17.BÖLÜM "DUYGUSUZ HAYVANIN TEKİSİN!"

215K 3.1K 376
                                    

Görsel Afra

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Görsel Afra

💐 💐

BİLGİLENDİRME: KARANLIĞIN İNCİSİ en az iki sezon sürecek bir macera üç olabileceğini de ön görüyorum bu arada. İlk sezonun yarısından fazlasını bitirdiğimi haber vermek istedim. Yaklaşık 28.864 kelimelik konumuz kaldı bölüm uzunluğuna göre sayısı değişebilir o yüzden şu bölümde sezon arasına gireceğiz diyemiyorum şu an ileride daha net bir tahmin yürütebilirsem sizlerle de paylaşırım, sevgilerle...

17.BÖLÜM "DUYGUSUZ HAYVANIN TEKİSİN!"

"Tekrar"

Derin bir nefes alarak söylediği gibi yumruğumu torbaya indirdiğimde diğer elimle de benzer bir vuruş gerçekleştirmiştim.

"Aferin." Saç diplerime vuran soluğunu hissettiğimde tüylerim diken diken oldu. Harcadığım efordan dolayı soluk soluğa kalmıştım. "Haşin kızım benim." Sahiplenircesine söylemesine mi yoksa bana haşin demesine mi daha fazla takılmalıydım bilmiyordum. Bildiğim te bir şey vardı o da kesinlikle soluklarımı kestiğiydi.

            Gözlerim öyle irice açık kaldığında hızla silkelenerek suratımı ona döndüğümde ifadesindeki o keyif dolu hal kafamı karıştırmış, daha fazla şaşırmama sebep olmuştu. Gerçekten de keyif alıyordu.

            Suratımı buruşturdum. "Ne diyorsun ya?" Kehribar rengi gözleri o kadar yakın ve sarıydı ki aklımı bulandırıyordu. "Tuhaf tuhaf konuşma." Bir adımla üzerime geldiğinde panikle geri çekildiğimde bakışlarımdan uyarı dolu kıvılcımlar çıkıyordu.

            "Neden bu kadar tedirginsin?"

            Kızgın gibi gözükmek istediğim için kaşlarımı çattığımda sırtımı dikleştirdim. "Tedirgin falan değilim."

            Başparmağı göğüs kafesimin altını bulduğunda diğer dört parmak sırtıma doğru kaymıştı. Mümkünmüş gibi gözlerim daha da irileştiğinde nefes almayı unutmuştum sanki. "İki adım öteden bile duyabildiğim kalbin öyle demiyor ama?"

            Dilim damağım kuruduğunda sanki o tek parmağıyla bedenimde susturucu düğmemi bulmuştu ve oraya basmaya devam ediyordu ve o basmaya devam ettiği süre boyunca ben konuşmak bir yana kıpırdayamayacaktım bile. İstemsizce çektiğim karnımı içeride tutmaya devam ederek belimdeki elini sertçe kavrayarak aşağı doğru bıraktığımda bu sefer gerçekten de kızgın bakıyordum.

            "Neden bu evde bulunduğumuzu unutuyorsun sanırım?" Dedim sorarcasına.

            Kafasını hafifçe yana yasladığında kesintisiz baktığı o kehribar rengi gözleri beni sürekli zorluyordu. Uzun süre bakamıyor, sitem ederek kafamı aşağı eğip bakışlarımı ondan çevirip duruyordum. Yakınlığı, kokusu... Hayır. Yağız başlı başına her detayıyla bana fazla geliyordu ve içimde uyandırdığı hislerle asla baş edemiyordum.

KARANLIĞIN İNCİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin