Karşımda sudeyi görünce çok şaşmış ve mutlu olmuştum.
-merhaba. Dedi o güzel sesiyle.
- m-m merhaba
-neden burada uyudun.?
Dediğinde o üzülmesin diye yalan söyledim.
-ya sabah erkenden geldim de bos vaktim olunca eve kadar gitmiyim burda kestiriyim dedim. Sen bos ver bunu sınavın nasil gecti ?
Dedigimde yine biraz gözleri sulanip konusmaya başladı.
- çok teşekkür ederim çok güzel geçti ama bunu neden yaptığını anlamıyorum
- senden hoşlanıyorum sude.
Dediğimde bembeyaz oldu.
-hayır ben isteyeceğin bi kiz olamam
-neden ?
Dediğimde ağlaması şiddetlendi ve yanagima küçük bi öpücük kondurup "teşekkür ederim ,teşekkür ederim." diyip uzaklaştı.
Hemen apartopar kalkıp peşinden gittim ama bulamadim.
Eve gittigimde serdar uzanmış mahvettiyi sinema buluşmasını düzeltmek icin kızla konuşuyordu.
-tatlim çok acil bisey olmasa ben seni neden ekiyim ? Lütfen affet seni seviyorum söz daha güzel vakit gecireceğiz. Tamamdir öpüyorummm.
Diyip telefonu kapattı.
-olum bu kadinlarda ne çene varmış be
-hahahaah aynen öyle knk yana kayda anlatacaklarim var sana.
-gel kanka hayırdır ne oldu.?
-bugün sudeden öpücük aldım olum artik gözüm açık gitmem
-sıktır lannn harbi mi ?
-harbi kanka ama sonra teşekkür edip kaçtı peşinden gittim ama bulamadım
-bisey olmaz büyük bi gelişme olmuş takılma buna
-aynen öyle sıradaki işimiz para bulmak.
-para mı neden ?
-kızın durumu yok zaten son paramida ineğe verdim, senin yardim etmene gerek yok Knk bunu ben tek halledicem.
-zaten istesemde edemem kanka bende de kalmadı.
Diyip güldü ve sözüne devam etti.
-eee knk ne yapacaksın ?
-bi is buldum günlük iş inşaatta çalışacağım
-kafayimi yedin olum amelemi olacaksın
-gerekirse olacağım kanka yapacak birşey yok. Gelen parayla kızla vakit geçirip akşamında aldığım kitapları ona vereceğim ders icin bi daha yüce inekten not alamam.
Diyip güldüm.
-helal olsun Knk altakilerine kurban.
Diyip yatmaya koyulduk. Sabah olmuştu ilk isim bulduğum inşaat isine gitmekti.
-selamun aleyküm ustam.
-aleykum selam koçum hoş geldin tak şu baretide ise başla
-tamamdır usta.!
Diyip başladım işe, harç yapmadan taaa çimento taşımaya kadar her isi yaptırıyorlardı insafsizlar. Zar zor akşama kadar çalıştim. Yüz lirami alıp evin yolunu tutum. Eve geldiğimde ne ayaklarim ne belim nede elim tutuyordu. Yatağa atladım. Sabah yine ajdarin sesiyle uyandım çiki ta muz muz muz. Beni uyandirip uykudan nefret ettiren o alarm sesi... Ama başka seslede uyanamiyordum. Hemen agzima birşeyler atıp yine ise gittim. Bu boyle bi kaç gün sürdü. En sonunda 300-400 biriktirdim ve kitapları aldım. Sudeyi aradım kampüste herzaman ki yerinde çay içiyordu.
-sudeeeee
Diye giriş yaptım. Biraz korkmuştu. Gözlerinindeki yaşı sildi ağladığını anlamiyim diye.
-merhaba nerelerdeydin.?
Dedi çekingen bir sesle.
-yoğundum. Ama simdi değilim. Sudee bugun çıkışta birşeyler yapmaya ne dersin.?
-neden benden uzak durmuyorsun ben seni mutlu edemem bilmedigin çok şey var.
Diyip kafasını öne eğdi.
Elimle çenesinden hafifçe tutup kafasını kaldırdım gözlerine bakıp
-hiç birşey umrumda değil tamam mı. Travesti olsan bile umrumda değil.
Dediğimde hafiften siritarak kafasini salladi.
-çıkışta simitcinin orada seni bekliyor olacağım.
Diyip güzel gözlerine uzunca baktım.
-simdi gitmem lazim. Orda görüşürüz.
