Herkese iyi okumalar umarım beğenirsiniz yorum atarsanız çok sevinirim aslında :D
Karşımda siyah maskeli adamı görünce
"Siyah !" diye bağırdım.
Siyah bizim kodumuzdu yani bir çok kodumuz vardı ama siyah en kötü olanıydı yani yakalamaya çalıştığımız kişi. Adam elindeki pamukla beraber üstüme hızlı bir şekilde gelmeye başladığında - boşuna dövüş kursuna gitmemiştim - reflekslerim çok hızlanmıştı kolundan tutup pamuğu onun burnuna yaklaştırdım ve direnmeye başladı bizimkiler yanıma koşup adamı tutmuşlardı. Ama adam hala direndiğine göre nefesini tutuyordu. Suratı morarmaya başladı.
"Eğer ölürse bir şey öğrenemeyiz." dediğimde Karen mutfağa doğru koştu ve cam su şişelerinden birini adamın kafasında kırdı adam sonunda yere düşmüştü. Sam ve Karen onu içeriye taşırken bende sesli bir şekilde düşünüyordum.
"Demek ki bu sırrı korumak uğruna ölebilirdi. Sam kalbi atıyor mu ?"
"Sakin ol ölmedi yaşıyor istediğimiz soruları sorabiliriz." kafamı çevirdiğimde Karen'ın adamı incelediğini fark ettim.
"Karen neden adama öyle bakıyorsun ?"
"Niye maskesini çıkartmıyoruz ? Ya oysa aramızdan olup bize ihanet etmeye kalkan ?" mantıklı konuşuyordu.
"Kim açmak ister ? " diye sordum pek istekli değildim kimin bize ihanet ettiğini öğrenmeye. Sam "Ben yaparım." dedi ve adama yaklaştı. Maskesini yukarı kaldırdığında gördüğüm yüze çok şaşırmıştım.
"O Kristian mı ?" diye soran Karen'a kafamı çevirdim. "Ben ilk başından beri ondan nefret etmişimdir."
"Kızlar bu soru bir tek benim aklımda mı var ?" deyince ikimiz birden Sam'e baktık. "Yani eğer Kristian bizim düşmanımızsa kardeşi Jason kimin tarafında ?"
"Jason'ın bu işlere bulaştığını pek düşünmüyorum." dedi Karen onu savunurcasına "Sonuçta arkadaşımız."
"Ona anlatmamamız çok iyi olmuş ama farkındaysanız kesinlikle bizden daha büyük gibi duruyor bence ona güvenmemeliyiz." diye fikrimi ortaya koydum.
Bu bir haftada resmen bir grup gibiydik dışarıdan sadece takılan üç liseli sanabilirlerdi ama biz aslında büyük bir iş üzerinde çalışıyorduk. Hepimiz biraz da olsa değişmiş ve olgunlaşmıştık. Bazı şeyleri çocuk gözünde değil de olgun gözüyle bakıyorduk ve bu düşünmemizi kolaylaştırıyordu. Evet oradan çıkan kişi Kristian'dı ama pek şaşırdığımı söyleyemezdim.
"Ben zaten Jason dan gariplik sezmiştim." dedi Sam .Karen araya girip "O kıskançlıktan olmasın." dediğinde bana baktı sonra tekrar Sam'e baktı.
"Karen Jason'a değer verdiğini biliyorum ama ona eskisi gibi çok güvenemezsin." dediğimde kafasını olumlu anlamda salladı "Haklısın size haksızlık ettim."
"Günlerdir aramadılar veya iletişime geçmediler hala aynı şeyi yapmaya devam mı edeceğiz."
"Kristian'a bağlı belki bize bir şeyler anlatmayı dener." dediğinde Karen Sam'e "Bence intihar bile etmeye kalktıysa açıklayacağına pek olumlu gözle bakmıyorum."
Kristian sesler çıkarmaya başladığında hepimiz ona döndük.
"Siz üç bücür beni yenebileceğinizi mi düşündünüz ?" Dediğinde aklıma kurallarımdan biri geldi birini korkutmak istersen her şeyi söyle ama eğer biri bunu sizin üzerinizde yapmaya çalışıyorsa asla inanma.
"Şu an elin kolun bağlı bir sandalyede oturuyorsun farkındaysan." dedim. Karen da devam etti.
"Kristian bunu düşünmüyoruz uygulamaya geçirdik bile." dediğinde
"Aynen onların söylediklerinden." dediğinde Sam'e baktık ciddi misin sen dostum ? bakışımı ona attım oda kafasını olumlu anlamda salladı. Evet biraz önce çok düzgün bir şekilde bakış atmıştım Karen bana son bir kez anlatmayı denediğinde bu sefer başarılı olmuştum.
"Siz çocuklar cidden safsınız ben buraya tek başına gelecek kadar saf değilim."
"Ya bak eğer biriyle gelmiş olsaydın şimdiye kadar gelirdi bizi yalanlarla korkutamazsın anladın mı ?"
"Şimdi söyle bakalım bizden ne istiyorsun ?" diye sordum.
"Ah Kath bunu sana söyleyemem." yanına doğru yaklaştım "Bunu zaten herkes söyler bu arada gözünün üstünde ki morluğu kim yaptı ?" diye sordum.Bana bakıp "Gözümün üstünde bir morluk..." cümlesini tamamlayamadan gözünün üstüne yumruk attım. "Ah bak var bu arada şimdi fark ettim ben yapmışım o morluğu." dedim ve küfredercesine güldüm. Karen morluğa doğru bakıp "Şimdi anlat bakalım yoksa o morluklar gittikçe çoğalacak."
"Senin ölmen gerek Kath seni neden istediklerini anladın mı sen gelecekte bizim elimizdesin seni öldürebiliriz anlıyor musun ?"
"Gelecekteki beni öldürmek beni etkilemez farkında mısın ?"
"Ama seni dünyadan silebilir."
"Ah seni geri zekalı hiç mi dizi izlemiyorsun." diye isyan etti Karen "Hem biz geleceğe gidip onları kurtarırsak..."
"Bir dakika ne yapman gerektiğini bilmiyorsunuz değil mi ?" asla ve asla bilmediğiniz şeyleri ona çaktırmayın bunu koz olarak kullanabilir.
"Ne yapmamız gerektiğini gayet iyi biliyoruz gelecekteki ben ölse bile ben geleceği şu an yaptığım hareketlerle değiştirebilirim."
"Gelecek yazılmıştır bu imkansız."
"Anlayamıyorsun değil mi benim gelecekteki halimde bu anıların olduğundan emin değilim. Arıca sen neden buradasın hiç anlamıyorum senin zaman dilimin burası mı yoksa sende mi gelecekten geldin ?"
"Sana hiç bir şey söylemeyeceğim." Sam oturduğu sandalyeden kalktı ve Kristian'ın suratına yumruğu geçirdi.
"Seninle daha fazla uğraşmayacağız bize her şeyi anlat yoksa seni öldürene kadar döverim."
"Hadi beni öldür Sam. Hadisene !"
"Seni öldürmeyeceğim Kristian seni döveceğim sana acı çektireceğim seni öldürmekten daha beter bir hale getireceğim."
Sam aniden sinirlenmişti neler olduğunu pek anlamadım ama büyük ihtimal bundan bunalmıştır ve artık bitmesini istiyordur.
"Bu söylediklerini yapamazsın çünkü buraya gelecekler ve hepinizi yakalayacağız bu konu hakkında bilgisi olan herkesi yakalayacağız ve bunu biz bitireceğiz."
"Biz derken kimler sizin tarafınızda ?" diye sordu Karen.
"Bizim tarafımızda olanları neden size söyleyeyim ki."
Genelde filmlerde adamlar ötmüş olurdu bu niye konuşmuyordu hiç anlamıyorum ama sinirlerimin bozulduğunu anlayabildiğime emindim.
"Seni geri zekalı kötüler hiç bir zaman kazanmaz ki."
"Bizim zamanımızda evet kötüler kazanır." dediğinde ona doğru gülümseyip "Yani gelecekten geldin ?" dedim.
"Kendinizi zeki sanıyorsunuz değil mi sizi küçük ucubeler?" Karen ona doğru bağırıp "Hayır sanmıyoruz öyleyiz !"
"Siz o savaşı kazanamazsınız anlıyor musunuz ?"
"Kazanabileceğim için beni yanınızda tutuyorsunuz ama ?"
Bir dakika bir dakika ne savaşı ne savaşı ya ben bir savaşı durduramam ki ben daha matematik dersinden bir alarak geçiyorum ne savaşı ya ? Kafamı Karen'a doğru çevirdiğimde bana doğru baktığını fark ettim suratı bembeyaz olmuştu.
Kapıdan sesler gelmeye başlayınca kafamızı hep beraber kapıya çevirdik. Kapıya yaklaşmak için bir adım atmaya başladığımda kapı kırıldı ve gördüklerimle kafamdan vurulmuş gibi hissettim belki de gerçekten vurulmuşumdur çünkü biraz önce içeriye iki tane silahlı adam girdi. Allahım ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu.
Bölüm çarşamba günü gelir evet arayı baya uzattım ama nakil işlemleriyle uğraşmam lazım üzgünüm :(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişim Geleceğime
Science FictionGizli bir arama yoksa sadece telefon sakası mı ? Peki hayatı bu sıralar garipleşen bir insan bir bunu nasıl algılar ? Yeni tanıştığı birini aslında bu kadar yakından nasıl tanıyabilir ? Aramaların arkasında ki kim olabilir ? Olayı çözebilecek tek ki...