354elida
birasktirkitap 👈 sizlere destekleriniz için sonsuz teşekkür ederim sevgili yazarlar.....Umarım beğendiğiniz bölüm olur sevgiyle kalın..
Evin açık kalan kapısından giren canan herkesi şok etmişti. Göksu annesi'nin gelişini kabullenemezken konuşmakta zorlanıyordu. Tek kelime etmeden genç kız üst kattaki odasına çıkıp yatağına oturdu. Canan peşinden gitmek istesede cesaret edip gidemiyordu. Belkide her şeyi anlatmanın zamanı gelmişti. Kızının her sorusuna cevabı vardı. poyraz dayanamayıp, öylece ayakta duran kadına yaklaşıp,
"Hoş geldiniz." Canan poyra'zın konuşmasına karşılık,
"Benim buraya gelmem ne kadar doğru bilmiyorum gelmem gerektiğini söyledin geldim. Ama şunu unutma senin bildiklerini göksu bilmiyor ve bana olan siniri asla geçmeyecek ikimizde biliyoruz ki ben onu bırakıp gittim kızım ortada yokken ben onu ölüme bırakıp gittim." Poyraz cananın karşısına oturup,
"Biliyorum kolay olmayacak ama affedecek mecbur kaldınız gittiniz aslında bu gün burda olmamam gerekirdi. Sizin bu gün geleceğinizi keşke önceden bilseydim. Bana gelmeyeceğinizi söyleyince burda bulunmak zorunda kaldım. Bakın Göksu tehlikede ahmetin tüm düşmanları onu arıyor pek temiz bir adam denemez kızınızın gerçekleri öğrenmesi lazım. Poyraz konuştukça ecem şaşkın vaziyette poyraz ve cananı izlemekteydi. Genç kız dayanamayıp kendini toplayarak konuşmaya başladı.
"Canan teyze neden? Gittin ve şimdi bu konuşulanlar ne demek oluyor. Poyraz seni nerden tanıyor? Göksu,nun bilmediği neler var?" Poyraz her şeyi anlatmanın zamanı geldiğini düşünüp,
"Bak ecem göksu'nun bilmediği şeyler var canan hanımı ben araştırdım buldum gittim konuştum mecbur kalmasaydı gitmezdi. Şimdi birlik olma zamanı o iyi değil hep enkaz altında kalan göksu oldu şimdi sen canan hanımın yanında otur ben göksuya konuşup gelicem." Canan bir ümitle poyraza bakarken ecem üzerindeki şoku atamamış öylece oturuyordu. Poyraz sakin şekilde göksu"nun odasına gitmişti. Açık duran kapıdan içeri girip, sevdiği kadının yanına yatağa oturup konuşmaya başlamıştı.
"Biliyorum çok kızgınsın bana annene baban olacak o adama ama bilmediğin şeyler var kolay olmayacak sana diyemem hemen atlatacaksın da diyemem. Anneni ben buldum seni bırakıp gittiğim gün erhandan başka kimse bilmiyordu. Onu tehlikeye Atamazdım. Neden gitti diyeceksin bunu sana benim anlatmam doğru olmaz annenin anlatması gerekiyor. Bana güvenmiyorsun? Senin yerinde olsam emin ol bende aynı şeyleri düşünürdüm. Kolay şeyler yaşamadın hak veriyorum. Ama şunu unutma herkes ikinci şansı hakeder o senin annen." Poyraz konuşmasını sonlandırınca Göksu konuşmaya başlamıştı.
"ANNEM evet annem ama beni bırakıp giden öldü mü? Ne halde diye düşünmeden eşyaları satıp giden annem sonra kızının haline acıyıp yeni esyalar yollayan annem ya ben o adamların elindeyken her gün annemi merak ederken o gitti bi tek o değil sen de gittin. Babamı öldürdün intikamını aldın. Daha ne kaldı yapmadığınız."
"Göksu bak haklısın bu söylediklerinin cevabı annende onunla konuş her şeyi anlatınca hak verirsin umarım." Göksu gözlerini genç adamın gözlerine sabitleyerek,
"Peki senin anlatacak birşeyin yok mu? Neden yaptın hep bir açıklaması var diyosun ama ben hiç birşey bilmiyorum."
"Benim hakkım da ne öğrenmek istiyorsun? Sor hadi cevaplıcam."
"Tüm hayatını neden bu kadar içine kapanıksın." Poyraz ayağı kalkıp,
"Benimle ilgili tüm gerçeği öğrenmek istiyorsan üzerini değiş seni aşağıda bekliyorum." Genç adam odadan çıkıp aşağı inmişti.
Göksu üzerini değişip. Aynada son kez kendine baktı. Solgun yüzüne göz altları yorgunluktan morarmış haldeydi. Umursamadan aşağı indi annesinin yüzüne bakmadan.
Genç adam göksunun aşağı indiğini görünce "hazırsan çıkalım." Göksu ise durgun haliyle,"Hazırım çıkabiliriz." Demesiyle ecem meraklı tavrıyla,
"Bi dakika nereye gidiyorsunuz." Demiş göksu'dan cevap beklemişti. Göksu kapıya doğru giderek en yakın arkadaşına,
"Biraz işimiz var dönünce konuşalım." Demiş üzerine ekleme yapmıştı.
"Bu arada işi kabul ettiğimi iletirsin." Deyip arabada bekleyen poyrazın yanına gitmişti. Erhan göksuyu görmesiyle, arabanın ön kapısını açmış araca binmesini beklemişti.
Göksu bu tavırdan fazlasıyla rahatsız olduğunu belli ederek,"Benim elim kolum var erhan lütfen bir daha tekrarlama hava soğuk eve gir sıcak birşeyler iç biz patronun kadar vicdansız değiliz."Deyip erhan'ın cevap vermesini beklemeden araca binmişti poyraz söylediklerine sinirlensede ortalık karışıkken daha fazla gerginlik yaratmanın anlamı yok diye düşündü.
Yarım saatlik yol boyunca iki genç tek kelime etmemişti.
Göksu sessizliğe dayanamayıp,"Nereye gidiyoruz sorabilirmiyim." Demesiyle poyraz aracı durdurup,
"Geldik zaten hadi in." Demiş iki genç araçtan inmişti.
Göksu etrafına bakıp,
"Iyi de burada eski binadan başka hiç bir şey yok."
"Evet yok burası beni karanlığa iten yer." Genç kız şaşkın bir vaziyette,
" Bu binayla ne alası var?"
"Sana anlattıklarımın hepsi bu terk edilmiş yetiştirme yurdunda yaşandı." Göksu bir an olsun söylediklerine pişman olmuştu baba dediği adam ölümü haketmişti. Poyrazın bu durumda olmasının tek nedeni yaşadıklarıydı. Unutamazdı belkide ama derman olmaya çalışırdı. Sadece iki gencin yanlız kalıp tüm gerçeğiyle hayatlarını birbirine açmaları gerekirdi.
Bölüm sonu....
Umarım begenirsiniz sevgiyle kalın...
GÖZDE DEMİRBAĞ👍👍👍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN ADAMI
FanfictionKARANLIĞIN ADAMI Herşey intikamla başlamıştı masum bir çocuğun hayatı çalınmış tüm yükler omuzuna bırakılmıştı. Ailesi tarafından terk edilmişti poyraz taki haydun onu evlatlık alana kadar ne kadar kendisini geliştirsede şiddetle büyümüştü poyraz h...