Evet şuanda siz benim hikayemi okurken ben parmaklıklar ardından derin derin bakıyor olacağım işte benim hikayem...
"Olum kalk lan kalk sınava geç kaldık." Sesiyle uyandım. Üstümde çektiğim aşk acıları üniversite sınavları ve daha birsürü sorunun ağırlığıyla yataktan kalktım. "Tamam lan kalkıyorum." Serdar'la ev arkadaşıydık iyi bir çocuktu. Hemen hazırlanıp metrobüs yolunu tuttuk. "Hay ben böyle okulunda vizesizinde notununda yıllarım metrobusta geçiyor. "Diye söylenmeye başaladım. Metrobüse bindik ve oda ne ? Boş bi koltuk , hemen kaptım. Allah'a şükür çok mutluydum. Çünkü metrobüste boş koltuk bulmak çölde susuzken su bulmakla aynı şeydi. Kafamı cama yasladım ve düşünmeye başladım. "Bu kızlar neden böyle.?" Ben sevdiğine sadık biriydim sevdiğim için canımı bile verirdim. Ama ne yazık ki onlar için bunu diyemeyeceğim hangi kızı sevdiysem hep terk edip gitti beni. Onlar terk edince yine suçlu biz oluyorduk odun biz oluyorduk peh. Okula varmıştık koşa koşa sınav yerine gittik. Oh be yetişmiştik. Zorlu bir sınav sonrası Serdar'la kahve içmeye gittik üniversitenin kantinine. "Kanka sınav nasıldı.?" Dedi Serdar. "Valla kanka kız arkadaşlarımın bana attığı boynuzlardan daha çok acıttı." Dediğimde Serdar kahkahaya boğuldu. O sırada gözüme yine o kız takıldı mavi şaçları vardı ve siyahmı siyah gözleri. Uzun zamandır rastlıyorduk birbirimize dikkati mi çok çekmişti çok tatlı bir kızdı. Ama bir sorun vardı bu kadar tatlı ve sempatik olmasına rağmen hiç konuşmazdı okuldaki herkes bunun yüzünden kıza özürlü diyorlardı. Tabiki bu benim dikkatimi daha çok çekmişti. "Dünyadan Apo'ya dünyadan Apo'ya cevap ver apo." Sesiyle kendime geldim. "Ne oldu lan" "olum sabahtan beri dalıp gitmişsin kendine gelde kahveni soğutmadan iç." Evet haklıydı o kızı ne zaman görsem dalıp gidiyordum. Kendi kendime hayal kuruyordum evleneceğimiz hayali... aradan 3 gün geçmişti sınavlar bitmek bilmiyordu. Sinirli sinirli sınav salonundan çıkarken pat yere düştüm. Oda nesi mavi saçlı kızda yerde ders notlarıyla birlikte. Heyecanlı bir şekilde kalkıp notlarını topladım o hala yerdeydi. Elimi uzattım kaldırmak için ama elime vurup geri itti. O sırada oradaki insanlar gülüp dalga geçiyordu. Elimden notlarını alıp ağlayarak koşmaya başladı. "Dur gitme özür dilerim..." dedim ama arkasına bakmadan koşup gitti...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmeyen hikayeler...
Historia CortaGerçek hayattan alınmış kimselere anlatılmamış gerçek hikayeler... insanlar buzdağı gibidir görünmeyen kısmı görünen kısmından da derindir..