sαℓvαтσяε ~ кι̇м sεσкנι̇η

sαℓvαтσяε (5)

Çiuuuv ~

---

"Hava oldukça güzel."

"Evet."

"Bu havada derse gidecek olman üzücü."

Chinsu arka koltukta otururken, şoför koltuğunda oturan ve ona sinir bozucu gülümsemesi ile bakan gence dikiz aynasından bakıp gözlerini devirdi.

"Beni kıskandırmaya mı çalışıyorsun oppa?"

"Bugün pikniğe gidelim mi hyung?"

"Bol proteinli sandviçlerimizi yerken kulaklarımı güzel sesinle dolduracaksan, neden olmasın?"

"Peki.." Chinsu ön tarafta oturan iki gencin yeniden fingirdeşmeye başladığını gördüğünde yüzünü hafifçe buruşturdu "Sanırım benim gitme vaktim."

"İyi dersler küçük köstebek."

"İyi eğlenceler oppa."

Chinsu hızla arabadan inip kapıyı ardından kapattı ve ön koltukta oturan gençlere doğru eğilip ikiliye el sallayıp hızla arkasını döndü ve tarihi binaya baktı.

Hafif gülümsemesi yüzüne yayılan genç kız yavaş adımlarla binaya doğru yaklaştı.

***

"Her gün 20 kez yap. Anlaştık mı?"

"Çalışacağım sunbaenim!"

"Güzel."

Seokjin karşısındaki kısa saçlı kahküllü genç kıza gülümsedikten sonra bakışlarını perdenin arkasından çıkan kişiye çevirdi ve sevimli surat ifadesi ile yaklaşmasını işaret etti.

Chinsu yukarı kıvrılan dudakları ile piyanoya doğru yaklaşırken perçemli genç kız çantasını sırtına atıp ikiliye selam verdikten sonra sahneyi terk etmişti.

Chinsu kısa saçlı kızı gözleri ile perdenin arkasında kaybolana kadar takip ettikten sonra, bakışlarını piyanodaki kişiye doğru çevirdiğinde yakışıklı gencin yamuk gülümsemesi ile onu izlediğini gördü ve ne yapacağını bilemeyerek karşısındakine utangaç bir şekilde gülümsedi.

"Aç mısın?"

Chinsu gelen soruya bir an anlam veremese de, kafasını olumsuz bir şekilde iki yana salladı.

"H-hayır.. Yemek yedim efendim."

"Efendim?"

Genç kız utangaç gülerken elini ağzına doğru getirdi ve gençten bakışlarını kaçırarak konuştu.

"Oppa.."

"İşte böyle.." Seokjin memnun surat ifadesi ile bir bacağını diğerinin üstüne attı ve konuşmaya devam etti. 

"Ah.. Bugün yorucuydu." Yakışıklı genç yorgun bakışlarını yüzündeki yamuk gülümseme ile yere dikmiş bir süre dalgın bir şekilde düşünürken, genç kız karşısındakinin parlayan gözlerinin birden kendisine döndüğünü gördü.

"Chinsu-shi! Sen öğleden önceki son öğrencimsin. Acaba dersi dışarıda işlesek nasıl olur? Hem belki biraz acıkmış da olursun."

"D-dışarıda mı?"

Chinsu şaşkınlıkla sorusunu sorduğunda yakışıklı genç hızla ayağa kalkıp kağıtlarını toplamaya başlamıştı bile.

"Burası okuduğum üniversite kampüsüne oldukça yakın! Biraz çimlerde uzanmak fena fikir sayılmaz sanırım."

"Peki ders?"

Chinsu kocaman olmuş bakışları ile karşısında dikilirken Seokjin kıstığı bakışları ile genç kızın yanına geldi ve işaret parmağını şakayla karışık bir şekilde genç kızın önünde salladı.