Diyip dersin yolunu tuttum. Okadar mutlu ve heyecanliydim ki, 1 dakika bana 1 saat gibi geliyordu. Asırlar sonra o vakit geldi. Okul çıkışı... Kosa koşa simitcinin oraya gittim. Başladım beklemeye. Herkes çıkmıştı ama sude yoktu. 10 dk 20 dk 30 dk yok yok yok. Öyle üzülmüstüm ki... 45. Dakkida tam gitmek üzereydim ki onun sesini duydum.
-heyy.!
Allah'ım o kadar mutlu oldum ki yıllarca beklesem onun sesini duysam yine o bekleyişi unuturdum.
-heyy çok korktum gelmeyeceksin diye.
-özür dilerim cesareti mi toplamam uzun sürdü.
-sorun değil, sorun değil..
Diyip elini tuttum
-hadi gidelim.
Elini tuttuğum zaman kıpkırmızı olmuştu ve eli aniden ateş gibi yanmaya başlamıştı. Büyümüş göz bebekleriyle bana baktı.
-lütfen çekinme çocuk değiliz sana olan hisleri mi biliyorsun.
Yutkunarak.
-nereye gideceğiz ?
- planı çoktan yaptım yaklaşık bi kaç ay önce.
Dediğim zaman siritti ve utandı.
-ilk başta güzelce bi karnımızı doyuracağız oradan da luna parkkkkk
Diye bağırıp devam ettim.
- ama söyle birşey var benim yazdığım bi kitap var ismi delikanlı prensipleri ve o prensipleride hayatımda uygularim. 90. Madde 3 bapta yazdığına göre kadınlara hesap ödetmek racona ters onun için öyle bi şey teklif eder veya ısrar edersen bacaklarını kirarim ulen..
Dediğimde mahcup ama tebessüm ederek kafasını salladı.
-peki.
Yemeğimizi yemiştik ve lunaparka doğru yola koyulmuştuk sohbet ediyorduk ama kendisi hakkında hiç bir şey söylemiyordu.
-işte geldiiiik.
Jetonlari aldım ve ona bakarak.
-prensesim hangisine binmek ister.?
O kadar utanmıştı ki cevap veremedi.
-tamam ozaman küçük dozdan başlayalım.
Diyip atlı karıncalara yöneldik.
Onunla birlikteyken gözlerim hep onun üzerindeydi her saniye her dakika. Çaktırmasa bile öyle mutluydu ki sanki hep zorluk çekiyor da ilk defa böyle bi fırsat bulmuş sanki bi daha hic bulamayacakmis gibi. Onu öyle görmek beni mutluluktan öldürüyordu.
Sırasıyla gezdik çarpışan arabalara bindik ve pamuk seker yedik. En son bir oyuncak kalmıştı gondoll. Ona gondolu gösterdim gözlerime bakıp kafasını salladı.
-merak etme ben yanındayken korkmana gerek yok.
Dedim ve elinden tutup gondola doğru yürüdük.
En arka tarafa oturmuştuk en korkutucu yer. Yavaş yavaş harekete başladık bi kaç saniye sonra hızlanmaya başladığında sude çığlık atıp kafasını göğsüme yaslayıp sıkıca sarıldı.
Sanki uzay boşluğunda gidiydim ama çok mutluydum hiç bitmemesini istediğim bir boşluk. Herkes çığlık atıyor ken ben susmuş donuk bi halde sudeye bakıyordum. Öyle hoş bi duygu ki kelimelerle anlatılmıyor. İndigimiz zaman
Donuk bir suratla.
-bunu sana ödeteceğim.
-bana öyle sarıldın ya ödetsende en mesut benim.
Dediğimde
-artık gitsek mi ? Çok geç oldu.
-olur ben seni evine bırakayım.
-ben giderim zahmet etme lütfen.
-delirme lütfen hadi gidiyoruz.
-peki.
Yola koyulduk ama sude çok huzursuzdu.
-neyin var. ?
-yok birşeyim bugün için çok teşekkür ederim.
-rica ederim en yakın zamanda bir daha immm mesela yarin.
Tebessüm edip kafasını yere eğdi.
Evinin önüne gelmistik etrafı boştu ve tek katli bir evdi. Bana odasının penceresini göstermişti. Güzel boş bir manzarası vardı.
- AA unutmadan sana birşey vereceğim.
- ne ?
Çantamdan kitapları çıkarmıştım.
-ama bunlar pahalı kitaplar.
-şuanda tek değer verdiğim şey sensin.
Dediğimde bana sıkıca sarıldı. Öyle ağlıyordu ki gözyaşları üstümü sırılsıklam etmişti.
-ben bunları hak etmiyorum. Etmiyorum etmiyorum.
Diyip sözüne devam etti.
-keşke en baştan tanişsaydik, ne güzel evlenirdik.
Bu sözleri duyunca hem şok olmuştum hemde mutluluktan havalara uçmuştum.
