23.BÖLÜM "HEYECAN DORUKTA"

192K 3.3K 364
                                    

💐💐

Kirpiklerimin arasından sızmaya çalışan güneş ışığıyla birlikte titrek bir soluk alarak gözlerimi daha sıkı yumdum, anlaşılan sabah olmuştu. Damağımda kalan o mayhoş tat ve... Tüm hücrelerimi titreten varlığı... Hemen alnımın altında, ellerimi koyup yaslandığım göğsü hepsi en az gözlerimin arasından sızmaya çalışan gün ışığı kadar gerçekti.

Her ne kadar uyanmış olsam da kıpırdamadan o anın tadını biraz daha çıkartmak istedim. Daha önce hiç bu kadar huzurla ve güzelce uyuduğumu hatırlamıyordum. Daha önce uyuduğumuz andan hiç bu kadar tat almamıştım. Bu... Şu an... Gerçekten de çok farklı ve eşsizdi...

Omuz başımı sıkıca kavrayan parmakları yavaşça açıldı ve orayı hafifçe okşamaya başladı. Midemde oluşan kıpırtı yavaşça yukarı doğru tırmanmaya başladığında kalbim göğüs kafesime dar geliyordu sanki.

Temiz ve güzel kokusu ciğerlerimi doldurduğunda soluklarımın düzensizleşmemesi için üstünkörü bir çaba sarf ediyordum.

"Kokumu bu kadar sevdiğini bilmiyordum." Sesini işittiğim an irkilerek sıçradığımda kafam kendiliğinden göğsünden kalkmıştı. İrice açılan gözlerimle beraber sudan çıkmş balık gibi kehribarlarına bakıyorken öylece kaldım.

Anında yakalandım!

Uyandığımı hemen belli etmiştim.

Heykel gibi öylece kaldığımda saçlarım dağınık bir şekilde omuzlarımı ve suratımın bir kısmını örtüyordu.

"Bunu da nereden çıkarttın?" Diye sordum sertçe.

"O kadar derin nefes alıyorsun ki fark etmemek için aptal olmak lazım." Yakalanmış olmanın verdiği suçluluk duygusuyla beraber bakışlarımı aşağı indirdiğimde görmesem de yanaklarımın kızardığını biliyordum.

Daha fazla bozuntuya vermemeye çalışarak yatakta doğrularak ondan uzaklaştım. "Abartmaya bayılıyorsun." Bu vaziyette daha fazla o çıra gibi yanan bakışlarına bakabilecek iradede olmadığımı anladığım için öylece çekip gidecekken dirseğimden yakalayıp beni sertçe üzerine çekti.

Sert göğsüne çarpan göğsüm sıkışarak acıdığında kalp atışlarını neredeyse göğüs kafesimin arasında hissediyordum. Kehribar rengi gözleri en delici haliyle beraber maviliklerimden içeri akıyorken sivri burnunun ucunun benimkine değmesi aklımı başımdan alıyordu.

Bakışlarım titrediğinde midemde bir kramp oluştu. Yutkundu, yutkundum.

"Otuz saniye içerisinde buradan kaybolmazsan çok farklı şeyler olacak." Genzinden gelen sesiyle beraber o yakıcı kelimeler kulaklarıma ulaşınca bakışlarındaki karartının sebebini anlamıştım.

Cevap veremeyecek kadar çok panik ve korku dolu olduğum için hızla yataktan çıktım ve hangi ara kapıyı açtığımı bile anlayamadığım sürede kendimi dışarı attım.

Sırtımı koridora verdiğim de göğüs kafesim hızla inip kalkıyordu. Kızaran yanaklarım ve tenim... Tenim alev almış gibiydi ve ben... Çok farklı hissediyordum.

Ellerimi yumruk yaparak sıktım ve gözlerimi yumdum. Dilim damağım kuruyordu ve sürekli yutkunsam da ağzımın içini bir türlü ıslak tutamıyordum.

Ağlamaklı ifademle beraber gözlerimi açtığımda çaresizdim. Kalbimde ona karşı bazı duygular oluyordu ve ben ne yazık ki şu anda buna engel olamıyordum ve genzimi yakan da tam olarak buydu.

KARANLIĞIN İNCİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin