ZULÜM

313 7 0
                                    

Göksu poyrazın emirlerine daha fazla katlanamayacaktı. Yattığı koltuktan yavaşça doğrulup, ayağı kalkmayı başarmıştı. Biliyordu ki poyraz istemediği sürece göksu evden adımını atamayacaktı. Poyrazla yüzyüze gelen göksu gözlerini bir dakika bile ayırmadan,

"Sana güvenmek istedim tabularını yıkmak istedim. Olmadı bir anda hayatımın ortasına pusu kurdun attığım her adımdan haberin varken ben deli gibi seni merak ettim affetmem dediğim adamı affettim. Ama bak olmadı herşey daha beter hal aldı. Sen sen değilsin seni tanımak istedim. Doğru çünkü senin her zerreni sevmek istedim bu akşam yaptığını asla unutmayacağım eğer ben şu lanet merdivenden düşmeseydim bana tecavüz edecektin kendini tanıttığın için sağol beni ömrünün sonuna kadar bu lanet evde tutsanda sana dönmem öleceğimi bilsem sana dönmem.."

"Bittimi? Göksu."

"Okadar şeyden sonra sadece bunumu söylüyorsun. Sana inanamıyorum. Bu kadar vurdum duymaz olamazsın."

"Bittiyse odana çık  beni daha fazla sinirlendirme."

"Sen gerçekten adi adamın tekisin ne halin varsa gör  ama şunu unutma her insan hata yapar senin geçmişin benim yüzümden değil benimle boşa vaktini harcama derim. Emin ol bir gün sen bile bu yaptıklarına inanamayacaksın ama çok geç kalmış olacaksın."

Göksu yavaş adımlarla yukarıda bulunan yatak odasına girip kapıyı kitlemişti. Artık poyraza güvenemezdi yatağa uzanıp akan gözyaşlarını durduramadı hıçkırıkları duyulmasın diye ağzını kapatsada kendine engel olamıyordu."

Poyraz göksu odaya çıktıktan sonra kanepeye oturup iyice yayılmıştı. Erhan dayanamayıp yanına oturdu,

"Abi bu böyle olmaz bir çözüm yolu olmalı kız ne halde sana değer vermesem onu alıp evine bırakıcam ama beni engelliyorsun. Seviyorsun bellide neden acı çektiriyorsun onun bir suçu yokki."

"Biliyorum erhan onu ilk gördüğüm gün okadar masum duruyordu ki ona zarar veremeyeceğimi aslında o gün anlamıştım."

"Tamam işte sende biliyorsun ki o suçsuz sana zarar gelsin istemiyor mücadele ediyor evet biraz hırçın bir kız ama ona da hak vermek gerekmezmi?"

"Ben onun gözünde adi herifin tekiyim erhan bu akşam ona yaptıklarımdan sonra beni asla affetmez onu anlıyorum ama ben böyleyim öfkem hep ön planda yapcak birşeyim yok."

"Aslında var."

"Neymiş o var olan şey."

"Tedavi ona durumu anlat ozaman seni affeder sonra tedavini ol abi emin ol evlenir bile seninle o kız seni seviyor ama değişmediğin için sana güvenemiyor."

"Bak aslanım ben deli değilim evet ben bir tranva geçirdim doğru ama deli değilim ben buyum değişmem ve göksu benimle evlenecek hemde hemen."

"O nasıl olacak?"

"Sen işlemleri hallet imza işini hallederiz kendi rızasıyla atacak o imzayı."

"Abi yanlış anlama ben işlemleri halledeyim de bu kız bu durumda seninle evlenmez o imzayı atmaz."

"Sana kim dediki atacağı imzanın evlenmek için olduğunu bileceğini orasını ben halledicem sen şu belediyedeki nikah memurunu falan hallet  gerisini bana bırak yakın zamanda göksu benim karım olacak."

"Bunu ona nasıl yaparız yıkılır zaten zor zamanlar geçiriyor beni yanlış anlama abi ama ben yapamam o benim ölen kardeşimin yerinde ona bunu yapamam beni de siler."

"Peki erhan bana olan can borcun var bunu unutma hem emin ol bu şekilde beni affetmesi daha kolay olacak."

"Senin sayende bir çok şey kazandım ben iyisiyle kötüsüyle yanında oldum yapıcam bunu ama kesinlikle işin içinde benim olduğumu bilmeyecek."

"Sen ne zamandan beri bana şart koşuyorsun erhan sana ne dediysem onu yap gerisine karışma yapmayacaksanda kendine başka iş bul seni kardeşim bildim ama yanımda olmayacaksan sen bilirsin."

"Ne olursa olsun sana yemin ettim beni öldürsende yanından ayrılmam peki tamam nasıl istiyorsan öyle olsun halledicem ama daha fazla gitme üstüne."

"Tamam anladık erhan papağan gibi tekrarlama yat uyu dinlen."

"Benim işim var abi şu adamları halledeyim. Sabah gelirim."

"Iyi tamam kısa sürsün dediklerim onu kaybedemem anladın mı?"

"Anladım iyi geceler." Erhan  oturduğu koltuktan kalkıp evden çıkmıştı poyraz öylece oturup boş  boş tavanı izleyip,

"Beni affet göksu başka yolu yok seni kaybedemem." Diyerek uykuya teslim etmişti kendini.

Sabahın ilk ışıkları olmasına rağmen göksu bir dakika bile uyumamıştı. Yataktan kalkıp, lavaboya ilerledi aynadaki yansımasına baktı dudağındaki kurumuş kanı yıkanmasına rağmen kötü bir görüntü sunmuştu ortaya merdivenden düşmesinin bir kötü yanıda bacağındaki ağrıydı yüzünü hafifçe buruşturup bacağını ovaladı ılık bir duş almanın iyi geleceğini düşünürek lavabodan çıkıp valizinden birkaç ihtiyacını alıp, duşa girmişti.

Poyraz gözlerini açtığında kanepede oturduğu vaziyette uyuduğunu fark etmişti  hiç bir şey poyraz için kolay değildi göksuya hiçbir zaman kötü davranmak istememişti. Ne kadar istemesede farkında olmadan ona zarar veriyordu. Oturduğu kanepeden kalkıp bahçeyi gören uzun camın başında durup dışarıyı seyretmeye başladı.

Poyraz kendini çıkılmaz sonu karanlık bir yola sokmaya başlamıştı acı çekiyordu. Kendine engel olamıyor ne yaparsa yapsın kurduğu oyunlarda başarılı olamıyordu. Tek istediği sevgiydi belkide sevilmek babası bunu ondan eksik etmemişti kendi oğluymuş gibi benimsemişti ama bu poyraz için yeterli değildi. Onun ihtiyacı olan göksunun sevgisiydi onun göksuya ihtiyacı vardı. Bütün gece ağladığını duymuştu ama gidip teselli edecek yüzü yoktu onu bu hale getiren kendisiyken nasil yanında olurdu. Yıpranıyordu genç adam yok oluyordu kalbine kendi hançerini sokmuş kanatıyordu.  Artık kaybedecek çok şeyi vardı genç adamın yavaş adımlarla camdan uzaklaşıp kanepeye oturup düşünmeye başladı.

Göksu duştan çıkıp üzerine siyah tayt salaş görünüme sahip olan buz rengi kazağını giydi saçlarını kurutup aynadaki yansımasına baktı ne umutlarla gelmişti bu eve belkide daha farklı olacaktı. Her şey ama istediği gibi ilerlemeyecekti karşında gözü kör olmuş bir adam varken sevemezdi poyrazı acı çekmek istemezken kendini uçurum kenarında bulan yine göksuydu gelmemeliydi onun söylediklerini önemsemeyecek affetmek için adım atmayacaktı. Aşağı inmek istemiyordu genç kız karşılaşmak canınını yakıyordu. Göksu her anı düşünürken poyrazın göksu diye seslenişini duydu ona yenilmiyecekti. Ne yüzle hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu.

"Göksu aç şu lanet kapıyı"

Genç kız yavaş adımlarla ilerleyip anahtarı çevirdi bunu yapmasa bile biliyordu ki poyraz kapıyı kıracaktı. Poyrazın içeriye girmesiyle göz göze geldi iki genç dilleri konuşmaya cesaret edemedi ama gözleri ahenkle dans eder gibi sohbet ediyordu..

"Çok korktum kendine bir şey yaptın diye çok korktum."

"Korkma ben artık kimseden korkmuyorum ölümden bile..."

"Ah göksu böyle olsun istemedim sadece sevdim bir gel gör şu kalbimi."

"Ah be adam bir güvene bilsem sana aşığım diye bilsem her zerrene olmuyor hataların el vermiyor gelişime."

SAATLER GEÇSE BİLE  İKİ GENÇ BÖYLE DURUP GÖZLERİYLE DERTLERİNİ ANLATMAYA DEVAM  EDECEKLERDİ DILLERI SÖYLEMESEDE GÖZLER YALAN SÖYLEMEZDİ.
..

BÖLÜM sonu çok geç oldu biliyorum af eyleyin beni en kısa sürede kaldığımız yerden devam edicez.. umarım begenirsiniz

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 28, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARANLIĞIN ADAMI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin