İlk başta çok özür dilerim geç geldi kusura bakmayın ve işte yeni bölüm
Bu durumlarda insanlar mantıklı düşünmeliydi ama etrafımda olan şeyler yüzünden kafamı veremiyordum. Kristian bir yandan ben söylemiştim deyip gülüyor. Evimin içinde silahlı adamlar var ve kıpırdamayın diyorlar hadi ama sizde şu manzaraya baksanız bu durumda siz düşünebilir miydiniz ?
Merdivenlerin yanında duruyordum. Karen Kristian'ın arkasında. Sam de masaya yakın duruyordu hepimiz farklı yerlerdeydik ve ah düşünemiyordum. Peki eğer ben hızlı bir şekilde merdivenlerden koşarak çıkarsam ve kapıyı kilitleyip polisi ararsam ne olur ? Ah hayır asla o kadar hızlı olamam ki. Adamlar daha da yaklaşmaya başladılar yapacak başka bir şey yoktu tüm gücümle merdivenlere doğru döndüm.
Aynı anda Karen'ın ağzından
Kath merdivenlere yönelince silahlar da ona doğru yöneldi.
"Durun !" diye bağırdım kursa yazıldıktan sonra her zaman cebimizde olan küçük bıçağı Kristian'ın boğazına dayadım. "Durun yoksa boynunu kargo ile geleceğe yollarım." evet garip tehdit etme şekli ama işe yaramıştı silahlar bana doğru çevrilmişti aman ne harika.
"Bırakın o silahları !" dediğimde bana alaycı bir şekilde güldüler. "Seni mi dinleyeceğimizi sandın seni küçük kız bıçağı tutarken bile titriyorsun eminim daha önce birini bile öldürmemişsindir."
Sanki öldürmek büyük bir marifetmiş gibi söylemişti ama onların benim dediğim şeyi yapabilmeleri için onlara haklı olduğumu göstermem lazımdı. Tabii ki onu öldürmeyecektim ama o imayı vermekte önemliydi. Konuşursam sesim titreyebilirdi güçlü olmalıyım."
"Bana inanmıyorsunuz." fena değildi. Bıçağı boğazına biraz daha bastırıp kan akmasını sağladım. "Bana inanmıyorsunuz öyle mi ?!" bağırmaya başladım evet insanlar delilerden korkar değil mi? Adamların renkleri beyaza atmıştı. "Şimdi bırakın o silahları." adamlar yavaşça silahları yere koydular. "İtin onları." yere eğilmeye başladıklarında "Ayaklarınızla." dedim.
Katherina'nın ağzından
Merdivenlerden sessizce çıkmaya başladım. Eğer ses çıkartırsam bir kez daha kurtulamazdım. Odama geldiğimde hızla polisin numarasını çevirdim. Adresi verdim ve acele etmelerini söyledim.Bu katta aşağıdakileri etkisiz hale getirebilecek şeyler olmalıydı.Babam sürekli yurtdışında olduğundan annem ve ben evde tek kalıyorduk yani annemin kendini bu durumlarda savunabilmesi için odasında bir şeyler olması gerekliydi. Annemin odasına gittim ve kapıyı yavaşça kapadım. Acaba evde silah var mıdır ? Ah tamam ne saçmalıyorum bu evde silah olması imkansız. Annemin dolabını yavaşça açtım ve içindekilere baktım sonra diğer dolabına bu kadar titiz olmaktan vazgeçip dolabındakileri yere boşalttım. Biber gazı vardı. Aslında biber gazı gerçekten işe yarayabilirdi. Ama ellerinde silah olmasaydı daha iyiydi. Polis gelene kadar bekleyemezdim bir şeyler yapmam lazımdı. İki tane biber gazı olan şişeyi aldım ayrıca yukarıda buldum cam şişeyi de aldım . Eğer arkalarından gidersem başarabilirdim. Merdivenlerden inmeye başladım. Sam i görebiliyordum. Ona doğru bakıp şişeyi gösterdim. El hareketleriyle bu şişelerden birini ona atacağımı ve onunda onun tarafında olan adama doğru sıkmasını söyledim. Yavaşça arkalarından dolanamazdım beni fark ederlerdi yada Kristian söylerdi. Şu an merdivenin ortasındaydım iki adamı görüyordum bana arkaları dönüktü tam merdivenlerden aşağıya doğru koşmaya başladım her şey ağır çekim gibiydi koşarken elimde ki şişelerden birini Sam e doğru fırlattım şişeyi yakalayıp adamın suratına doğru sıktı bende diğer adamın üstüne atladım ve yere düştük elindeki silah çok uzağa düşmüştü bende diğer şişeyi adamın suratına sıktım. Kalbim çok hızlı atıyordu eğer imkansız olduğunu bilmesem saniyede yüz kez atıyordu diyebilirdim. Kafamı kaldırdım adam hala bağırıyordu yukardan getirdiğim cam şişeyi kafasında kırdı. Ne zaman bu kadar cani olmuştum acaba korkudan ne yaptığımı bile bilmiyordum adamı sandalyeye oturturdum ve iple bağladım. Sam'e baktığımda onun da aynı şeyleri yaptığını fark ettim. Sonunda oturabildiğimde siren sesleri duydum. Karen'a bakıp
"Bıçağı sakla." dedim "Neden ki ?" diye sordu ona ciddi misin gibisinden baktım. "Kendimizi savunuyorduk hem saklamak daha kötü olur." dedi.