Yanağıma bir öpücük daha kondurup
-bu gece hep seni düşüneceğim iyi aksamlar.
Diyip sessizce eve girdi.
Ben ise yanağımı tutmuş arkasından baka kalmıştım. Öyle güzel hissediyordum ki, eve nasıl vardığımı anlaşmamıştım. Yatağa uzandim. Hep aklimdaydi çıkmıyordu birtürlü. Aklıma o sözleri geldi.
"Bu gece hep seni düşünecegim."
Acaba bir çılgınlık yapıp evinin önüne gidip camdan onumu çağırsam diye.
Neden olmasın ? Koyuldum yola ama nasıl heyecanlıyım.
Penceresinin önüne geldim saat gece 1-2 civarı. Tam çalacakken oda ne değişik sesler. Hem sudenin sesi hem de farklı bir adamın.
Sude.
- bırak beni artık lütfen amca lütfen.
Ağlama sesiyle karışıktı.
-ben olmasam annen kardesinle sokaklarda sürünüceksiniz sizi atmamı istiyor musun hı ? Annen kardeşin sıkıntı çekmesini istiyor musun ?
Ağlamkalı bir sesle
-hayır istemiyorum.
-ozaman sus ve kendini bana bırak.
Gözlerimde şimşekler çakmıştı kendimi kaybetmiştim. Demek amcasından sürekli taciz gördüğü icin bu kadar acı çekiyormuş. Aniden camı kırdım ve içeri girdim etraf karanlıktı. Işığı açtım ve bağırarak.
-seni kalleş orospu çocuğu.
Diyip yakasından tutup sudenin üstünden çektim ve yere attim. Biraz yumruklastıktan sonra boğazına sarildim ve sertçe sıktım. O sırada kalleş herif yerdeki kırılmış cam parçasını koluma sapladı.
O kadar gözüm dönmüştü ki acısını hissetmedim boğazını bırakıp kolumdaki cam kırığını çıkardım. Yerden daha büyük bir parca alarak defalarca karnına sapladım. O kadar delirmistim ki sude dur artik diye bağırana kadar hic birşey hatırlamıyordum kendime geldiğimde kalleş amcası delik deşik olmuş her tarafından kan akıyordu. Elimdeki camı yere atıp ağlamakta olan sudenin yanına gittim. Kafasını göğüsüme bastirip
-şşş herşey geçecek meleğim. Hersey geçecek.
O sirada annesi içeri girmiş ve olan biteni gördükten sonra çığlık atıp polisi aramıştı. Polisler gelene kadar sudeye sarıldım.
Memurlar gelir gelmez bizi ayırdılar herkesi karakola götürdüler. Beni sorguya çektiler ve olan biteni anlattim. Sude ve annesi komple yıkılmıştı. Mahkemem çok sürmeden açıklanmisti. 15 yıl yemiştim. Serdar, ailem ve digerleri hepsi şoktaydı.
Aradan 3 ay geçmişti sudeden tek bir haber alamamıştım. Taki serdar beni ziyarete bir zarfla gelene kadar. Ağlayarak sözüne başladı.
- kardeşim benim başın sağolsun.
Ne olduğunu anlayamamıştım.
-ne oldu oğlum?
Serdar zarfı bana uzattı
Hemen alıp açtım.
"Tanışma süremiz 1 haftalıkta olsa sonsuza kadar seveceğim biricik aşkıma." diye başlıyordu mektup.
"Benim için neden kendi hayatını mahvettin hala anlayamıyorum. Tek anladığım şey beni sevdiğin. Ve benim sana aşık olduğum. Uzun zamandır ziyaretine gelmeyi düşünüyordum. Simitcinin orda olduğu gibi cesaretimi toplamaya çalıştım ama başaramadım. Benim kitabımda da bir kural vardır sevdiğim erkekle sonsuza kadar mutlu olmak. Ve burda mutlu olamayacagimiz için seni diğer tarafta bekliyor olacağım. Sakın üzülme, ay yüzlüm, mis kokulum , hayatımın anlamı. Bunları hep yüzüne söylemek isterdim. Dediğim gibi sakın üzlme. Gelmeni bekleyeceğim. Ben gidiyorum bu diyardan. Sonsuza kadar mutlu olacağımız yere. Seni seviyorum. Seni seviyorum...Evet şuanda siz benim hikayemi okurken ben parmaklıklar ardından derin derin bakıyor olacağım. Sudeme kavuşacak günümü bekliyor olacağım.
Hayat bazen acımasız olabiliyor öyle değil mi ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmeyen hikayeler...
Short StoryGerçek hayattan alınmış kimselere anlatılmamış gerçek hikayeler... insanlar buzdağı gibidir görünmeyen kısmı görünen kısmından da derindir..