Doyoung yine acayip mutsuz bir şekilde okulun kapısından içeri girdi. Lisenin güzel bir yer olduğunu sanarak gelmişti ancak geçen iki yılda anlamıştı ki, Fen Lisesi dedikleri yer hiç de bahsettikleri gibi bir yer değildi.
Merdivenleri hızlı adımlarla çıkarken bir yandan da sınıf hocalarının bugün yer değiştireceğini söylediği aklına geldi. Kiminle otururum acaba, diye düşünmekten alıkoyamadı kendini. Aslında Mark fena olmazdı, Jaemin de olur, Taeyong da idare eder. Jaehyun olmasın da. Diğerleri olabilir, diye ihtimalleri sıralıyordu peşpeşe.
Sınıfına geldiğini farkedince durdu ve kapıyı açıp içeri girdi. Cam kenarındaki sırasına oturdu ve hoca gelene kadar kitap okumaya karar verdi. Zil çaldığında önünde oturan Ten ile konuşmaya başladı.
"Sence kiminle otururum Doyoung? Artık şu Taeyong'dan kurtulmak istiyorum. Hoca inadına galiba 2 senedir ayırmadı bizi."
"Bilmiyorum. Bence bu sıra değişikliğinde de ayırmaz. Bay Kwon siz ikinizi çok seviyor gibi."
"İnşallah yerim değişir diyeyim, sen de artık sevdiceğin Jaehyunla falan oturursun."
"Sevdiceğin falan diyip durmasana. O benim arkadaşım bile olduğundan şüphelendiğim biri. Çocuk benimle konuşmuyor bile."
"Hadi hadi. Basbaya seviyorsun işte. DoJae reaall."
Doyoung tam Ten'e bir şey söyleyecekti ki, içeriye Bay Kwon girdi. Günaydın, oturabilirsiniz faslı geçince herkes yerine oturdu. Bay Kwon ise konuşmaya başladı.
"Çocuklar, senenin başından beri sıra değişikliği diye başımın etini yediniz ilkokul çocukları gibi. Ben şimdi sıra düzeninizi ayarlayacağım ve siz de sayfa 83'teki kavram haritasını deftere çizeceksiniz. Çıt çıkaran olmasın."
Herkes hocanın dediğini yapmaya başladı. Doyoung ise hocaya karşı 'beni Jaehyunla oturtmayın' bakışı atıyordu. İçinden bir his onunla oturtacağını söylüyordu. Çünkü Bay Kwon 9.sınıftan beri sınıf hocaları olmalarına rağmen Doyoung'a Yoon Oh, Jaehyun'a ise Doyoung diyordu. İkisi de alışmıştı bu duruma.
En sonunda hoca elindeki kağıdı kaldırarak konuştu.
"Şimdi herkes ilkokulda yaptığı gibi tahtaya çıksın. Sıra değişikliği yapıyoruz."
Herkes çantalarını toplayarak tahtanın önünde sıra oldu. Hoca da devam etti,
"Evet şimdi isimleri okuyorum. Okuduğum sıraya göre oturacaksınız ve yer değiştirme kesinlikle yasak!"
Hoca cam kenarından başlayarak isimleri okuyordu. En son duvar kenarındaki sıraya geldiğinde Doyoung hiç istemediği şeyleri duydu.
"Kim Doyoung ve Jung Yoon Oh."
Doyoung istemeye istemeye Jaehyun'un yanına geçti ve yeri değişmeyen arkadaşı Ten'e baktı. Ten ona bakıp gülüyor ve Jaehyunla kendisini işaret ederek kalp çiziyordu. Doyoung çok şanssız olduğunu kendine bir kez daha hatırlatarak önüne döndü ve Jaehyun'un ona baktığını farketti.
"Bir şey mi söyleyeceksin?"
"Evet, şey hocanın isimlerini karıştırdığı iki öğrenciyi yan yana oturtması çok değişik geldi de."
"Bence de öyle."
Neyse katlanacaktı. Ne kadar kalmıştı ki. Sadece 7 ay falan. Teneffüs zilinin çalmasını istemiyordu çünkü biliyordu ki, arkadaşları onunla dalga geçecek ve saçma sapan şeyler söyleyecekti.
O her ne kadar istemese de lanet olasıca zil çaldı. İşte, utanma zamanları şimdi başlıyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my classmate//dojae
Fanfiction••tamamlandı☆•• Doyoung şimdi -neredeyse hiç - onunla konuşmayan, burnu havada, umursamazın teki olan Jaehyun'la mı oturacaktı? Ne günahı vardı da bunları yaşıyordu acaba?