Gidip kapıyı açtım karşımda polisler vardı.
"Çekilin bayan ." deyip resmen beni ezip geçtiler. Burası benim evim hadi ama. İki polis içeri girdi. Sonra içlerinden biri bayan diye bana seslendi.
"Siz bence bu işte gayet iyiymişsiniz." dedi ve adamları gösterdi. "Oysa ki telefonda acele edin diyordunuz."
"Adrenalin sağ olsun ." dedim
Adama yaptığımız açıklama sonrası üçümüz evde oturuyorduk. Hiç bir şey olmamış gibi oturuyorduk. Ne kadar saçma. Bir saattir burada oturuyoruz sessizce hiç konuşmadan. Sonunda dayanamayıp ayağa kalktım.
"Ne kadar garip bir gündü değil mi ?" dediğimde ikisi aynı anda "Otur ve konuşma" dediler.
İkisine de garip bir şekilde baktım ve yerime geri oturdum. Biraz önce evime iki silahlı adam girdi ve onları etkisiz hale getirdik. Gelecekten gelen abim onlara yardım etmem gerektiğini söyledi ve bir anda uçup gitti. Hayatım ne kadar da güzel. Yeniden ayağa kalktım.
"Ben bu şekilde oturmaktan sıkıldım ve biraz daha böyle oturursak eminim ki hepimiz kafayı yeriz." dediğimde Karen bana baktı.
"Kath ben çok kötüyüm hayır hayır dur kötü değilim garibim. Ben çok garibim. Birini öldürmekle tehdit ettim bıçağı boğazına dayadım ve bastırdım birinin kanını akıttım. Biraz önce garip bir polisiye filminden çıkmış polisler ve bir bilim kurgu dizisinde aslında iyi olan ama kötü gözüken bir grup genç insan gibiydik ve bu... ve bu harika bir histi."
Karen a baktım biraz önce içimde yaşadığım hisleri sözlerle anlatmıştı. Sam Karen'a malmış gibi bakıyordu. Bende Karen'ı kolundan tutup ayağa kaldırdım ve o her zaman ki sevinç sıçrayışımızı yaptık.
"Evet bu çok güzel bir histi." deyip gülmeye başladık. Bu korkunun vermiş olduğu mallığa bağlanmış bir sevinç türüydü. Evet ne kadar saçmaladığımdan bunu çıkartabilirsiniz. Sam ayağa kalkıp yanımıza geldi.
"Kızlar dışarıdan ne kadar mal göründüğünüzün farkında değilsiniz ama bu sevince bende katılacağım çünkü akıl sağlığım bu kadar kuvvetli değil." dedi ve üçümüz birbirimize sarıldı.
Evet çok kötü bir gün geçirmiştik ve çok kötü şeylerde yaşamıştık bize silah çekilmişti ama hala gülmeyi becerebiliyorduk. Ama ben günü şöyle özetleyeyim.
Power Of Three (Üçün Gücü)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişim Geleceğime
Fiksi IlmiahGizli bir arama yoksa sadece telefon sakası mı ? Peki hayatı bu sıralar garipleşen bir insan bir bunu nasıl algılar ? Yeni tanıştığı birini aslında bu kadar yakından nasıl tanıyabilir ? Aramaların arkasında ki kim olabilir ? Olayı çözebilecek tek ki...