuş, babasının işinin başıma geçmiş olan İtachi Uchiha'nın kapısı çalındı.

"Gir!"

Kapıdan içeri giren, incecik, gencecik, daha yeni işe alınmış olan bir kızdı. Gözlüğünü düzelti ve patronunun karşısında kekeleyerek söze başladı.

"E-efendim, yeni bir ihbar aldı. Konoha sokağı.

Kız sözüne devam etti. "En yakın zamanda oraya birimlerimizi göndereceğiz." Kız sözünü bitirince izin isteyip odadan çıktı. İtachi derin bir nefes vererek tekrardan koltuğa yaslandı.

'Konoha sokağı... Konoha sokağı...' Adres bir yerden tanıdık geliyordu. Ama nereden?... 'NARUTO!'

Eskiden küçük kardeşinin en yakın arkadaşının evinin adresini nasıl unutmuş olabilirdi ki? Peki o her tarafa ışık saçan çocuğa ne olmuş olabilirdi ki?... 'MİNATO!' O adi herif diye geçirdi aklından, ve kendini ofisinden dışarı attı. Ne olduğunu öğrenmesi şarttı.

Yolda İtachi'nin aklınan milyonlarca soru geçiyordu. Minato'nun her zaman bir kaçığın teki olduğunu biliyordu, ama bu kadar ileri gideceği aklının ucundan bile geçmezdi. Peki Sasuke'ye ne diyecekti? Bütün bunları düşünürken çoktan varış noktasına varmıştı bille. Arabadan ilk inen İtachi olu. Artık bütün Uchiha polis istasyonunun başında olmuş olsada o halla bir üst rütbeli bir sağ ajanıydı. İçeride birisinin olup olmadığını düşünmeden kapıyı tekmeledi. Arkadan diğer polislerin bağırışları ve İtachi'ye sakin olması gerektiğini söyleyen polislerin sesi duyuluyordu.

İtachi kapıyı kırıp içeri girdiğinde iğrenç bir görüntü ile karşılaştı. Bira, şarap şişeleri, hazır yemek paketleri, çöpler... Peki Naruto neredeydi? Gözünü hızlı-hızlı çöpler içinde dolu olan evde dolaştırırken kalp atışlarını duyabiliyordu genç Uchiha. 'Merdivenler!' Koşarak daracık merdivenlerden üst katta yani Naruto'nun odasına koştu. O sırada diğer birimler salonu araştırmaya çoktan başlamışlardı.

İtachi kapalı olan kapıyı açtığında gördüğü şey sonucunda kendisine gelmesi bir kaç saniyesini almıştı. Her yer kan içindeydi. Odanın ortasında ise her yeri kan içinde sarışın bir genç yatıyordu. İtachi içinden lanet okuyup Naruto'ya doğru koştu. Hemen nabzına baktı... 'YAŞIYOR...' Ama nabzı çok zayıftı. Odanın içine diğer birimler geldiğinde İtachi kontrolünü kaybetmiş bir şekilde bağırıyor, birinin yardım çağırması için yalvarıyordu. İçinde çok büyük bir öfkenin büyüdüğünü hisseti.

On beş dakika sonra kendisini ambulansın arkasından hastaneye giderken buldu. Burnundan soluyor, olanları hazmetmeye çalışıyordu. Hastaneye vardıklarında Naruto'yu apar topar yoğun bakıma götürdüler. Bundan sonra tek yapılması gereken beklemekti. Sakinleşmek için hastanenin yakınlarındaki bir kafeye oturdu ve kahvesini yudumladı. Ama bu hiçbir işe yaramıyordu. O iğrenç sahne aklından çıkmıyordu. Ve kolay-kolay çıkacağınıda sanmıyordu.

Minato'yu ellerinden kaçırmışlardı. Ve ne yapacağını bilmiyordu. Ama bildiği tek ve kesin olan bir şey vardı. Naruto'yu bir daha o eve dönemesine izin vermeyeceğiydi. Sorumluluğu kendisi alıcaktı. Nefes verdi. Aklına gelen fikri sakin bir kafa ile düşünmesi gerekiyordu.

×××
Sasuke boş koridorlarda dolaşırken aklını kurcalayan şeyler vardı. Bugün Naruto okula gelmemişti. Ama neden? Bedeninin heryerini kaplayan morluklarda neyin nesiydi? Bütün bunarı düşünürken son zil çalmış, okul bitmişti. Sasuke özel şöförünün okulun dışında onu beklediğini görüdü. Ve zorluklada olsa ona aşk mektuplarını vermeye çalışan bir grup kızdan kurtulup arabaya binmeyi başarmıştı. Eve geldiğinde ise genç Uchiha, evde onu abisinin erkek arkadaşı Shisui onu bekliyordu. Shisui ile aralarında 10 yaş vardı. Bu 17 sene boyuncada Shisui Sasuke'ye hem iyi bir abi hemde iyi bir sırdaş olmuştu.

"Hey, merhaba Sasuke, günün nasıl ge—"

Shisui, sözü Sasuke'nin onu terslemesiyle yarıda kesildi.

"İtachi nerede?"

Shisui kaşlarını çatarak homurdandı. "Bilmiyorum." Ses tonundan Shisui'nin bu gereksiz yere olan kabalık gösterisinden hoşlanmadığı açıkça belli oluyordu. Sasuke nefes vererek, merdivenlerden odasına çıktı. Dinlenmeye ihtiyacı vardı.

×××

İtachi evine, yorgun argın geldiğinde onu erkek arkadaşı Shisui karşıladı. Bir hoşgeldin öpücüğünden sonra ikisi, maşada baş-başa oturmuştular.

İtachi nefes vererek konuşmaya başladı. "Shisui, Naruto'yu hatırlıyor musun?" Shisui bakışlarını erkek arkadaşına çevirip ona cevap verdi. "Evet, şu Sasuke'nin eski çocukluk arkadaşı, değil mi?" İtachi bunu başıyla onayladı. "Bugün bir ihbar aldık, Minato... Naruto'nun babası... onu öldürecekmiş." Shisui soluğunu tutmuş, korku dolu olan gözleriyle sevgilisine bakıyordu. "Bu-bu- bu çok korkunç..." diyebildi Shisui en sonunda. İtachi tekrardan onay vermek amacıyla başını aşağı yukarı salladı ve tekrardan derin bir nefes verdi.

"Shisui, bu konuyu çok düşündüm ve... onu evlatlık edineceğim." dedi İtachi bakışlarını yere çevirmişken. Ama Shisui İtachi'nin çenesinden tutarak tekrar bakışlarının buluşmasını sağladı. Ve dolmuş olan gözleriyle konuştu, "Seninle gurur duyuyorum." İtachi sevgilisini öptü. Ama bütün bu konuşmalarını soluk-soluğa kalmış bir Sasuke'nin dinlediğinden habersizdiler.

Hepinizden sonsuz özür istiyorum. İğrenç bir yazar olduğum için bana ne yaparsanız haklısınız. Açık konuşmak gerekirse okullar açıldıktan hemen bir hafta sonra kendimi inanılmaz saçma bir temponun içinde buldum. Ki garip olan şey şu ki bu tempo hiç azalmıyor. Her ne kadar fanfiction yazmaktan inanılmaz bir zevk alsamda yeni bölümün ne zaman geleceğine dair kesin bir şey söyleyemem. Yarın maçım var, bana şans dileyin ;) Hepsinizi seviyorum.
~Raru'dan sevgiler ile//💙

「A Silent Scream」-Sasunaru-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin